Esas No: 2022/2204
Karar No: 2022/7696
Karar Tarihi: 14.04.2022
Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2022/2204 Esas 2022/7696 Karar Sayılı İlamı
7. Ceza Dairesi 2022/2204 E. , 2022/7696 K."İçtihat Metni"
Karşılıksız çek keşide etmek suçundan sanık ...'in, 4814 sayılı Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun ile değişik 3167 sayılı Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkında Kanun'un 16/1. maddesi gereğince çek bedeli tutarı 19.750,00 yeni Türk lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına, bir yıl süre ile çek hesabı açmaktan yasaklanmasına dair ... Asliye Ceza Mahkemesinin 24/06/2010 tarihli ve 2009/1493 esas, 2010/711 sayılı kararını müteakip, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca eylemin idari yaptırıma dönüştüğünden bahisle dosyanın mahalline iadesi üzerine, ceza tayinine yer olmadığına, sanık hakkında 6273 sayılı Kanun ile değişik 5941 sayılı Kanun'un 5/1. maddesi uyarınca çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı konulmasına ilişkin ... Asliye Ceza Mahkemesinin 23/03/2012 tarihli ve 2009/1493 esas, 2010/711 iş sayılı kararı aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığından verilen 14/12/2021 tarihli kanun yararına bozma istemini içeren dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 14/01/2022 tarihli ve KYB. 2021/156757 sayılı ihbarnamesi ile daireye verilmekle okundu.
Mezkür ihbarnamede;
5941 sayılı Çek Kanunu’nun 6273 sayılı Kanun ile değişik 5/1. maddesi uyarınca, çek hesabı sahibi gerçek veya tüzel kişi hakkında çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı kararı verilebileceği, dosya kapsamına göre de, sanığın çek hesabı sahibi ... Madencilik ve Ticaret Limited Şirketi'ni temsile yetkili kişi olduğu nazara alındığında, sanık hakkında çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı kararı verilemeyeceği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiş ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozmaya atfen ihbar olunmuş bulunmakla Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
7201 sayılı Tebligat Yasasının 10/1. maddesinde yer alan “Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır. …” şeklindeki düzenleme karşısında, önce sanığın bilinen en son adresine tebligat gönderilmesi, bu adreste tebligatın yapılamaması halinde, 7201 sayılı Yasanın 21/2. maddesi uyarınca tebligata, Tebligat Yasasının 23/1-8 ve Tebligat Kanunu’nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesi hükümlerine göre, “Tebligat çıkarılan adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğundan, tebliğ imkansızlığı durumunda, tebligatın, Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesine göre bu adrese yapılması” gerektiğine dair şerh düşülerek tebliğ işlemlerinin tamamlanması gerektiği cihetle, dosya kapsamına göre, kanun yararına bozma istemine konu, 23.03.2012 tarihli kararın sanığın adres kayıt sistemindeki adresine doğrudan 7201 sayılı Yasanın 21/2. maddesine göre tebliği usulsüz olup, bu haliyle kesinleşmiş bir kararın varlığından bahsedilemeyeceği ve anılan kararın kanun yararına bozma istemine konu olmayacağı anlaşılmakla,
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği yerinde görülmediğinden, CMK'nun 309. maddesi uyarınca kanun yararına kararın bozulmasına dair talebinin REDDİNE, 14.04.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.