21. Hukuk Dairesi 2011/14935 E. , 2013/3532 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava, davacının murisi eşi ... 5.7.1976-1.7.1977 tarihleri arasında davalı işverene ait iş yerinde geçen ve Kuruma eksik bildirilen çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece dinlenen bordro tanıklarının ifadelerinin çelişkili olup hüküm vermeye yeterli olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden, davacının murisinin çalışmaları ile ilgili kuruma bildirimlerin 5.7.1976 tarihli işe giriş bildirgesi ile başlayıp 1976 yılında 114 gün, çıkış bildirilmeksizin 9.4.1977 tarihli bildirge uyarıncada 53 günlük çalışmanın bildirildiği iş yeri dönem bordrolarının Kuruma verildiği, dinlenen davacı bordro tanığı ... davacının eşi ile birlikte davalı işverenin üstlendiği ... Belediyesi kanalizazyon işinde 9 yıl kadar birlikte çalıştıklarını, çalıştıkları dönemin 1976 ve 1977 yıllarını kapsadığını belirtirken diğer bordro tanığı ... davacının eşiyle birlikte kanalizasyon işinde 1 yıl kadar çalıştıklarını ,Tanık ... ise 1976 veya 1977 yılında birlikte çalıştıklarını ancak ne kadar süre ile çalıştıklarını hatırlamayamadığını belirtmiştir.
506 sayılı Yasa"nın 79/10. maddesinde, bu tür hizmet tesbit davasının kanıtlanması yönünden özel bir yöntem öngörülmemiştir. Kimi ayrık durumlar dışında, resmi belge veya yazılI delillerin bulunması, sigortalı sayılması gereken sürelerin saptanmasında güçlü delil olmaları itibariyle sonuca etkili olur. Ne varki bu tür kanıtlar salt bu nedene dayanarak
istemin reddine neden olmaz; aksi durumun ispatı olanaklıdır. Somut bilgilere dayanması inandırıcı olmaları koşuluyla, Kuruma bildirilen dönem bordro tanıkları ve komşu işyerinin kayıtlı çalışanları gibi kişilerin bilgileri ve bunları destekleyen diğer kanıtlarla dahi sonuca gitmek mümkündür.
Mahkemenin bu tür davaların kişilerin sosyal güvenliğine ilişkin olması ve kamu düzenini ilgilendirdiğini göz önünde tutarak gerektiğinde; doğrudan soruşturmayı genişletmek suretiyle ve olabildiğince delilleri toplaması gerekmektedir. Bu yön, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555, 5.2.2003 gün 2003/21-35-64, 15.10.2003 gün 2003/21-634-572, 3.11.2004 gün 2004/21-480-579 ve 2004/21-479-578, 10.11.2004 gün 2004/21-538 ve 1.12.2004 gün 2004/21-629 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır.
Somut olaya gelince; mahkemece açıklanan şekilde fiili çalışmanın varlığının yöntemince araştırılmadan sonuca gidildiği ortadadır. Gerçekten ifadesi hükme dayanak alınan bordro tanıklarından ... davacınının murisi ile işyerinde bir yıl kadar birlikte çalıştıklarını tanık ... 1976 ya da 1977 yılında çalıştıklarını ancak çalıştıkları süreyi hatırlamadığını söylemiş, tanık ... bu işyerinde davacınnı murisi ile birlikte 9 yıl çalıştığını belirtirken ifadesininin devamında çalıştıkları dönemin 1976 ve 1977 yıllarını kapsadığını bildirmiştir.Dinlenen tanıklar çalışma süresi konusunda net ifadede bulunmamakla birlikte ihtilaflı döneme ilişkin dinlenen tanıklar dışında çok sayıda bordro tanığının bulunduğu mahkemece tanık ifadeleri arasındaki çelişkiyi giderecek araştırmanın yapılmadığı görülmektedir.Öte yandan muris adına ilk işe giriş bildirgesinin 5.7.1976 tarihinde düzenlenmesine rağmen çıkış bildirilmeksizin 9.4.1977 tarihinde ikinci işe giriş bildirgesinin düzenlendiği çıkış bildirilmediği halde 5.7.1976-9.4.1977 tarihleri arasındaki çalışmanın sürekli olup olmadığı konusunda yeterli araştırma yapılmadığı da ortadadır.
Yapılacak iş; Davanın kamu düzenine ilişkin olduğu gözetilerek ;iş veren tarafından dönem bordrolarının düzenlenerek Kuruma verildiği dinlenen tanıklar dışında da çok sayıda bordro tanığının bulunduğu görülmekle mahkemece soruşturma derinleştirilerek, ihtilaflı dönemin tamamında bildirimi ve çalışması bulunan yeni bordro tanıkları dinlenerek davacı murisinin çalışmasının hiç bir kuşku ve teredüte yer vermeyecek şekilde tesbit olunmalı, bordro tanıklarının ifadeleri ile yetinilmemesi yada bordro tanıklarının adresine ulaşılamaması durumunda zabıta marifetiyle tespit edilecek, işyerine o tarihte komşu olan, kayıtlı iş yeri sahiplerini ve adreslerini açık ve net olarak belirleyip, Belediyeden ve Vergi Dairesinden bu iş yerlerinin kayıtlarını getirip komşu ve yakınlıklarını tespit etmek, sonrasında bu işyerlerinde çalıştığı tespit edilen kayıtlı komşu işyeri çalışanlarının kayıtları SGK’dan getirtilerek çalışmanın kesintili geçip geçmediği ve süresi tespit edilerek sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacıya iadesine
28.02.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.