MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ

Dava dilekçesinde 5509 TL ecrimisilin yasal faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulü, kısmen reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacı vekili dilekçesinde, davalının davacı vakıflara ait taşınmazı işgal ettiğini beyan ederek, 5509 TL. ecrimisilin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, savunmasında davayı kabul etmediğini, istenen ecrimisilin fahiş olduğunu beyan etmiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiştir.
Davada, 1997-2007 dönemine ilişkin olarak ecrimisil talep edilmiş, dava 22.12.2008 tarihinde açılmış, davalı taraf, bu talebe ilişkin olarak zamanaşımı itirazında bulunmamıştır. Buna rağmen bilirkişi kendi görev alanına girmediği halde, yorum yaparak ecrimisilin başlangıcını 2001 senesi olarak kabul etmiş, buna göre ecrimisil hesabı yapmış, mahkeme ise, bu raporu esas alarak hüküm tesis etmiştir.
HUMK.’nun 74. maddesi gereğince,”hakim tarafların iddia ve savunmaları ile bağlı olup, talepten başka şeye ya da fazlasına karar veremez. Talepten aza karar vermesi caizdir.” hükmünü içermektedir.
Öyle ise mahkemece, yukarıdaki ilke ve esaslar gereğince, davacının talep ettiği dönem ile bağlı kalarak, yapılacak yargılama neticesinde hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, 22.02.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.