16. Hukuk Dairesi 2016/15747 E. , 2020/4506 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
KANUN YOLU: TEMYİZ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Yargıtay bozma ilamında özetle; "Mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin hüküm kurmak için yeterli olmadığı, harita ve krokisi bulunan tapu kayıtlarına 3402 sayılı Kanunu’nun 20. maddesi uyarınca haritasına göre kapsam belirlenmesi gerektiği, ancak bir harita veya kroki yoksa veya uygulanabilir nitelik taşımıyorsa sınırlarının belirlenmesi için mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarına başvurulacağı belirtilerek, öncelikle tapu kaydının ilk tesisinden itibaren tüm gittileri ile birlikte Tapu Sicil Müdürlüğü’nden istenilmesi, gitti kayıtlarının yüzölçümlerinde veya sınırlarında bir değişiklik varsa dayandığı belgelerin incelenip doğru ve yasal bir nedenin bulunup bulunmadığının araştırılması, doğru esasa dayanmıyorsa, ilk tespitteki sınırlara itibar edilmesi gerektiğinin gözetilmesi, ayrıca uygulamada yararlanmak üzere varsa komşu taşınmaz kayıtlarının getirtilmesi, böylece yanların dayandığı usulüne uygun olarak çıkarılmış tüm belgeler toplandıktan ve dosya keşfe hazır hale getirildikten sonra yöreyi iyi bilen yaşlı ve yansız yerel bilirkişi veya teknik bilirkişinin katılımıyla uygulama yapılması, kayıtlardaki her sınırın yerel bilirkişilerden sorulup arazi üzerinde tespit edilmesi, gerektiğinde sınırlar hakkında açıklayıcı doyurucu bilgiler alınması, bilinmeyen sınırlar yönünden taraflara tanık dinletme olanağının sağlanması, komşu taşınmazlara ait kayıtlarda aynı şekilde uygulanarak yerel bilirkişi ve tanık sözlerinin denetlenmesi, öte yandan sınırlar değişebilir nitelikte ise veya tam olarak kapanmayıp açık yönler kalıyorsa kayda değişmez sınırlarla bağlantı kesilmemek suretiyle miktarına göre kapsam belirlenmesi, ayrıca tapu fen memuru veya mühendisi sıfat ve yeteneğini haiz uzman bilirkişi veya bilirkişilerden keşifte saptanan bilgi ve bulgulara uygun ve uygulamayı tam olarak yansıtan, infaza elverişli rapor ve kroki alınması ve sonucuna göre karar verilmesi” gereğine değinilmiştir. Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyulduğu halde, bozma ilamının gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Oysaki bozma ilamına uyulmakla taraflar yararına usuli müktesep hak oluşacağından, bu hakkın zedelenmemesi için bozma ilamının gereklerinin tam ve eksiksiz olarak yerine getirilmesi gerekir. Her ne kadar Mahkemece, bozma ilamına uyulmak suretiyle yapılan yargılama neticesinde, çekişmeli taşınmazın tespitine esas alınan tapu kaydının dava konusu taşınmaza aynen uyduğu, tapu kaydının sınırlarının sabit hudut niteliğinde olup, hukuki geçerliliğini koruduğu, diğer taraftan taşınmazın mütegayyip şahıslardan intikal ettiği iddiasının da kanıtlanamadığı gerekçesi ile yazılı şekilde karar verilmiş ise de, yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Davalı tarafın dayandığı ve taşınmazın tespitine esas olan tapu kaydı tesisinden itibaren tüm tedavüllleri ile getirtilmemiş, dava konusu taşınmaza komşu taşınmazların tutanak örnekleri ve varsa dayanağı olan kayıtlar getirtilip yapılan keşifte uygulanmak suretiyle tapu kaydının uygunluğu denetlenmemiş ve yöntemine uygun tapu kaydı uygulaması yapılmamıştır. Öte yandan çekişmeli taşınmaza komşu 915 parsel sayılı taşınmaza yönelik olarak davacı Hazine tarafından aynı nedenlerle açılan başka bir dava bulunduğu halde, bu parsele ilişkin davanın akıbeti de araştırılmamıştır. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak karar verilmesi usul ve yasaya uygun düşmemektedir.
Hal böyle olunca; doğru sonucu varılabilmesi için Mahkemece öncelikle, davalı tarafın dayandığı ve çekişmeli taşınmazın tespitine esas alınan tapu kaydı tesisinden itibaren tüm tedavülleri, varsa haritaları ve tüm oluşum belgeleri ile dava konusu parseli çevreleyen komşu taşınmazlara ait tutanak suretleri ve dayanakları olan kayıtların tesislerinden itibaren tüm tedavülleri, davalı iseler ilgili dava dosyaları getirtilmeli; bundan sonra, mahallinde, yaşlı, tarafsız ve yöreyi iyi bilen şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile ziraat mühendisi bilirkişisi ve teknik bilirkişinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı ve yapılacak bu keşifte, 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 20. maddesi hükmü uyarınca davalı tarafın dayandığı tapu kaydının dayanağı harita mevcut ise, yerel bilirkişi yardımı ve uzman teknik bilirkişi eliyle yöntemince yerine uygulanmalı, uygulama yapılırken haritası bulunan kayıtlarının kapsamlarının öncelikle haritasına göre belirleneceği gözetilmeli, haritası bulunmayan kayıtlardaki sınırların tespiti bakımından mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarına başvurulmalı; kayıtlarda yazılı hudutlar mahalli bilirkişilere tek tek okunmak sureti ile bu sınırların zeminde gösterilmesi istenilmeli, kayıtlarda yazılı olup yerel bilirkişilerce zeminde gösterilemeyen hudutların tespiti için taraflara tanık dinletme imkanı sağlanmalı, yerel bilirkişi ve tanıkların kayıtların uygulanması hususundaki beyanları, komşu parsel tutanakları ve dayanakları kayıtlarla denetlenmeli; teknik bilirkişiden, komşu parsellerin varsa dayanağı kayıtların dava konusu taşınmaz yönünü ne okuduğunun belirlendiği, kroki üzerinde işaretlenmek suretiyle tapu kaydının sınır denetiminin yapıldığı ve kayıt kapsamının kesin olarak gösterildiği keşfi izlemeye imkan veren, ayrıntılı ve gerekçeli rapor ve kroki alınmalı; tapu kaydının değişebilir sınırlı olduğunun belirlenmesi halinde, miktarı ile geçerli olacağı düşünülerek, taşınmazın tapu kaydının miktarı itibarı ile, tapu kaydının sabit sınırlı olduğunun belirlenmesi halinde ise sınırları itibari ile taşınmazı kapsayıp kapsamadığı kesin olarak belirlenmeli; ayrıca yerel bilirkişiler ve tanıklardan taşınmazın öncesinin ne olduğu, kayıp ve yitik kişilerden kalıp kalmadığı, ilk zilyedinin kim olduğu, kimden kime ve ne suretle kaldığı, taşınmazın ne zamandan beri, kim tarafından ve ne şekilde kullanıldığı hususlarında somut olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı; ziraat mühendisi bilirkişisinden, taşınmazın tarımsal niteliğini bildiren, zilyetlikle edinilebilecek kültür arazisi olup olmadığını açıklayan, çekişmeli taşınmazın toprak yapısı ile komşu taşınmazların toprak yapısının mukayeseli olarak değerlendirildiği, taşınmazın değişik yönlerden çekilmiş renkli fotoğraflarını da içerir, somut verilere ve bilimsel esaslara dayalı ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; tapu kaydının çekişmeli taşınmaza uymadığının ya da dava konusu taşınmazın tapu kaydının miktarı itibari ile kapsamının dışında kaldığının anlaşılması halinde, davalı taraf lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluşup oluşmadığı tartışılıp değerlendirilmeli, bu halde belgesiz sınırlamaları dikkate alınmalı, bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece, bu yönler göz ardı edilerek eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21.10.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.