Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/7143
Karar No: 2013/11211
Karar Tarihi: 05.12.2013

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2013/7143 Esas 2013/11211 Karar Sayılı İlamı

(Kapatılan)20. Hukuk Dairesi         2013/7143 E.  ,  2013/11211 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı ... Yönetimi, ... Köyü 340 parsel sayılı 9440 m² yüzölçümündeki taşınmazın tapuda davalılar adına kayıtlı olduğunu, kısmen kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kaldığını ileri sürerek davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile orman niteliğiyle Hazine adına tescili ve el atmanın önlenmesi istemiyle dava açmıştır.
    Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı ... Yönetimi tarafından temyiz edilmekle, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 12.06.2008 tarih ve 2008/5266-8709 sayılı kararı ile bozulmuştur.
    Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; [Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir. Şöyle ki; Orman Yönetiminin kesinleşen orman sınırları içinde kaldığı iddiası ile açtığı ve aynı gün Dairemizde incelenen bir çok dosyada uzman orman ve fennî bilirkişiler tarafından düzenlenen raporlarda orman kadastro haritası ile kadastro paftasının ölçeklerinin eşitlenerek çakıştırıldığını ve buna göre çekişmeli taşınmazların orman tahdit hattına göre orman sınırları içinde kalan ve kalmayan bölümlerini gösteren kroki sunmuşlardır. Ancak, öncelikle değişik tarihlerde yapılan orman kadastro ve aplikasyon 2. madde ve 2/B madde çalışmalarına ilişkin orman tahdit evraklarının tamamının dosyalar içinde bulunmadığı, ayrıca, uzman bilirkişilerce düzenlenen krokide gösterilen orman tahdit noktalarının komşu orman tahdit noktaları ile irtibatlı olarak uygulanmadığı, sadece tek parsel olarak uygulama yapıldığı ada bazında veya yakın poligonlar ile irtibatlı olarak uygulama yapılmadığı anlaşılmakta olup raporlar bu hali ile yetersizdir.
    Bu nedenle; mahkemece, ÖNCELİKLE ÇEKİŞMELİ TAŞINMAZIN BULUNDUĞU YERDE DEĞİŞİK TARİHLERDE YAPILAN ORMAN KADASTROSU, APLİKASYON 2. MADDE VE 2/B MADDE UYGULAMALARINA ilişkin işe başlama, çalışma, iş bitirme ve ilân tutanakları ile her çalışmaya ilişkin renkli orijinalinden çıkartılmış orman tahdit haritalarının ilgili yerlerden istenerek dosyaya konulması, daha sonra ise önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek üç orman mühendisi ve bir harita mühendisinden veya olmadığı takdirde bir tapu fen memurundan oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle yeniden yapılacak keşifte 2 Eylül 1986 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan 6831 sayılı Orman Kanununa Göre Orman Kadastrosu ve Aynı Kanunun 2/B Maddesinin Uygulanması Hakkındaki Yönetmeliğin 54.maddesi uyarınca hazırlanan Orman
    Kadastrosu Teknik İzahnamesinin 49. maddesinde yazılı “orman sınır noktası ve hatların uygulanmasında tutanaklardan, orman kadastro haritasından, hava fotoğraflarından, varsa ölçü karnelerinden, nirengi, poligon, röper noktalarından yararlanılır. Sınırlama tutanakları ile orman kadastro haritaları arasında çekişme olduğunda ölçü değerleri ve tutanaktaki ifadeler arazinin durumuna göre incelenir, hangisi daha çok uyum gösteriyorsa ve gerçek duruma uygun ise o esas alınır.” hükmü ile 15.07.2004 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastrosunun Uygulanması Hakkında Yönetmeliğin “Teknik İşler” başlıklı Dokuzuncu Bölümünde yazılı esaslar gözönünde bulundurularak uygulama yapılmalı, yerel bilirkişi beyanlarına başvurularak yerinde bulunmayan orman sınır noktaları, bulunanlardan hareketle tutanak ve haritalarda yazılı mevkii, yer, kişi isimleri ile açı ve mesafelere göre, orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulama tutanak ve haritalarının düzenlenmesinde kullanılan hava fotoğrafları ve memleket haritalarından yararlanılarak, değişik açı ve uzaklıklardaki en az 6-7 adet orman sınır noktası bulunup röperlenmeli, anlatılan yöntemle bulunan ilk orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulaması ile ilgili sınır noktaları aynı ölçeği çevrilerek, çekişmeli taşınmazın orman kadastrosu aplikasyon ve 2/B madde haritalarına göre konumu genel kadastro paftası üzerinde, ayrı renkli kalemlerle gösterilip keşfi izleme olanağı sağlanmalı, aynı ya da yakın orman sınır hatlarında, dava konusu edilen parseller varsa, bunların tümü birleşik harita üzerinde gösterilerek bilirkişilerden müşterek imzalı rapor ve kroki alınmalı, ilk orman kadastro harita ve tutanakları ile aplikasyon, 2/B madde harita ve tutanaklarının uyumsuz olması halinde yukarıda yazılı Yönetmelikler ile Teknik İzahnamelerde yazılı tutanakların düzenlenmesine esas alınan hava fotoğrafı ve memleket haritası ile desteklenen ve gerçek duruma uygun düşen tutanaklara değer verileceği düşünülmeli, temyize gelen tarafın sıfatına göre usûlî kazanılmış hak da göz önüne alınarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmeli] denilmiştir.
    Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra davanın kabulüne, dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile 30.09.2009 tarihli fen bilirkişi raporunda (A1) işaretli 41,40 m2 ve (A2) işaretli 1117,04 m2’lik bölümlerin orman niteliğiyle Hazine adına, (B) işaretli 8282 m2’lik bölümün Hazine adına tapuya tescciline, bu bölümün beyanlar hanesine 1744 sayılı Kanunun 2. maddesi ile orman sınırları dışına çıkartılmıştır şerhinin yazılmasına karar verilmiş; hüküm, Orman Yönetimi ve davalı Kerim Yıldız tarafından temyiz edilmekle, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 09/11/2010 tarih ve 2010/10172 - 13899 sayılı kararı ile; [1) Orman Yönetiminin taşınmazın (B) işaretli bölümüne ilişkin temyiz itirazları yönünden; incelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından kesinleşmiş orman tahdit haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırmada çekişmeli taşınmazın bu bölümünün kesinleşmiş tahdit sınırları içinde iken 2/B uygulaması ile dışarı çıkarıldığı anlaşıldığına ve yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının REDDİNE,
    2) Davalı Kerim Yıldız’ın taşınmazın (A1) ve (A2) işaretli bölümlerine ilişkin temyiz itirazları yönünden; incelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve uzman orman ve fen bilirkişiler tarafından kesinleşen orman kadastrosuna ait harita ve tutanaklar ile arazi kadastrosu paftasının uygulanması sonucu dava konusu taşınmazın 1949 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kaldığı, taşınmaz daha önce yapılan orman kadastrosunun sınırları içinde ve tapu sicilinde orman niteliğiyle Hazine adına kayıtlı ve mülkiyet hakkı Hazineye ait kamu malı orman olduğu halde, arazi kadastro ekiplerinin bu durumu gözönünde bulundurmadan, hata ile ikinci kere kadastrosunu yapıp yolsuz olarak sicil oluşturulmuşsa da, 766 sayılı Kanunun 46/2 ve 3402 sayılı Kanunun 22/1. maddeleri gereğince ikinci kadastronun yolsuz (T.M.K.nın 1025. md.) ve bütün sonuçlarıyla hükümsüz olması nedeniyle malikine mülkiyet hakkı kazandırmayacağı ve T.M.K.’nın 1026. (E.M.K. 934 - İsviçre M.K. 976) maddesi gereğince sicilin hiç bir süreye bağlı kalmadan her zaman iptal edileceği, somut olayda, 3402 sayılı Kanunun 12/3. maddesi hükümlerinin uygulanma olanağının da bulunmadığı, baştan beri yolsuz tescil niteliğinde oluşturulan sicil kaydının, davalıya hiç bir zaman mülkiyet hakkı kazandırmayacağı ve başlangıcından itibaren yolsuz ve
    geçersiz olan tapu kaydının iptaline ilişkin mahkeme kararının yenilik doğuran (inşaî) mülkiyet hakkını sona erdiren bir hüküm olmayıp, mevcut durumu saptayıp hukuksallaştıran, açıklayıcı (izhari), başka bir anlatımla; sicilin oluştuğu tarihten itibaren mülkiyet hakkının doğmadığını, sicilin yolsuz ve geçersiz olduğunu belirleyen bir hüküm olduğu, bu tür kayıtlarda T.M.K."nın 1023. (E.M.K.931 - İsviçre M.K.974) maddesindeki "iyi niyetle edinme" kuralının da uygulanamayacağı bir yana, davalının taşınmazın niteliğini görmeden satın almasının hayatın olağan akışına ve yaşam kurallarına uygun olmayacağından, tapuya güven ve iyi niyet kurallarından faydalanamayacağı, davalı taşınmazı satın almışsa, ödediği bedeli, sebepsiz zenginleşme kurallarına göre bu yeri kendisine satanlardan geri alabileceği belirlenerek kaydın iptaline karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, (davacının ve davalının) temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA karar verilmiştir.
    3) Davalı Kerim Yıldız’ın taşınmazın (B) işaretli bölümüne ilişkin temyiz itirazları yönünden; Orman Yönetiminin kesinleşen 2/B madde alanlarında kalan taşınmazların eylemli orman oldukları takdirde dava açmakta hukukî yararı var ise de, davalı taşınmazın temyize konu bu bölümü eylemli orman değildir. Bu tür yerlerde aktif dava ehliyeti Hazineye aittir. Hazine tarafından açılmış bir dava bulunmadığına, taşınmazda eylemli orman niteliğinde olmadığına göre bu bölüme ilişkin Hazine tarafından her zaman dava açılabileceği gözetilerek Orman Yönetiminin davasının reddine karar verilmesi ” gereğine değinilmiştir.
    Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra davanın kısmen kabulüne ve dava konusu Gülova Köyü, 340 nolu parselin bilirkişi krokisinde (A1) ve (A2) ile gösterilen kısımları hakkında mahkemenin 2008/565-2010/128 sayılı kararının onanarak kesinleşmiş olduğu anlaşıldığından, bu kısımlar hakkında karar verilmesine yer olmadığına, aynı krokide (B) ile gösterilen 8282 m²"lik taşınmazın payları oranında Kerim Yıldız mirasçıları adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
    Yörede 1949 yılında 3166 sayılı Kanun gereğince yapılan orman kadastro çalışması ile daha sonra 1978, 1984 ve 2002 yıllarında yapılan aplikasyon, 2. madde ve 2/B madde uygulamaları bulunmaktadır. Genel arazi kadastrosu 1969 yılında yapılmış, taşınmazın kesinleşmiş orman kadastro sınırları içinde kaldığı gözönünde bulundurulmadan ikinci kere kadastrosu yapılarak davalı adına tespit ve yolsuz olarak tescil edilmiştir.
    İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna, mahkeme kararının alt bölümüne davacı ... Yönetiminin istemi üzerine 22.02.1013 günlü tavzih şerhinin yazıldığı anlaşıldığına göre, mahkemece davanın kısmen kabulü yolunda kurulan hükümde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak; dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olduğu halde, mükerrer kayıt oluşturacak şekilde çekişmeli taşınmazın (B) ile gösterilen bölümünün payları oranında ... mirasçıları adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş olması doğru değil ise de, bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu sebeple, hükmün 1. bendinin 4. paragrafında yer alan “... Köyü, 340 nolu parselin bilirkişi krokisinde (B) ile gösterilen 8282 m²"lik taşınmazın payları oranında... mirasçıları adına tapuya kayıt ve tesciline” cümlesinin hükümden çıkarılmasına, bunun yerine; “... Köyü, 340 nolu parselin bilirkişi krokisinde (B) ile gösterilen 8282 m²"lik bölümü yönünden davanın reddine” cümlesinin yazılmasına ve hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla H.U.M.K."nun 438/7. maddesine göre düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 05.12.2013 gününde oy birliği ile karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi