4. Hukuk Dairesi 2019/87 E. , 2019/2435 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ...... Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... ve ... aleyhine 30/11/2004 gününde verilen dilekçe ile ...... kazası sonucu yaralanma nedeniyle maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın davalı ... yönünden husumet yokluğundan usulden reddine, davalı ... vekilinin ıslaha karşı zaman aşımı defisinin kabulü ile 500,00 TL maddi tazminatın kaza tarihi olan 31/04/2004 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı ..."dan alınarak davacıya ödenmesine ve fazlaya ilişkin talebin reddine dair verilen 14/04/2017 günlü karara karşı davacı ve davalılardan ..."ın başvurusu üzerine yapılan istinaf incelemesinde; davacı ve davalı ... vekilinin istinaf başvurularının HMK"nın 353/1-b,1 maddesi uyarınca esastan reddine dair verilen 17/10/2018 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Gerekçeli karar başlığına davacı adının iki kez yazılmış olmasının maddi hatadan kaynaklandığı ve mahallinde düzeltilebileceği anlaşılmakla bu husus bozma nedeni yapılmamıştır.
Davacı vekili; davalılardan ..."ın davalı ..."nın işleteni olduğu araç ile müvekkiline çarparak yaralanmasına sebep olduğunu belirterek müvekkilinin maddi ve manevi zararının giderilmesini istemiş, yargılama sırasında verdiği ıslah dilekçesi ile maddi tazminat miktarını arttırmıştır.
Davalılar; davanın reddi gerektiğini savunmuşlardır.
İlk derece mahkemesince; davalı ..."ın ıslaha karşı zamanaşımı definin kabulü ile dava dilekçesi ile talep edilen 500,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı ..."dan alınarak davacıya ödenmesine ve bu konudaki fazlaya ilişkin talebin reddine, tedavi giderlerine ilişkin dosyada yeterli delil bulunmadığından ispat edilemeyen tedavi giderlerine ilişkin talebin reddine, davalı ... yönünden husumet yokluğundan davanın reddine, davacının uğramış olduğu maluliyet de değerlendirilerek 3.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı ..."dan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
Hükme karşı davacı vekili ve davalı ... vekili istinaf talebinde bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi"nce; davacı ve davalı ... vekilinin istinaf başvurularının HMK"nın 353/1-b,1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir. Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve HMK 355. maddesindeki kamu düzenine aykırılık halleri resen gözetilmek üzere istinaf incelemesinin, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılacağı kuralına uygun biçimde inceleme yapılıp karar verilmiş ve verilen kararda bir isabetsizlik görülmemiş olmasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2- Davacı vekilinin manevi tazminata yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Olay tarihinde yürürlükte olan 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi (6098 sayılı TBK m. 56) hükmüne göre hâkimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22/06/1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Somut olayda; davacının yaralanma derecesi, olay tarihi, olayın oluş şekli, tarafların kusur durumu ve yukarıdaki ilkeler göz önüne alındığında davacı yararına hükmedilen mannevi tazminat miktarı azdır. Mahkemece, daha üst düzeyde manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
3- Davacı vekilinin davalılardan ..."ya yönelik temyiz itirazlarına gelince;
...... 6. Noterliğinin 18/12/1995 tarih, 29237 yevmiye nolu kati satış sözleşmesi ile 01 PC 750 plaka sayılı traktörün ... ve ......"a 20.000.000 TL bedel ile satıldığı görülmekle birlikte zarara sebebiyet veren araç ......te davalı ... adına kayıtlıdır. Davacı bu kaydı esas alarak davasını işleten sıfatıyla ona yöneltmiştir. 2918 sayılı ...... ...... Kanunu’nun 3 ve 19. maddeleri hükümlerine göre ...... kaydı “işleteni” kesin olarak gösteren bir karine değilse de, onun kim olduğunu belirleyen güçlü bir kanıt niteliğindedir. Ancak ...... kaydına rağmen işletenliğin bir üçüncü kişi üzerinde bulunmasını engelleyen bir yasa hükmü yoktur. İşletenlik ...... kaydı adına olan kişiden müddeti muhafaza kaydı ile satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreyle kiralanması, ariyeti veya rehni gibi hallerde kiracı ariyet veya rehin alan kişiye geçmiş olur. Bu bakımdan işletenliğin kayda aykırı olarak başkasına geçmiş bulunduğu her zaman ispatlanabilir. Fakat zarar gören kişi davasını açmadan önce işletenliğin ...... kaydında adı yazılı kişiden başkasına satış yoluyla bile olsa geçmiş olup olmadığı konusunda bir araştırma yapmakla yükümlü kılınamaz. Olağan olanı, husumetin ...... kaydında adı yazılı kişiye yöneltilmesidir. Nitekim davacı da mevcut kayda dayanarak bu davayı davalı ... aleyhine açmış ve onun işleten olmadığı ancak sunulan ve getirtilen delillerle belirlenmiştir. Bu nedenle adı geçen davalı aleyhine bu davanın açılmasında davacının bir kusuru bulunmadığından davanın husumet yönünden reddi üzerine davalı yararına yargılama giderleri ve avukatlık ücreti yükletilmesi doğru görülmediğinden Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılarak ilk derece mahkemesi kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (2) ve (3) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle; temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının HMK 373/1 maddesi gereğince kaldırılmasına ve ilk derece mahkemesi kararının HMK 371. maddesi uyarınca BOZULMASINA, davacının diğer temyiz itirazlarının (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle reddine, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 18/04/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.