Abaküs Yazılım
10. Daire
Esas No: 2020/3668
Karar No: 2021/1290
Karar Tarihi: 23.03.2021

Danıştay 10. Daire 2020/3668 Esas 2021/1290 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2020/3668
Karar No : 2021/1290

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Valiliği / …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMLERİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi ... İdare Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının taraflarca aleyhlerine olan kısımlarının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: 28/06/2016 tarihinde terör saldırısı nedeniyle Atatürk Havalimanında meydana gelen patlamada yaralanan davacı tarafından, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 3.000,00 TL maddi, 200.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin kararıyla; aynı terör saldırısı sebebiyle Mahkemenin E:… sayılı dosyasına sunulan bilgi ve belgeler de göz önüne alınmak suretiyle; dava konusu tazminata sebep olan terör saldırısına ilişkin olayın, yüksek güvenlikli bir bölge olan Atatürk Havalimanı Dış Hatlar Terminalinin gidiş katlarında yaşandığı ve terör saldırısını gerçekleştiren saldırganların üzerinde bomba ve uzun namlulu silahlar bulunduğu, söz konusu terör saldırısının yaşanmadan önlenmesinde istihbarat zaafiyeti yaşadığı açık olan devletin, yüksek güvenlikle koruma sağlaması gereken havalimanı gidiş terminallerinin güvenlik kontrollerinde zaafiyete sebep olduğu, davacının yaralandığı terör saldırısında idarenin hizmet kusurunun bulunduğu, bu nedenle; idarenin hizmet kusurundan kaynaklanan terör saldırısı sebebiyle davacının oluşan maddi ve manevi zararlarının davalı idarece tazmininin gerektiği, maddi tazminat miktarı yönünden; davacı tarafından şimdilik 3.000,00 TL maddi zararın tazmini talep edilmiş ise de, davacı tarafından tazmini talep edilen maddi zararlarının hangi kalemlerden oluştuğu dava dilekçesinde detaylı bir şekilde izah edildiği, buna göre davacı tarafından; (i.) İşgücü ve meslekte kazanma kaybının şimdilik 1.000,00 TL, (ii.) Bakırköy Acıbadem Hastanesine kendisi için ödenen tedavi ücreti ile hastanede durumunu gören kız kardeşinin fenalaşması nedeniyle aynı hastaneye ödenen tedavi ücretinin, (iii.) İkamet ettiği Suudi Arabistan'da yaptığı tedavi masraflarının, (iv.) Saldırıya uğrayan davacıyı ziyaret için Türkiye'ye gelen kız kardeşi ve yeğeninin otel konaklama masrafının, (v.) Üç ay süreyle çalıştığı şirkette işe devam edememesi sebebiyle yoksun kaldığı ücretin, (vi.) Saldırı sırasında kaybolun (saat, iki adet tablet, cep telefonu, bavul seti) eşyalarının, dilekçede gösterdiği bedellerinin tazmin edilmesini talep ettiği, idarenin hizmet kusuru ile illiyet bağı kurulanamayan veya somut olarak kanıtlanamayan, davacının (i.) numaralı kısımda belirtilen işgücü ve meslekte kazanma kaybına hasren istediği 1.000,00 TL maddi tazminat tutarı ile (ii.), (iii.) (iv.) ve (v.) numaralı kısımlarda belirtilen tazminat unsurlarının kabulünün mümkün olmadığı; (vi.) numaralı kısımda talep edilen ve söz konusu olay kapsamında polis tespiti ile kaybolduğu tartışmasız olan … marka telefonun kullanılmış olduğu da dikkate alınarak yaklaşık değerine karşılık olarak 2.000,00 TL'nin idareye başvuru tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalı idarece, davacıya ödenmesine, manevi tazminat miktarı; söz konusu terör saldırısında yaralanan ve sürekli iş gücü kaybına yol açacak derecede kalıcı bir sakatlığı bulunmasa da vücuduna kurşun ve şarapnel parçası isabet eden davacının ameliyat ve tedavi sırasında yaşadığı acı ve ızdıraplar göz önüne alınarak, manevi zararının karşılanması amacıyla 25.000,00 TL'nin idareye başvuru tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalı idare tarafından, davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, vekalet ücreti yönünden; vatandaşın, "adil yargılanma hakkı" ve "hak arama özgürlüğü" çerçevesinde değerlendirmeler yapan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (Ashingdane/Birleşik Krallık, B. No: 8225/78, 28.05.1985, § 57), Anayasa Mahkemesi (AYM, 01/11/2012 tarih, E.2010/83, K.2012/169 sayılı) ve Danıştay (Danıştay 15. Dairesinin 24/10/2017 gün ve E:2017/1568, K:2017/5942 sayılı) kararları dikkate alınarak; "adil yargılanma hakkı" ve "hak arama özgürlüğü"nün korunması bakımından maddi ve manevi tazminat talepleri kısmen reddedilen davacı aleyhine yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca, maddi tazminat talebi için kabul edilen miktarı geçmeyecek şekilde, manevi tazminat talebi için maktu vekalet ücretine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi ... İdare Dava Dairesince; İdare Mahkemesince, yüksek güvenlikle korunması gereken havalimanı gidiş terminallerinin güvenlik kontrollerinde zaafiyet bulunduğu gerekçesiyle somut olayda davalı idarenin hizmet kusuru bulunduğu belirtilerek tazminat istemi hakkında hüküm kurulmuş ise de, gerek dava dosyasında yer alan, gerekse aynı olay nedeniyle açılan tam yargı davalarına ait dosyalarda yer alan bilgi ve belgelerden, saldırı öncesinde, terör olayının gerçekleşebileceğine yönelik herhangi bir istihbari bilginin bulunmadığı, meydana gelen zararın oluşumuna herhangi bir kamu idaresinin ihmalinin yol açmadığı ve rutin güvenlik tedbirlerinin alındığı, bu haliyle oluşan zararda idarenin hizmet kusurunun ve yine nedensellik bağına dayalı kusursuz sorumluluk halinin mevcut olmadığı görüldüğünden, zararın sosyal risk ilkesi uyarınca tazmini gerekirken, hizmet kusuru nedeniyle tazminine yönelik başvuruya konu kararda sonucu itibarıyla hukuka aykırılık bulunmadığı, bu itibarla; davacının maddi tazminat talebinin 2.000,00 TL'lik kısmı ile manevi tazminat talebinin 25.000,00 TL'lik kısmının kabulüne, maddi ve manevi tazminat taleplerinin fazlaya ilişkin kısımlarının reddine, hükmedilen toplam 27.000,00 TL maddi ve manevi tazminatın tutarının idareye başvurunun yapıldığı 19/09/2016 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davalı idare tarafından davacıya ödenmesine yönelik kısmına ilişkin davacı ve davalı idare istinaf başvuruları yerinde görülmediği, kararın vekalet ücretine yönelik kısmının incelenmesine gelince: İdare Mahkemesince kabul edilen maddi tazminat tutarı üzerinden 2.000,00 TL vekalet ücretinin davalı idarece davacıya ödenmesine; reddedilen manevi tazminat miktarı üzerinden ise 2.075,00 TL'nin ve yine reddedilen maddi tazminat üzerinden 1.000,00 TL vekalet ücretinin davacı tarafından davalı idareye ödenmesine karar verildiği, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre, davacı lehine kabul edilen maddi tazminat üzerinden (mahkemece duruşma yapılması nedeniyle) duruşmalı işler için belirlenen maktu 2.075,00 TL vekalet ücretinin davalı idarece davacıya ödenmesine, hükmedilen 25.000,00 TL manevi tazminat üzerinden davacı lehine 3.000,00 TL vekalet ücretine hükmedildiğinden Tarifenin 10/2. maddesi gereği 3.000,00 TL vekalet ücretinin de davacı tarafından davalı idareye ödenmesine, reddedilen maddi tazminat üzerinden hükmedilecek vekalet ücreti maktu tutarın altında kalamayacağından, duruşmalı işler için belirlenen 2.075,00 TL vekalet ücretinin de davacı tarafından davalı idareye ödenmesine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI : Davacı vekili tarafından, müvekkilinin maddi kayıplarının değerlendirilmediği, özel hastaneye sevk edilmeyi müvekkilinin istemediği, müvekkilinin yüzünde, boynunda, vücudunda izler bulunduğu, manevi tazminat miktarının eksik belirlendiği ileri sürülmektedir.
Davalı idare tarafından, davacı tarafından başvuru süresinin geçirildiği, terör olaylarında devlet hastanesi tarafından yapılan tedavilerin Valiliğe fatura edildiği, mağdurdan herhangi bir ücret talep edilmediği, davacı devlet hastanesinde tedavisine devam etseydi de zaten faturanın idareleri tarafından ödeneceği ileri sürülmektedir.

TARAFLARIN SAVUNMALARI : Davacı tarafından savunma verilmemiştir.

Davalı idare tarafından, davacının temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …

DÜŞÜNCESİ : Temyiz istemlerinin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçelerde ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Dosyanın ve aynı olaya ilişkin temyiz dosyalarının birlikte incelenmesinden; 28/06/2016 tarihinde terör saldırısı nedeniyle Atatürk Havalimanında meydana gelen patlama nedeniyle zarara uğrayan davacı/davacılar tarafından, olayda davalı idarenin / idarelerin hizmet kusuru/kusursuz sorumluluk hali bulunduğu ileri sürülmüş, ancak İdare Mahkemeleri ve Bölge İdare Mahkemesi tarafından olayda davalı idarenin / idarelerin hizmet kusuru/kusursuz sorumluluk hali bulunmadığı sonucuna varılmış, davacı/davacılar tarafından dosyalarda bulunan olaya ilişkin bilgi ve belgelerin değerlendirilmediği, temyiz aşamasında da aynı iddiaları devam ettiğinden Dairemizce öncelikle bu hususa ilişkin olarak davacı/davacıların temyiz iddiaları doğrultusunda dava konusu olay değerlendirilmiştir.
Dava konusu olayın bir terör olayı olduğu açık olmasına rağmen, bu terör olayında idarenin hizmet kusuru/ kusursuz sorumluluğunun bulunup bulunmadığının açıklığa kavuşturulması gerekmektedir. Dairemizin konuyla ilgili yerleşik içtihadı da; terör eylemi sonucu bir zararın ortaya çıkması durumunda, öncelikle söz konusu olayın meydana gelmesinde idarelere atfı kabil bir hizmet kusuru veya kusursuz sorumluluk hallerinin bulunup bulunmadığının araştırılması, idarenin gerek hizmet kusuru gerekse kusursuz sorumluluk hallerinin olayda bulunmaması durumunda 5233 sayılı Kanun kapsamında gerekli inceleme ve araştırma yapılarak karar verileceği yönündedir. Bu nedenle idarenin / idarelerin olay öncesi genel güvenlik hizmetlerine ilişkin kusuru / kusursuz sorumluluğunun tespiti için olay öncesinde olaya ilişkin ihbar veya istihbari bilgi ve belge olup olmadığının araştırılması gerekmektedir. Olay öncesinde ve olaya ilişkin istihbari bilgi belge var ise idarenin bu konuda özel bir önlem almaması neticesinde oluşan zarardan hizmet kusuru ilkesi uyarınca sorumlu tutulacağı açıktır.
İncelenen dosyalarda İdare Mahkemeleri tarafından yapılan ara kararlar üzerine dosyalara giren bilgi ve belgelere göre; İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü ilgili birimlerince emniyete ulaşan ve gerekli birimlerle paylaşılan genel nitelikteki muhtemel eylemlere ilişkin yazıların sunulduğu, olaya ilişkin ihbarın bulunmadığının belirtildiği, söz konusu yazıların incelenmesinden; davalı idarenin hizmet kusuru nedeniyle sorumlu tutulabilmesi için olay öncesinde olaya ilişkin istihbari bilginin yer, zaman, kişi unsurlarından bir ya da bir kaçının belirli olacak şekilde idarece bilinmesi ve idarenin bu bilgiye rağmen gerekli önlemi almaması halinde söz konusu olacağı değerlendirildiğinde; dava konusu olayda Emniyet birimlerinde olay öncesinde olaya ilişkin herhangi bir ihbarın bulunmadığına ilişkin yazıları da gözönünde tutularak idarenin hizmet kusuru ve kusursuz sorumluluğundan söz edilemeyeceği sonucuna varılmıştır.
Her ne kadar davacı tarafından dava konusu olay nedeniyle uğradığı maddi zararların genel tazminat hukuku ilkeleri kapsamında karşılanması gerektiği ileri sürülmüşse de; 5233 sayılı Kanun'un genel gerekçesinde de açıklandığı üzere anılan Kanunun yürürlüğünden sonra meydana gelen ve idarenin kusur ya da kusursuz sorumluluğunun bulunmadığı terör olaylarında da anılan Kanunun uygulanacağı ve 5233 sayılı Kanun'un 9. maddesi ile Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Yönetmeliğin, ''Yaralanma engelli hale gelme ve ölüm hallerinde yapılacak ödemeler'' başlıklı 21. maddesinde anılan hallerde maddi zararların nasıl hesaplanıp karşılanacağının özel olarak düzenlendiği, bu nedenle maddi zarar talebinin 5233 sayılı Kanun kapsamında değerlendirilmesi gerektiği açıktır. Anayasa Mahkemesince 25/06/2009 tarih ve E:2006/79, K:2009/97 sayılı kararında; idare, hizmet kusuru ve kusursuz sorumluluk hallerinde meydana gelen gerçek zarardan sorumlu olurken, sosyal risk ilkesinde sulh yoluyla ödenecek tazminat miktarının yasa koyucu tarafından yasayla belirlenmesinin Anayasa’da güvence altına alınan sorumluluk hukukunun temel ilkelerine aykırılık oluşturmayacağı değerlendirmesinde bulunulmuştur.
Bu halde Bölge İdare Mahkemesince; terör olayı olduğu kabul edilen olayın, maddi tazminat yönünden, sosyal riskin yasalaşmış hali olan 5233 sayılı Kanun kapsamında değerlendirilmesi gerekirken, genel hükümler sosyal risk ilkesine dayalı olarak değerlendirilmesinde hukuka uygunluk bulunmamaktadır. Ancak … Bölge İdare Mahkemesi ... İdare Dava Dairesi tarafından, davacının maddi tazminat istemlerinin zararı oluşmadığı, ispat edilemediği gerekçesiyle reddine, telefon zararına ilişkin isteminin kısmen kabulüne karar verilmesinde neticesi itibarıyla hukuka aykırılık görülmemiştir.


KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Tarafların temyiz istemlerinin reddine,
2. Temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi ... İdare Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının yukarıda belirtilen gerekçe ile ONANMASINA,
3. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de … Bölge İdare Mahkemesi ... İdare Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın ... İdare Mahkemesine gönderilmesine, artan posta ücretinin istemleri halinde taraflara iadesine, 23/03/2021 tarihinde oy çokluğuyla kesin olarak karar verildi.


(X)KARŞI OY :

Dava konusu olay, İstanbul Atatürk Havalimanı'nda 28/06/2016 tarihinde DEAŞ mensubu teröristlerin yanlarındaki bombayı patlatmaları ve ellerindeki silahlarla etrafa ateş etmeleri sebebiyle meydana gelmiştir.
Olayın oluş şekli, olay tarihi, olaya yakın zamanlarda ülkemizde meydana gelen benzer terör olayları (20/07/2015 tarihinde Suruç Patlaması, 10/10/2015 Ankara Gar Patlaması, 17/02/2016 Merasim Sokak Patlaması, 13/03/2016 tarihinde Güvenpark Patlaması, 07/06/2016 tarihinde Vezneciler Patlaması...), olay öncesinde havalimanı gibi yerlerde bombalı terör eylemi yapılacağına dair istihbari bilgilerin bulunduğu, olay tutanağına göre teröristlerin güvenlik tarafından kamera sistemi ile fark edildiği, polisin müdahalesi sırasında olayın yaşandığı dikkate alınarak ülkemiz gibi terör olaylarının sık yaşandığı ve sürekli teyakkuz halinde olunması gereken bir ülkenin en büyük havalimanında meydana gelen bu patlama ve silahlı saldırı olayında öncelikle idarenin olaya ve olayın önlenmesine ilişkin hizmet kusurunun olduğu oyuyla aksi yöndeki Daire çoğunluk kararına katılmıyorum.



Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi