
Esas No: 2019/9210
Karar No: 2021/1292
Karar Tarihi: 23.03.2021
Danıştay 10. Daire 2019/9210 Esas 2021/1292 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2019/9210
Karar No : 2021/1292
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Valiliği / …
VEKİLİ : Av. …
DİĞER DAVALI : … Genel Müdürlüğü
VEKİLLERİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACILAR) : 1- Kendi adlarına asaleten ...adına velayeten ..., ...
2- ...
3- ...
4- ...
VEKİLLERİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesinin …. tarih ve E:…, K:… sayılı kararının davalı idarece temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacılar tarafından, 28/06/2016 tarihinde Atatürk Havalimanında meydana gelen terör saldırısı sonucunda ...'nin hayatını kaybetmesi nedeniyle 25.000,00 TL maddi, 1.000.000,00 TL manevi olmak üzere toplam 1.025.000,00 TL tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin kararıyla; uyuşmazlık konusu olayın davacılardan ...'ye (baba) 15.000,00 TL, ...'ye (anne) 10.000,00 TL olmak üzere toplam 25.000,00 TL maddi tazminat talebine ilişkin kısmı yönünden; dava dosyasındaki bilgi ve belgelere göre, davacıların İstanbul Atatürk Havalimanında meydana gelen terör saldırısında ...'nin vefatı sebebiyle uğranılan zararların tazmini istemiyle İstanbul Valiliği Zarar Tespit Komisyonuna başvuruda bulunduğu, komisyonun kararıyla da davacılara tazminat ödenmesine karar verildiği, davacıların kendilerine ödenmesi öngörülen tazminat miktarını kabul etmemeleri üzerine işbu davanın açıldığı, dava dilekçesinde ve savunmaya cevap dilekçelerinde dava konusu tazminat isteminin 5233 sayılı Kanun kapsamından başka genel hükümlere de dayandırılmaya çalışıldığı, ancak davalı idarelere genel hükümler kapsamında yapılmış herhangi bir başvuru olmadığı gibi zararın, idari hizmetin işleyişine ilişkin bir kusurdan değil de, terör eyleminden kaynaklanması karşısında, uyuşmazlığın 5233 sayılı Kanun kapsamında bulunduğu, dolayısıyla uyuşmazlığın çözümünde maddi tazminat istemlerinin özel bir kanun olan 5233 sayılı Kanun kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, davacılar tarafından genel hükümlere dayandırılan maddi tazminat taleplerinin ise karşılanmasının mümkün olmadığı sonucuna varıldığı, buna göre olayda; davacılar tarafından 28/06/2016 tarihinde terör eylemi nedeniyle meydana gelen zararın karşılanması talebiyle İstanbul Valiliği Zarar Tespit Komisyonu Başkanlığı'na 28/08/2016 tarihinde başvuruda bulunulduğu ve Komisyonun … tarih ve … sayılı kararı ile ... için yasal mirasçılarına 32.640,65 TL maddi tazminat ödenmesine karar verildiği, maddi tazminatlar yönünden sulhname davetiyesinin 26/12/2016 tarihinde gönderildiği, sulhnamenin davacılar tarafından kabul edilmemesi üzerine 01/03/2017 tarihinde uyuşmazlık tutanağı düzenlendiği, bunun üzerine görülmekte olan davanın açıldığı, Mahkemenin 08/02/2018 tarihli ara kararıyla davacıdan uğranılan zarara karşılık istenilen maddi tazminata ilişkin olarak yapılan masraflara ilişkin bilgi ve belgelerin gönderilmesinin istenildiği, davalı idarelerden de davacıların başvurusunun bulunup bulunmadığının, başvuruda bulunulmuş ise tüm bilgi ve belgelerin gönderilmesinin istenildiği, dava dosyasına sunulan cevap dilekçesi ve eklerinden dava konusu olay nedeniyle uğranılan zararların tazminine ilişkin İstanbul Valiliği Zarar Tespit Komisyonu Başkanlığı tarafından vefat eden her bir çocuk için 32.640,65 TL nakti tazminat tutarı belirlendiği, davacı vekili tarafından mahkemeye ibraz edilen 10/05/2018 havale tarihli dilekçesinde maddi tazminata ilişkin bilgi belge sunulmadığı, tazmini gereken maddi tazminat tutarının belirlenmesinde davacının talebiyle bağlı kalınmasına karar verildiği, bu durumda, davalı idarece, oluşan maddi zararlarına karşılık taleple bağlılık ilkesi gereği (baba)...'ye 15.000,00 TL, (anne) ...'ye 10.000,00 TL olmak üzere toplam 25.000,00 TL'nin davalı İstanbul Valiliği'ne başvuru tarihinden (28/08/2016) itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine, uyuşmazlık konusu olayın davacılardan ...'ye 150.000,00 TL, ...'ye 150.000,00 TL, ...'ye 200.000,00 TL, ...'ye 200.000,00 TL, ...i'ye 100.000,00 TL ...'ye 100.000,00 TL olmak üzere toplam 1.000.000,00 TL manevi tazminat talebine ilişkin kısmı yönünden; bakılan davada … terör saldırısında vefat etmesi neticesinde yaşam süresince duyacağı üzüntü, acı, psikolojik çöküntü nedeniyle takdiren dedesi ...'ye 10.000,00 TL, babaannesi ...'ye 10.000,00 TL, annesi ...'ye 50.000,00 TL, babası ...'ye 50.000,00 TL manevi olmak üzere 120.000,00 TL manevi tazminatın davalı İstanbul Valiliği'ne başvuru tarihinden (28/08/2016) itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine, fazlaya ilişkin istemlerin reddine, 3. derece akraba olan teyze … ve ...açısından ise duyulan elem ve ızdırabın bilgi ve belgeleriyle ortaya konulamaması nedeniyle manevi tazminat istemlerinin reddine, öte yandan; olayın 5233 sayılı Kanun kapsamında değerlendirilmesi sonucunda davalı idarelerden Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğünün herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığının anlaşıldığı; tazminine karar verilen tutarın davalı İstanbul Valiliği tarafından karşılanmasına, davalı Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğü açısından ise davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesince; istinaf başvurusuna konu … İdare Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve davalı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, olayın bir terör olayı olduğu, idarelerinin olaydan herhangi bir sorumluluğu bulunmadığı, bu nedenle manevi tazminat sorumluluklarının da bulunmadığı, Zarar Tespit Komisyonu tarafından davacılara 32.640,65 TL teklif edildiği, yaralanma ve maddi kayıplar için bilgi, belge istendiği, ancak bunların davacılar tarafından sunulmadığı, manevi tazminat miktarının yüksek belirlendiği, manevi tazminatta idarenin temerrütü bulunmadığından faize hükmedilmesinin hatalı olduğu ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacılar vekili tarafından, davalı idarenin temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Her ne kadar davacılar tarafından dava konusu olay nedeniyle uğranılan maddi zararların genel tazminat hukuku ilkeleri kapsamında karşılanması gerektiği ileri sürülmüşse de; 5233 sayılı Kanun'un genel gerekçesinde de açıklandığı üzere anılan Kanunun yürürlüğünden sonra meydana gelen ve idarenin kusur ya da kusursuz sorumluluğunun bulunmadığı terör olaylarında da anılan Kanunun uygulanacağı ve 5233 sayılı Kanun'un 9. maddesi ile Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Yönetmeliğin, ''Yaralanma engelli hale gelme ve ölüm hallerinde yapılacak ödemeler'' başlıklı 21. maddesinde anılan hallerde maddi zararların nasıl hesaplanıp karşılanacağının özel olarak düzenlendiği, bu nedenle maddi zarar talebinin 5233 sayılı Kanun kapsamında değerlendirilmesi gerektiği açıktır. Anayasa Mahkemesince 25/06/2009 tarih ve E:2006/79, K:2009/97 sayılı kararında; idare, hizmet kusuru ve kusursuz sorumluluk hallerinde meydana gelen gerçek zarardan sorumlu olurken, sosyal risk ilkesinde sulh yoluyla ödenecek tazminat miktarının yasa koyucu tarafından yasayla belirlenmesinin Anayasa’da güvence altına alınan sorumluluk hukukunun temel ilkelerine aykırılık oluşturmayacağı değerlendirmesinde bulunulmuştur.
Bu halde İdare Mahkemesince ve Bölge İdare Mahkemesince; terör olayı olduğu kabul edilen olayın, maddi tazminat yönünden, sosyal riskin yasalaşmış hali olan 5233 sayılı Kanun kapsamında değerlendirilerek 5233 sayılı Kanun hesaplama yöntemine uygun olarak maddi tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekirken, davacıların maddi tazminat istemlerinin taleple bağlılık ilkesi gereği kabulüne, manevi tazminat istemlerinin kısmen kabulü, kısmen reddine karar verilmesinde, davacıların temyiz istemlerinin bulunmaması ve aleyhe bozma yasağı kapsamında neticesi itibarıyla hukuka aykırılık görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin reddine,
2. Temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi ... İdare Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının yukarıda belirtilen gerekçe ile ONANMASINA,
3. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de … Bölge İdare Mahkemesi ... İdare Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın …. İdare Mahkemesine gönderilmesine, artan posta ücretinin istemleri halinde taraflara iadesine, 23/03/2021 tarihinde oy çokluğuyla kesin olarak karar verildi.
(X)KARŞI OY :
Dava konusu olay, İstanbul Atatürk Havalimanı'nda 28/06/2016 tarihinde DEAŞ mensubu teröristlerin yanlarındaki bombayı patlatmaları ve ellerindeki silahlarla etrafa ateş etmeleri sebebiyle meydana gelmiştir.
Olayın oluş şekli, olay tarihi, olaya yakın zamanlarda ülkemizde meydana gelen benzer terör olayları (20/07/2015 tarihinde Suruç Patlaması, 10/10/2015 Ankara Gar Patlaması, 17/02/2016 Merasim Sokak Patlaması, 13/03/2016 tarihinde Güvenpark Patlaması, 07/06/2016 tarihinde Vezneciler Patlaması...), olay öncesinde havalimanı gibi yerlerde bombalı terör eylemi yapılacağına dair istihbari bilgilerin bulunduğu, olay tutanağına göre teröristlerin güvenlik tarafından kamera sistemi ile fark edildiği, polisin müdahalesi sırasında olayın yaşandığı dikkate alınarak ülkemiz gibi terör olaylarının sık yaşandığı ve sürekli teyakkuz halinde olunması gereken bir ülkenin en büyük havalimanında meydana gelen bu patlama ve silahlı saldırı olayında öncelikle idarenin olaya ve olayın önlenmesine ilişkin hizmet kusurunun olduğu oyuyla aksi yöndeki Daire çoğunluk kararına katılmıyorum.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.