Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/5263
Karar No: 2020/670
Karar Tarihi: 03.02.2020

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2019/5263 Esas 2020/670 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2019/5263 E.  ,  2020/670 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 6. HUKUK DAİRESİ
    İLK DERECE
    MAHKEMESİ : BEYKOZ 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen vasiyetnamenin iptali davasında davanın reddine dair verilen hüküm hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelenmesi sonucunda; davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik olarak verilen kararın süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı; müteveffa babası ..."ın 11/09/2016 tarihinde vefat ettiğini, Beykoz 1. Noterliği"nin 02/10/1990 tarihli ve 15718 yevmiye sayılı düzenleme şeklindeki vasiyetnamenin açılıp okunmasına karar verildiğini, vasiyetnamenin açılmasıyla birlikte babası tarafından haksız olarak mirastan ıskat edildiğini öğrendiğini, müteveffaya ait vasiyetname içeriğininde belirtilen hususların gerçeği yansıtmadığını, bahse konu vasiyetnamenin davalıların baskı ve talepleriyle düzenlettirildiğini; gerek aynı evde birlikte yaşadıkları dönemde gerekse davalı anne ve kız kardeşlerinin fiili ve sözlü saldırıları nedeniyle evden ayrıldıktan sonra, davalılardan gizli olarak babasıyla sürekli görüştüğünü, irtibatını koparmadığını, evlat olarak sorumluluklarını yerine getirdiğini, babasına ve davalılara karşı herhangi bir suç işlemediğini, kısacası ıskat sebeplerinin gerçekleşmediğini; evli olduğunu, evliliklerinin ilk yıllarında aynı apartmanda, farklı dairelerde ailesi ile birlikte yaşadığını, ailesinin, eşini istemediklerini, aralarında tartışma yaşandığını, babasının başka bir eve taşınmasını istediğini, baba ile oğul arasında ciddi bir tartışmanın olmadığını ileri sürerek; yasal dayanaktan yoksun vasiyetnamenin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalılar; davacının aile hukukundan doğan yükümlülüklerini önemli ölçüde yerine getirmediğini, davacının 1989 yılında kendileriyle birlikte altlı üstlü oturduğu binadan taşındığını ve o günden bugüne kadar ailesini arayıp sormadığını, ziyaret etmediğini, hastalandıklarında yanlarında olmadığını, sadece babası komada iken hastaneye geldiğini, aile bağlarının yaklaşık 28 yıl önce koptuğunu, nitekim mütevaffa babanın davaya konu vasiyetnameden bu süre zarfında dönmediğini; davacının eşinin, kayınpederine "papaz, şeytan" gibi sözler sarfettiğini, davacının da eşinin sözlerini onayladığını, davacının babasına karşı yazmış olduğu mektup içeriğinden, babasına küslük beslediğini, hatta onun oğlu olmayı dahi istemediğini, mirastan ıskat sebeplerinin gerçekleştiğini savunarak; davanın reddini istemiştir.
    İlk Derece Mahkemesince; davacının, mirasbırakana ve mirasbırakanın ailesi üyelerine karşı aile hukukundan doğan yükümlülüklerini yerine getirmediği, babası ile hiç görüşmediği, babasına hitaben yazılan mektup içeriğinden, babası murise karşı onur kırıcı ifadelerde bulunduğu, vasiyetnamenin davalıların baskısı ile düzenlettirildiğine dair iddiasını da ispat edemediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
    İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
    Bölge Adliye Mahkemesince; davacının gerek babası murise gerekse murisin eşi ve felçli kızına yönelik hoş karşılanmayacak davranışlarının bulunduğu, murisin iç dünyasında sarsılmalara ve yıkıma neden olan bu eylemlerin , TMK"nın 510. Maddesi kapsamında mirasçı davacının, mirasbırakan ve ailesine karşı kanunen yerine getirmekle yükümlü olduğu aile görevlerini ifada büyük bir kusur olarak nitelendirilebileceği, murisin de 1990 yılında yaptığı bu tasarruftan, vefat edene kadar 26 yıl boyunca rücu etmediği, ıskat sebeplerinin varlığının ispat edildiği gerekçesiyle, davacının istinaf başvurusunun HMK"nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiş; karar, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava; vasiyetnamenin iptali istemine ilişkindir.
    1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı bilgi ve belgelere, özellikle temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
    2- Mirasçılıktan çıkarmayı gerektiren haller, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu"nun 510. maddesinde iki bent halinde gösterilmiştir. Buna göre, mirasçı, mirasbırakana veya mirasbırakanın yakınlarından birine karşı ağır bir suç işlemişse ya da mirasbırakana veya mirasbırakanın ailesi üyelerine karşı aile hukukundan doğan yükümlülüklerini önemli ölçüde yerine getirmemişse, mirasbırakan ölüme bağlı tasarrufla mirasçısını mirasçılıktan çıkarabilir.
    Aynı Yasanın "İspat yükü" başlığı altında düzenlenen 512. maddesinde ise; " Mirasçılıktan çıkarma, mirasbırakan ancak buna ilişkin tasarrufunda çıkartma sebebini belirtmişse geçerlidir. Mirasçılıktan çıkarılan kimse itiraz ederse, belirtilen sebebin varlığını ispat , çıkarmadan yararlanan mirasçıya veya vasiyet alacaklısına düşer. Sebebin varlığı ispat edilememiş veya çıkarma sebebi tasarrufta belirtilmemişse tasarruf, mirasçının saklı payı dışında yerine getirilir; ancak, mirasbırakan bu tasarrufu çıkarma sebebi hakkında düştüğü açık bir yanılma yüzünden yapmışsa, çıkarma sebebi geçersiz olur." şeklinde düzenleme yapılmıştır.
    Somut olayda; Beykoz 1. Noterliği"nin 02.10.1990 tarihli ve 15718 yevmiye sayılı düzenleme şeklindeki vasiyetname ile muris ... tarafından, oğlu davacının mirastan ıskat edildiği, ıskat sebebi olarak; davacının, kendisine ve ailesine karşı kötü davrandığının, saygısız ve münasebetsiz davranışlarda bulunduğunun, kendisini dövmeye kalkıştığının, yine kendisine hitaben hakaret ve tehdit içerikli mektup yazdığının, bayramlarda ziyaretine gelmediğinin gösterildiği; buna rağmen, dosya kapsamında toplanan delillere göre, ıskat sebeplerinin, ispat külfeti üzerinde bulunan davalılar tarafından ispat edilemediği anlaşılmaktadır. Her ne kadar davalı tarafça, delil olarak dosyaya sunulan, baba ile oğul arasındaki mektuplaşma içeriğinden bahisle, ıskat sebeplerinin gerçekleştiği savunulmuş ve gerek İlk Derece Mahkemesince gerekse Bölge Adliye Mahkemesince gerekçeye dayanak yapılmışsa da, mektup içeriğinde "hakaret ve tehdit" içerikli ifadelerin yer almadığı, nitekim bu hususta yapılan şikayet üzerine savcılık tarafından takipsizlik kararı da verildiği görülmüştür.
    Hal böyle olunca, İlk Derece Mahkemesince; davalılar tarafından ıskat sebebinin ispat edilemediği, TMK"nın 512/3. maddesi uyarınca, mirastan ıskatın mirasbırakanın tasarruf nisabı oranında geçerli olduğu, davacının saklı payını talep edebileceği dikkate alınarak; davaya tenkis davası olarak devam edilip, murisin terekesinde bulunan tüm aktif ve pasifin belirlenmesinden sonra, konusunda uzman bilirkişiden rapor alınmak suretiyle, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken; eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
    İlk Derece Mahkemesi kararının, yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmasına karar verilmiş olduğundan, HMK"nın 373/1 maddesi uyarınca, işbu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının da kaldırılmasına karar verilmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, ikinci bentte açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK"nın 373/1 maddesi uyarınca temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, aynı Kanunun 371. Maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 03/02/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi