3. Hukuk Dairesi 2013/17712 E. , 2013/16672 K.
"İçtihat Metni"....
Taraflar arasında görülen alacak davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili dava dilekçesinde, davalının .... bağlı kuruluşda 14.09.2005 tarihinde diş hekimi olarak çalıştığı dönemde uzman hekim kadro unvanı olmamasına rağmen hataen döner sermaye ek ödemesi yapıldığını belirterek, davalıya fazla ödenen 20.371,18 TL"nin davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili cevabında, haksız ödeme yapılmadığını beyan etmiş, zamanaşımı def"inde bulunmuştur.
Mahkemece; davalıya hataen yapılan en son ödeme tarihi 20.03.2007 tarihinden itibaren 60 günlük dava açma süresi geçdiğinden bahisle zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmiş, hükmü davacı vekili temyiz etmiştir.
Dosya kapsamından, davalıya yapılan fazla ödemenin daha önce bu yolda alınmış bir idari karara dayandığı iddia ve ispat edilemediği, ödemenin idarenin şart tasarrufa dayanmadığı, hatadan kaynaklandığı ve ayrıca davalı tarafından fazla ödemenin tahsili talebini içeren 23.08.2011 tarihli kararın iptali için İdare Mahkemesine dava açıldığı ve dosyanın derdest olduğu, bu davanın ise 30.03.2012 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır.
27.01.1973 tarih, ... sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ile “1-Yokluk ile mutlak butlan halleri hariç ve kişinin gerçek dışı beyanı veya hilesi de sebebiyet vermemiş olmak kaydıyla idarenin yanlış şart tasarrufunu (özellikle yanlış intibak işlemini) ancak iptal davası süresi veya kanunlarda özel bir süre varsa bu süre içinde yahut iptal davası açılmışsa dava sonuna kadar, geriye yürür şekilde geri alabileceğine, 2- Bu süreler geçtikten sonra yanlış tasarrufun geriye yürür şekilde geri alınmayacağına, 3- Bu süreler geçtikten sonra yanlış tasarrufun geri alınması halinde geri alma gününe kadar doğmuş durumların, parasal sonuçları da dahil olmak üzere, hukuken kazanılmış durum olarak tanınması gerektiğine, 4- Bu nedenle yanlış işlemin (intibakın) bu süreler geçtikten sonra geri alınması durumunda geri alma gününe kadar ödenmiş bulunan fazla paraların (aylıkların) hukuken geçerli bir nedenle ödenmiş bulunduğunun kabulü gerekmesi karşısında artık sebepsiz zenginleşme söz konusu olamayacağından, sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayanılarak geri istenemeyeceğine” karar verilmiştir.
....
İdari işlemler maddi mahiyetlerine göre “şart işlemler” ve “subjektif işlemler” diye ikiye ayrılmaktadır. Şart işlemler veya durum işlemler (actes-condition), bir kişiyi veya bir şeyi hukuk kurallarınca önceden tespit edilmiş bulunan, genel, objektif ve kişilik dışı bir hukuki statüye (duruma) sokan veya böyle bir statüden çıkaran işlemlerdir. Şart işlemde işlemin içeriği, statüsel niteliktedir, yani önceden kişilik dışı ve objektif olarak belirlendiğinden yaratılan hukuki durum, o durum içine sokulacak herkes için geçerlidir. Şart işlemlerin en bilinen örneği memur atama işlemidir. Şart işlemler lehine oldukları kişilere subjektif haklar bahşetmezler, bu haller onların şahsına verilmiş haklar değil, bulundukları statüden kaynaklanan haklardır.
“Subjektif işlemler (actes subjectifs)” ise, bireysel hukuki durumlar doğuran ya da bireysel hukuki durumlarda değişiklik yaratan işlemlerdir.
İdarenin parasal ödeme kararları (decisions pecuniaires), hak yaratıcı işlemler (şart tasarruf işlemleri) niteliğinde değildir. İdarenin para ödeme kararları kanunla öngörülen şartların gerçekleşmesi durumunda, hak sahibi haline gelmiş kişilere belli bir paranın ödenmesi kararı niteliğindedir. İdarenin aldığı ödeme kararı “tespit edici” niteliktedir, hak yaratıcı işlem değildir. Bu işlemlere konu olan hak, bu kararların alınmasıyla değil, kanunun öngördüğü koşulların gerçekleşmesi ile ortaya çıkar. Söz konusu kararlar ortaya çıkmış hakkı tespit ederler. Dolayısı ile ödeme kararlarında bir hata olmuş veya bir hukuka aykırılık yapılmış ise (hak etmediği halde ödeme yapılmış ise) bu karar iptal edilebilir veya geri alınabilir. Bu ödeme kararlarına ilişkin memur maaşları, lojman tazminatı, teşvik pirimleri ödenmesi v.s. girmektedir (Prof.Dr.Kemal Gözler, İdare Hukuku 1.Cilt Bursa 2003).
Dava konusu alacağın konusu, idarenin davalıya sehven uygulanan katsayılar nedeniyle fazladan yapılan döner sermaye ek ödemenin iadesi talebine ilişkindir.
Yukarıda açıklandığı gibi dava konusu fazla ödemenin idarenin bir şart tasarrufuna dayanmadığı, salt hatalı ödemeden kaynaklandığı anlaşılmaktadır.
Kaldı ki HGK.nun 05.12.1984 tarih 387-997 sayılı kararı ile İ.B.K.nın idare tarafından yapılan bütün ödemelere uygulanması halinde, idarenin haksız iktisap kurallarından hiçbir zaman yararlanamaması ve memurların yapmış oldukları bütün hatalı ödemelerin idare tarafından gerek ödeme yapılan kişilerden, gerekse ödemeyi yapandan geri alınamaması gibi bir sonuç doğuracağı ve bununda idareyi işlemez duruma getireceği gerekçesi ile savunulamayacağı kabul edilmiştir.
Bu durumda, dava konusu hatalı ödemenin TBK"nun 77-82 (BK"nun 61-66) maddelerinde yer alan sebepsiz zenginleşme kuralları çerçevesinde istenip istenemeyeceği tartışılarak ve ayrıca davalının süresinde ve usulüne uygun zamanaşımı def’inde bulunmadığı dikkate alınarak, davalının aynı konuda İdare Mahkemesine açtığı davanın sonucuda beklenilerek oluşacak sonucu göre karar verilmesi gerekirken, mahkemece; yazılı gerekçe ile davanın reddine ilişkin hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 26.11.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
...