
Esas No: 2020/357
Karar No: 2021/1306
Karar Tarihi: 23.03.2021
Danıştay 10. Daire 2020/357 Esas 2021/1306 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2020/357
Karar No : 2021/1306
TEMYİZ EDENLER (DAVALILAR) : 1- … Bakanlığı / …
VEKİLİ : 1. Hukuk Müşaviri Yrd. V. …
2- … Valiliği / …
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACILAR) : 1- Kendi adlarına asaleten … adına velayeten …, …
2- …
VEKİLİ : Av. …
İSTEMLERİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi ... İdare Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının davalı idareler tarafından temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: İstanbul Atatürk Havalimanında 28/06/2016 tarihinde meydana gelen terör saldırısı sonucunda, davacıların yakını …'in hayatını kaybetmesi sonucu manevi zarara uğranıldığı ileri sürülerek müteveffanın annesi … için 100.000,00 TL, babası … için 100,000,00 TL, kardeşleri … ve … için ayrı ayrı 50.000,00 TL manevi olmak üzere toplam 300.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesi kararıyla; sosyal risk ilkesi ile toplumun içinde bulunduğu koşullardan kaynaklanan, idarenin faaliyet alanında meydana gelmekle birlikte, yürütülen kamu hizmetinin doğrudan sonucu olmayan, toplumsal nitelikli riskin gerçekleşmesi sonucu oluşan, salt toplumun bireyi olunması nedeniyle uğranılan özel ve olağandışı zararların da topluma pay edilerek giderilmesinin amaçlandığı, genel bir ifade ile "terör olayları" olarak nitelenen eylemlerin, Devlete yönelik olduğu, Anayasal düzeni yıkmayı amaçladığı, bu tür olaylarda zarar gören kişi ve kuruluşlara karşı kişisel husumetten kaynaklanmadığı, sözü edilen olaylar nedeniyle zarara uğrayan kişilerin, kendi kusur ve eylemleri sonucu değil, toplumun bir bireyi olmaları nedeniyle zarar gördükleri, belirtilen şekilde ortaya çıkan zararların ise, özel ve olağandışı nitelikleri dikkate alınıp, terör olaylarını önlemekle yükümlü olduğu halde önleyemeyen idarece, sosyal risk ilkesine göre, topluma pay edilmesi suretiyle tazmininin hakkaniyet gereği olduğu, sosyal devlet ilkesine de uygun düşeceği, terör olayları nedeniyle meydana gelen ve sosyal risk ilkesi kapsamında bulunup 5233 sayılı Kanun uyarınca karşılanmayan ilgililerin ileri sürdükleri manevi zarara bağlı tazminat taleplerine ilişkin uyuşmazlıklarda, idare hukukunun tazminata ilişkin ilke ve kuralları çerçevesinde 2577 sayılı Kanunun öngördüğü usullere tabi olarak manevi tazminat ödenip ödenmeyeceğine ilişkin yargısal incelemesinin yapılması gerektiği, olayın niteliği ve İstanbul Valiliği tarafından, davacılara 5233 sayılı Kanun kapsamında ekleme yapılmış olduğu hususu da dikkate alındığında, olayın terör olayı olduğu konusunda çekişme ve tereddüt bulunmadığı, olayın niteliği ve oluş şekli de dikkate alınarak takdiren müteveffanın annesi … için 100.000,00 TL, babası … için 100,000,00 TL, kardeşleri … ve … için ayrı ayrı 50.000,00 TL manevi tazminat olmak üzere toplam 300.000,00 TL manevi tazminat tutarının davalı idareye yapılan başvuru tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davacılara ödenmesine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi ... İdare Dava Dairesince; istinaf başvurusuna konu ... İdare Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve davalı idareler tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle istinaf başvurularının reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI : Davalı idareler tarafından, olayın bir terör olayı olduğu 5233 sayılı Kanun kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, 5233 sayılı Kanun'un ise maddi zararlara ilişkin düzenleme yaptığı, manevi tazminatın Kanun kapsamında bulunmadığı, bu nedenle idarelerinin sorumluluğunun bulunmadığı, takdir edilen manevi tazminat miktarının sebepsiz zenginleşmeye yol açacak seviyede yüksek olduğu, ilk defa yargı kararıyla belirlenen manevi tazminata faiz yürütülmesinin hukuka aykırı olduğu, idarelerinin harçtan muaf olduğu ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacılar vekili tarafından, davalı idarelerin temyiz istemlerinin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz istemlerinin reddi ile usul ve hukuka uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
28/06/2016 tarihinde İstanbul Atatürk Havalimanı'nda meydana gelen terör saldırısı sonucunda yakınlarını kaybeden davacıların manevi zararlarının olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle tazmini istemiyle bakılan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
Terör olayları nedeniyle meydana gelen ve sosyal risk ilkesi kapsamında bulunup 5233 sayılı Kanun uyarınca karşılanmayan ilgililerin ileri sürdükleri manevi zarara bağlı tazminat taleplerine ilişkin uyuşmazlıklarda, idare hukukunun tazminata ilişkin ilke ve kuralları çerçevesinde 2577 sayılı Kanunun öngördüğü usullere tabi olarak manevi tazminat ödenip ödenmeyeceğine ilişkin yargısal incelemenin yapılarak, manevi tazminat için koşulların oluşup oluşmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir.
2577 sayılı Kanun'un 13. maddesinin 1. fıkrasında; " İdari eylemlerden hakları ihlal edilmiş olanların idari dava açmadan önce, bu eylemleri yazılı bildirim üzerine veya başka süretle öğrendikleri tarihten itibaren bir yıl ve her halde eylem tarihinden itibaren beş yıl içinde ilgili idareye başvurarak haklarının yerine getirilmesini istemeleri gereklidir. Bu isteklerin kısmen veya tamamen reddi halinde, bu konudaki işlemin tebliğini izleyen günden itibaren veya istek hakkında altmış gün içinde cevap verilmediği takdirde bu sürenin bittiği tarihten itibaren, dava süresi içinde dava açılabilir." hükmü düzenlenmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dava konusu olayın bir terör olayı olduğu ve bu olay nedeniyle davacılar murisinin vefat ettiği anlaşıldığından, davacıların manevi tazminat istemlerinin sosyal risk ilkesine dayalı ve başvuru süresi olarak 2577 sayılı Kanun'un 13. maddesi uyarınca değerlendirilmesi gerektiği açıktır.
Dosyanın incelenmesinden; davacılar tarafından, 28/06/2016 tarihinde meydana gelen terör olayı nedeniyle uğranıldığı ileri sürülen manevi zararların tazmini amacıyla söz konusu patlamaların yaşandığı tarihten itibaren 1 yıl içerisinde idareye başvurulması, başvuru neticesinde tesis edilecek işlemin neticesine göre işlemin tebliğinden itibaren 60 gün içerisinde dava açılması gerekmekte iken; murislerinin hayatını kaybettiği 28/06/2016 tarihli olaydan çok sonra manevi zararların tazmini istemiyle 26/07/2018 tarihli dilekçe ile yapılan ve dava açma süresini canlandırma olanağı bulunmayan başvuru neticesinde açılan işbu davanın süresinde açılmadığı, bu nedenle manevi tazminat isteminin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek karar verilmesinde hukuka uygunluk görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.Davalı idarelerin temyiz istemlerinin kabulüne,
2. Temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi ... İdare Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın … Bölge İdare Mahkemesi ... İdare Dava Dairesine gönderilmesine, 23/03/2021 tarihinde oy çokluğuyla kesin olarak karar verildi.
(X)KARŞI OY :
Dava konusu olay, İstanbul Atatürk Havalimanı'nda 28/06/2016 tarihinde DEAŞ mensubu teröristlerin yanlarındaki bombayı patlatmaları ve ellerindeki silahlarla etrafa ateş etmeleri sebebiyle meydana gelmiştir.
Olayın oluş şekli, olay tarihi, olaya yakın zamanlarda ülkemizde meydana gelen benzer terör olayları (20/07/2015 tarihinde Suruç Patlaması, 10/10/2015 Ankara Gar Patlaması, 17/02/2016 Merasim Sokak Patlaması, 13/03/2016 tarihinde Güvenpark Patlaması, 07/06/2016 tarihinde Vezneciler Patlaması...), olay öncesinde havalimanı gibi yerlerde bombalı terör eylemi yapılacağına dair istihbari bilgilerin bulunduğu, olay tutanağına göre teröristlerin güvenlik tarafından kamera sistemi ile fark edildiği, polisin müdahalesi sırasında olayın yaşandığı dikkate alınarak ülkemiz gibi terör olaylarının sık yaşandığı ve sürekli teyakkuz halinde olunması gereken bir ülkenin en büyük havalimanında meydana gelen bu patlama ve silahlı saldırı olayında öncelikle idarenin olaya ve olayın önlenmesine ilişkin hizmet kusurunun olduğu oyuyla aksi yöndeki Daire çoğunluk kararına katılmıyorum.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.