Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/3025
Karar No: 2013/2984
Karar Tarihi: 20.02.2013

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2013/3025 Esas 2013/2984 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2013/3025 E.  ,  2013/2984 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

    Davacı, Bağ-Kur sigortalılığının 24/03/1987 tarihi itibariyle tescil edilerek Bağ-Kur kapsamına alınma ve halen devam ettiğinin tespitine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, davanın açılmamış sayılmasına karar vermiştir.
    Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

    K A R A R

    Dava, 1479 sayılı Kanun kapsamındaki sigortalılık süresinin tespiti istemine ilişkindir.
    Mahkemece, davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
    Uyuşmazlık, basit yargılama usulünün uygulandığı İş Mahkemelerinde; 01.10.2011 tarihinden önce açılmış ve bir kez işlemden kaldırılmasına karar verilmiş olan davalarda, dosyanın bir kez daha takipsiz bırakılması halinde 1086 sayılı HUMK"un 409. maddesinin mi yoksa 6100 sayılı HMK"nın 320.maddesinin 4. bendinin mi uygulanacağı noktasındadır.
    01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK"nın 320.maddesinin 4. bendi "Basit yargılama usulüne tabi davalarda, işlemden kaldırılmasına karar verilmiş olan dosya, yenilenmesinden sonra takipsiz bırakılırılsa, dava açılmamış sayılır" hükmünü içermektedir. HMK"nın yürürlükte olduğu 01.10.2011 tarihinden sonra ikinci kez takipsiz bırakılması nedeniyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilebilmesi için ilk takipsiz bırakılma işleminin de 01.10.2011 tarihinden sonra olması gerekir.
    Somut olayda, davanın 31.05.2011 tarihinde açıldığı, 07.09.2011 ve 18.12.2012 tarihlerinde iki defa takipsiz bırakıldığı anlaşılmaktadır. Mahkemece HMK"nın yürürlüğe girdiği 01.10.2011 tarihinden sonra dosyanın bir sefer takipsiz bırakılması nedeniyle işlemden kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken yasal koşulları bulunmadığı halde HMK"nın 320/4.maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi usul ve yasaya ayklırı olup bozma nedenidir.

    O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır.
    SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 20/02/2013 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

    KARŞI OY

    Dairenin bozma kararına konu uyuşmazlık, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK nın 316. maddesi uyarınca basit yargılama usulünün uygulandığı iş mahkemelerinde, 1086 sayılı HUMK nun yürürlükte olduğu dönemde açılıp bir kez işlemden kaldırılmasına karar verilmiş olan davalarda HMK nın yürürlükte olduğu 01.10.2011 tarihinden sonra davanın açılmamış sayılmasına karar vermek için, HUMK 409. maddede belirtildiği gibi ilk yenilemeden sonra bir defa daha yenilemede bulunulabileceği ya da HMK 320/4. maddesi uyarınca bulunulamayacağına ilişkindir. Sorun, yasaların zaman bakımından uygulanması ile ilgilidir.
    Davaya konu somut olayda mahkemece, davacının HUMK nun yürürlükte olduğu 07.09.2011 tarihli duruşmaya katılmaması nedeniyle dosyanın 409. madde uyarınca işlemden kaldırılmasına karar verildiği, süresinde yenilendikten sonra, 6100 sayılı HMK nın yürürlükte olduğu 18.12. 2012 tarihli duruşmaya davacının mazeretsiz olarak katılmaması, davalı tarafın da davayı takip etmemesi nedeniyle, mahkemece dosyanın işlemden kaldırılmasıyla birlikte HMK 320/4. madde uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verdiği görülmektedir.
    Kararı davacı temyiz etmiştir.
    Dairemizce, 1086 sayılı HUMK nun yürürlükte olduğu dönemde yasanın 409/1. bendi bakımından tamamlanmış bir işlem sözkonusu olduğundan 6100 sayılı yasanın uygulanma olanağı bulunmadığı, anılan yasanın 320/4. bendinde belirtilen işlemden kaldırılmasına karar verilmiş olma koşulunun gerçekleştiğinin kabulünün mümkün olmadığı gerekçeleri ile yerel mahkemenin davanın açılmamış sayılmasına ilişkin kararının bozulmasına karar verilmiştir.
    Uyuşmazlığın çözümünde, usul yasalarının uygulanmaları bakımından geçerli olan derhal uygulama ilkesi üzerinde durulması ve uygulama maddelerinin irdelenmesinde yarar vardır.
    Davanın açılması ile hukuk yargılaması başlar ve işlemlerin tamamlanması zaman alır. Bir işlemin başlaması ile bitmesi arasında yeni kanunlar yürürlüğe girip usul kurallarında değişiklikler yapabilir. Bir davada aynı anda iki usul kanununun birden uygulanması söz konusu olamayacağına göre, devam eden davalar bakımından hangi usul kanununun uygulanacağının belirlenmesi gerekir. Burada kanunların “zaman bakımından uygulanma” sı ilkesi ile karşılaşılmaktadır. Zaman bakımından uygulamaya esas olarak “geriye yürüme, derhal uygulama, ileriye yürüme” şeklinde üç ilke yön vermektedir. Bir kanun, yürürlüğe girmesinden önce açılmış davalara uygulanıyorsa, kanunun "geriye yürümesinden" söz edilir. Geriye yürüme esasen bir istisnadır. Bu istisnaya ceza hukukunda sanık lehine olan kanunun uygulanmasında rastlanır. Bir kanunun, yürürlüğe girmesinden itibaren ilgili olduğu tüm olaylara uygulanması öngörülmüş ise, kanunun "derhal uygulanmasından" bahsedilir. Yine bir kanun yürürlükten kalkmasına rağmen, yürürlükte bulunduğu sürede meydana gelen olaylara uygulanmaya devam ediyorsa, kanunun "ileriye yürümesi" söz konusudur.
    Özel hukuka ilişkin işlemler ve bunların içeriğini belirlemekte taraf iradeleri ön plandadır. Özellikle sözleşme ilişkilerinde, eski kanun zamanında doğmuş ve yeni kanun zamanında süregelmekte olan hukuki işlemler bakımından eski kanun varlığını ve etkilerini sürdürür. Aynı etkinin yargılama kanunları bakımından da geçerli olduğu söylenemez. Yargılama hukukuna ilişkin işlemlerde kanun koyucunun iradesi belirleyicidir. İçeriği kanunla belirlenen ilişkiler, kanun koyucunun doğrudan iradesini yansıtmakta ve taraf iradelerinin belirleyiciliğine izin vermemektedir. Genel kural, olay ve işlemlerin o sırada yürürlükte olan hukuk kurallarına bağlı olmasıdır. Bir olaya, o sırada yürürlükte olan hukuk kurallarının uygulanmasına derhal (hemen) uygulama ilkesi adı verilmektedir. Derhal uygulama ilkesi gereğince yeni kanun, yürürlüğe girdikten sonraki olay ve işlemlere uygulanmakta, geçmişe yürümemektedir. Hukuk yargılamasında, kanun değişikliklerinde ilke "derhal uygulama" dır. Bu ana kurala bağlı kalınarak, eski kanun zamanındaki usul işlemleri, eski kanuna göre sonuçlanmalı, sonuçlanmamış işlemlere ise yeni kanun uygulanarak sonuçlandırılmalıdır. Derhal uygulama ilkesi yeni kanunun eskisinden daha mükemmel olduğu, ülkede aynı anda iki yargılama kanununun uygulanmaması ve kanunların yürürlükte bulundukları süre içinde düzenlendikleri sahalarda uygulanması gerektiği anlayışına dayanmaktadır. Yargılamaya ilişkin kanunların derhal uygulanmasının bir nedeni de, bu kanunların kamu düzeni ile ilgili olmalarındandır. Bu nedenle, kanun değişikliklerinin taraflardan birisinin lehine olup olmaması önemli değildir.
    Açıklanan "derhal uygulama" ilkesinden şu dört genel sonuç çıkmaktadır;
    1- Usul işlemleri daima yürürlükteki yargılama kanununa göre yapılır,
    2-Yürürlükteki yargılama kanununa uygun olarak yapılan işlemler sonradan değişiklik yapan kanunla geçerliliğini kaybetmez. Yeni yargılama kanununun yürürlüğe girmesinden sonra yapılması gereken usul işlemleri yeni kanuna tabi olur,
    3 - Eski kanuna göre yapılmamış işlemler yeni kanuna tabi olur,
    4- Yeni kanunun uygulanmasında kural olarak, kanunun tarafların leh veya aleyhinde olmasına bakılmaz. Yargılama işlemleri bakımından evvelce yapılmış bir işlem, lehte de olsa aleyhte de olsa geçerlidir ve yeni kanuna göre tekrarlanmaz. Dolayısıyla, usul kuralları bakımından kazanılmış haktan söz edilemez.
    Yeni kanun kural olarak ilerisi için kabul edilir. Doğal olarak yeni kanun eski kanunu izler. Bu izleme sırasında, daha önceki kanun zamanında açılmış bir davada, oluşumu tamamlanmamış bir usul işlemi, yeni kanun yürürlüğe girdiği zaman bütün unsurları ile yeni kanuna tabi olacaktır. Bu nedenle, bir davadaki usul işleminin eski kanun zamanında tamamlanıp tamamlanmadığına bakılmalıdır. Kuşkusuz, dava bir tek işlemden ibaret değildir. Görülmekte olan bir davada, cevap dilekçesi veya karşılıklı dilekçe vermek, iddia ve savunmayı doğrulayıcı nitelikteki delilleri ve belgeleri ileri sürmek gibi taraf işlemleri ile ara kararları vermek, keşfe ve bilirkişi incelemesine gitmek, yazı ve imza uygulaması ve incelemesi yaptırmak, tanıkları davet etmek ve dinlemek, davayı karara bağlamak gibi hakimin işlemleri ayrı birer usuli işlem olarak ele alınmalıdır. Bunlardan hangisi henüz tamamlanmamışsa o işlem yeni kanun hükümlerine tabi tutulmalıdır. Usul kanunlarında geçmişe uygulanma yoktur. Nitekim 6100 sayılı HMK daki 448. madde hükmü de bunu doğrulamaktadır. Anılan hüküm, bu kanun hükümlerinin, tamamlanmış işlemleri etkilememek kaydıyla derhâl uygulanacağını belirtmektedir. Bu hüküm gereğince 6100 sayılı kanun, yürürlüğe girdiği sırada devam eden usul işlemlerinin, ne zaman başlatılmış olduklarına bakılmaksızın, henüz tamamlanmamış iseler uygulanacaktır. Kanun koyucu aksine bir uygulama getirmek isteseydi bunu ayrıca bir hükümle belirtirdi. Nitekim 6100 sayılı kanunda, görev konusunda bir uyuşmazlık çıkmasına olanak tanınmamış ve görev değişikliği normlarının daha önce açılmış davalarda derhal uygulanmaması, yani yürürlükten kalkan normun uygulanmasına devam edilmesi geçici 1/1. maddesinin, “bu kanunun yargı yolu ve göreve ilişkin hükümleri, kanunun yürürlüğe girmesinden önceki tarihte açılmış olan davalarda uygulanmaz”, hükmüyle kabul edilmiştir. Buna karşılık dosyanın işlemden kaldırılmasında değişiklik yapılmıştır. Basit yargılama usulüne tabi davalarda (iş mahkemelerindeki davalarda da bu usul uygulanacaktır), “işlemden kaldırılmasına karar verilmiş olan dosya, yenilenmesinden sonra takipsiz bırakılırsa, dava açılmamış sayılır” (md. 320/4). Önceki kanun (md. 409) ve yeni kanuna göre yazılı yargılama usulüne tabi davalarda (md.150/6) “işlemden kaldırılmasına karar verilmiş ve sonradan yenilenmiş olan dava, ilk yenilenmeden sonra bir defadan fazla takipsiz bırakılamaz. Aksi hâlde dava açılmamış sayılır”. Basit yargılama usulünün uygulandığı davalar bakımından yeni kanun işlemden kaldırılmasına karar verilen dosyanın ancak bir kez yenilenmesine izin vermektedir. Oysa önceki kanuna göre iki kez yenilenebilmektedir. Ancak önceki kanun döneminde bir kez işlemden kaldırılan davanın yeni kanun döneminde bir kez daha takipsiz bırakılması durumunda ikinci takipsizlikle birlikte davanın açılmamış sayılmasına karar vermek gerekecektir. Ortada tamamlanmış bir işlem yoktur. Dosyanın işlemden kaldırılmasında süreç tamamlanmış değildir. Bu nedenle, davanın açılmamış sayılmasına ilişkin yerel mahkeme kararının bozulması yönünde oluşan sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum. 20.02.2012





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi