2. Hukuk Dairesi 2014/1212 E. , 2014/18924 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sincan 2. Aile Mahkemesi
TARİHİ :24.10.2013
NUMARASI :Esas no:2012/783 Karar no:2013/698
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı tarafından temyiz edilerek; temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; duruşma için belirlenen 30.09.2014 günü temyiz eden davalı S.. A.. gelmedi. Karşı taraf davacı H.. A.. vekili Av. .. geldi. Gelenin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü. Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle olayları açıklamak taraflara hukuki nitelendirme hakime ait olup (HMK md. 33), davacı (koca) tarafından l yıllık ayrılık kararından sonra evlilik birliğinin yeniden kurulamamış olması sebebiyle boşanma talebinde bulunulduğunun, mahkemece de tarafların Türk Medeni Kanununun 172. maddesi gereğince boşanmaya karar verildiğinin ancak hüküm fıkrasında Türk Medeni Kanununun 172. maddesi yerine Türk Medeni Kanununun 166/4. maddesinin yazılmasının maddi hataya dayalı olduğunun anlaşılmasına göre davalı (kadın)"ın aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
2-Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, davalı (kadın) yararına hükmolunan maddi tazminat azdır. Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanununun 50. ve devamı maddeleri hükmü nazara alınarak, daha uygun miktarda maddi tazminat (TMK md.174/1) takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
3-Toplanan delillerden; davacı (koca)"nın başka bir kadınla yaşadığı ve bu kadından 10.03.2003 doğumlu bir çocuğunun olduğu anlaşılmaktadır. Bu durum kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu halde, mahkemece davalı (kadın)"ın manevi tazminat isteğinin reddi doğru olmamıştır.
4-Dava Hukuk Muhakemeleri Kanunu yürürlüğe girdikten sonra 15.11.2012 tarihinde açılmış, davalı (kadın) cevap dilekçesinde yoksulluk nafakası istememişken tahkikat aşamasında 23.10.2013 tarihli dilekçesi ile yoksulluk nafakası (TMK md. 175) talebinde bulunmuştur. Taraflar, cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçeleri ile serbestçe ön inceleme aşamasında ise ancak karşı tarafın açık muvafakati ile iddia ve savunmasını genişletebilir yahut değiştirebilir. Ön inceleme aşamasının tamamlanmasından sonra ise diğer tarafın açık muvafakati ve ıslah dışında iddia ve savunma genişletilemez yahut değiştirilemez (HMK md. 141/1). Davalı (kadın) tarafından, ilk defa tahkikat aşamasında ileri sürülen yoksulluk nafakası isteği, talep sonucunun genişletilmesi niteliğindedir. Davalının bu talepleri ile ilgili olarak usulünce yapılmış ıslah talebi de söz konusu olmadığına göre, yoksulluk nafakası talebi artık incelenemez. Durum böyleyken davalının kendisi için talep ettiği yoksulluk nafakası isteği ile ilgili olarak "karar verilmesine yer olmadığına" şeklinde karar verilmesi gerekirken, kesin hüküm, oluşturacak şekilde bu talepler ile ilgili “red” kararı verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2, 3 ve 4. bentlerde gösterilen sebeplerle maddi tazminatın miktarı, manevi tazminat ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddi yönünden BOZULMASINA, hükmün bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 30.09.2014 (Salı)