22. Hukuk Dairesi 2013/28082 E. , 2015/9568 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Taraflar arasındaki, ücret alacağının ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı sebeplerle gerçekleşen miktarın faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin hükmün süresi içinde duruşmalı olarak temyizen incelenmesi taraflar avukatlarınca istenilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 17.02.2015 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalı adına .... adına ..., diğer davalılar adına ... .. geldiler. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı şirket vekili, davalıların haksız rekabet teşkil eden fiillerinden dolayı ve davalı ..., ... ve ...’nin iş sözleşmesine aykırılık teşkil eden fiilleri nedeniyle uğranıldığı belirtilen toplam 8.126.000 Amerikan Doları zararın davalılardan tahsilde tekerrür olmamak üzere müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalılar, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuşlardır.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı taraflar temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dava tarihinde yürürlükte bulunan mülga 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu"nun 57. maddesinde, haksız rekabet hallerinin başlıcaları düzenlenmiş, “hüsnüniyet kaidelerine aykırı hareketler” başlığı altında, örnekleme yoluyla eylemler belirtilmiştir. Bu bağlam da 7. bentte "müstahdemleri, vekilleri veya diğer yardımcı kimseleri iğfal suretiyle, istihdam ..
etmek veya müvekkillerinin imalat veya ticaret sırlarını ifşa etmek veya ele geçirmek", 8. bentte ise "hüsnüniyet kaidelerini aykırı bir şekilde elde ettiği veya öğrendiği imalat veya ticaret sırlarından haksız yere faydalanmak veya onları başkalarına yaymak" eylemleri de haksız rekabet nedenleri arasında sayılmıştır. Öte yandan, öğretide de, kanunda sayılan haller arasında olmasa da, iş sözleşmesi devam ederken dürüstlük kuralı çerçevesinde öğrenilen sırların kullanılması ve/veya işverenin uğraşı alanına giren aynı türden bir işin yapılması durumunda aldatıcı hareket veya iyiniyet kurallarına aykırı olarak iktisadi rekabetin suiistimal edildiği durumlarda da haksız rekabetin mevcut olduğu ifade edilmektedir.
Hükme esas alınan 18.09.2012 tarihli ilk rapor ile 11.04.2013 tarihli ek raporu, emekli banka müdürü, serbet muhasebeci mali müşavir ve hukukçu bilirkişiden oluşan bilirkişi kurulu tarafından düzenlenmiştir. Aralarında davacı ve davalı şirketin faaliyeti konusunda uzman bulunmayan bilirkişi kurulu raporuna karşı tarafların itirazları bulunmaktadır. Ayrıca, tarafların haksız rekabetin oluşup oluşmadığı ve zararın hesaplanması konusundaki iddia, savunma ve itirazları karar gerekçesinde yeterince değerlendirilmemiştir. Hal böyle olunca, mahkemece, haksız rekabetin yapıldığı ileri sürülen deniz sigortacılığı faaliyeti konusunda uzman bilirkişinin de aralarında bulunduğu bilirkişi kurulundan rapor alınarak, her iki tarafın da itirazlarının incelenmesi, yukarıda haksız rekabet konusunda anlatılan ilkelere göre, dosyada bulunan tüm bilgi ve belgeler birlikte dikkate alınarak, davacı şirketin iddialarının mülga 6762 sayılı Kanun"un 57. maddesi kapsamında dürüstlüğe aykırılık ve neticede haksız rekabet teşkil edip etmediği; haksız rekabet teşkil ettiğinin kabulü halinde, zarar hesabına ilişkin tarafların itirazlarının karar gerekçesinde tartışılıp değerlendirilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı şekilde karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır.
2-Kabule göre de, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 326/2. maddesi hükmüne göre, davada iki taraftan her biri kısmen haklı çıkarsa, mahkeme, yargılama giderlerini tarafların haklılık oranına göre paylaştırır. Bu durumda, mahkemece, kabul ve ret edilen alacak miktarlarına göre, yargılama giderlerinin paylaştırılmaması da hatalıdır.
Ayrıca yine kabule göre, mahkeme kararlarındaki gerekçelerin hüküm fıkralarına uygun olması gerekir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 06.03.1963 gün ve 1963/4-99 esas, 1963/37 karar sayılı Kararı). Oysa, gerekçe ile hüküm fıkrasının aykırı olduğu, temyize konu kararın incelenmesinden açıkça anlaşılmaktadır. Gerçekten, 05.06.2013 tarihli kararın gerekçe kısmında, davacı şirketin 1.300,00 Amerikan Doları zararı olduğu belirtildiği halde; hüküm fıkrasında 1.300.000,00 Amerikan Doları zararın davalılardan tahsiline karar verilmiştir. Bu halde, gerekçe ile hüküm fıkrası arasındaki bu çelişkinin giderilmesi suretiyle gerçeğe ve hukuka uygun bir karar verilmesi gereği açıktır.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı biçimde karar verilmiş olması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, bozma sebeplerine göre tarafların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, davalı yararına takdir edilen 1.100,00 TL duruşma avukatlık parasının davacıya, davacı yararına takdir edilen 1.100,00 TL duruşma avukatlık parasının davalıya yükletilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 10.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.