20. Hukuk Dairesi 2017/8662 E. , 2019/3174 K.
"İçtihat Metni".....
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı.......ayılı parselin tapuda davalılar adına kayıtlı olduğunu, kesinleşmiş orman kadastrosu sınırları içinde iken, yine kesinleşmiş 6831 sayılı Kanunun 2/B madde uygulaması sonucu Hazine adına orman sınırları dışına çıkartıldığını belirterek davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile Hazine adına tescili istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne ve dava konusu parselin 4220 m2 bölümünün tapu kaydının iptaline, tarla niteliği ile Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacı Hazine ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiş, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 31.05.2012 tarih, 2012/7423- 8282 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında: ""6831 sayılı Orman Kanununun 1744 sayılı Kanun ile değişik 2., 2896 ve 3302 sayılı kanunlar ile değişik 2/B maddesi gereğince, nitelik kaybı nedeniyle Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerin değerlendirilmesi, yeni orman alanlarının oluşturulması, nakline karar verilen Devlet ormanları içinde veya bitişiğinde bulunan köyler halkının yerleştirilmesi ve orman köylülerinin kalkındırılmasının desteklenmesi ile Hazineye ait tarım arazilerinin satışına ilişkin usul ve esasların belirlenmesi amacıyla düzenlenen, 19/4/2012 tarihli ve 6292 sayılı “Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi ve Hazine Adına Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi İle Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanun”, 26/04/2012 tarihli ve 28275 sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak, aynı tarihte yürürlüğe girmiş ve aynı Yasayla 17/10/1983 tarihli ve 2924 sayılı Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi Hakkında Kanun ile 16/2/1995 tarihli ve 4070 sayılı Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanun yürürlükten kaldırılmış, 6831 sayılı Kanunun bazı maddelerinde de değişiklikler yapılmış, bu cümleden olarak, diğer bir çok hükmün yanı sıra, 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi gereğince Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan alanlara ilişkin tapu kaydına konulan şerhlerin silinmesi, bu alanlar için Hazine tarafından dava açılmaması, açılan davalardan vazgeçilmesi ya da davaların durdurulması, tapusunun iptaline karar verilen taşınmazların tekrar tapu sahibine iadesi gibi konular düzenlenmiştir. Bu düzenlemelerin, dava konusu taşınmazın niteliğine ve durumuna göre, görülmekte olan davaya etkisinin değerlendirilmesi"" gereğine değinilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra yapılan yargılama neticesinde asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kalıp nitelik kaybı nedeniyle Hazine adına orman rejimi dışına çıkartılan taşınmazın tapu kaydının iptali ve tescil istemine ilişkindir.
.......
Bilindiği üzere tapulu 2/B alanlarına ilişkin olarak 6292 sayılı Kanunun 7. maddesinin; "İlgililer tarafından idareye başvurulması ve idarece bu başvuru üzerine veya re"sen yapılan inceleme ve araştırma sonucunda doğruluğu tespit edilmesi hâlinde;" şeklinde başlayan birinci fıkrasının (a) bendinde; "Tapu ve kadastro veya imar mevzuatına göre ilgilileri adına oluşturulan ve tapuda halen kişiler adına kayıtlı olan taşınmazlardan Hazine adına orman sınırı dışına çıkarıldığı gerekçesiyle tapu kütüklerine 2/A veya 2/B belirtmesi bulunan veya konulan taşınmazların tapu kayıtları bedel alınmaksızın geçerli kabul edilir ve tapu kütüklerindeki 2/A veya 2/B belirtmeleri terkin edilerek tescilleri aynen devam eder, aynı gerekçeyle bu nitelikteki taşınmazlar hakkında dava açılmaz, açılan davalardan vazgeçilir, açılan davalar sonucunda tapularının iptaliyle Hazine adına tesciline karar verilen, kesinleşen ve tapuda henüz infaz edilmeyen taşınmazlar hakkında da aynı şekilde işlem yapılır. Ancak, bu kararlardan infaz edilerek tapuda Hazine adına tescil edilen taşınmazlar ise, ilgilileri tarafından bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren iki yıl içinde idareye başvurulması hâlinde, bedelsiz olarak önceki kayıt maliklerine veya kanuni mirasçılarına iade edilir", aynı kanunun "Davalar" başlıklı 9. maddesinin ikinci fıkrasında; "Bu Kanuna göre yapılacak işlemler sonuçlanıncaya kadar 2/B alanları hakkında Hazine tarafından kişiler aleyhine açılması gereken davalar açılmaz, açılmış ve devam eden davalar durdurulur. Durdurulan bu davalara konu taşınmazlar hakkında hak sahipleri veya ilgilileri tarafından bu Kanunda belirtilen süreler içinde gerekli başvuruların yapılmaması veya başvuru yapılmasına rağmen, yükümlülüklerin yerine getirilmemesi hâlinde mahkemelerce bu davalara devam edilerek genel hükümlere göre karar verilir"; aynı maddenin üçüncü fıkrasında; "Bu Kanun hükümlerine göre işlem yapılmak üzere ilgilileri tarafından süresi içerisinde başvuruda bulunulmaması veya başvuruda bulunulmasına rağmen yükümlülüklerin yerine getirilmemesi sebebiyle hakkında işlem yapılamayan taşınmazlara ilişkin olarak ikinci fıkra uyarınca açılmamış davalar açılır, durdurulan davalara devam edilir ve kesinleşmiş yargı kararları yerine getirilir" hükümleri yer almaktadır.
Somut olayda, Hazine tapuda gerçek kişi adına kayıtlı olan taşınmazın 2/B madde kapsamında kalması nedeniyle tapu kaydının iptalini istediğine ve taşınmazın belirtilen nitelikleri taşıdığı belirlendiği, 6292 sayılı Kanunun 7/1-a maddesinin uygulanacağı ve buna göre; açılan davadan vazgeçmiş sayılacağının kanunun âmir hükmü gereği olduğu, buradaki vazgeçmenin, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 307. maddesi ve devamında düzenlenen teknik anlamda bir "feragat" olmayıp, kanundan kaynaklanan ve davalının rıza ve muvafakatının da aranmadığı, kendine özgü bir vazgeçme olduğu, bu nedenle mahkemece, davacının davadan vazgeçmiş sayılmasına karar verilmesi gerekirken davanın reddine karar verilmesi ve 6292 sayılı Kanunun gereğince Hazine aleyhine vekalet ücretine hükmedilmiş olması doğru değilsede bu hususlar hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür.
Bu sebeple hükmün, 1 nolu bendinde ""REDDİNE"" kelimesinin çıkarılarak yerine ""vazgeçmiş sayılmasına"" ibaresinin yazılmasına; Hazine aleyhine verilen vekalet ücretine ilişkin 4 nolu bendin hükümden çıkarılması suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla HUMK"nın 438/7. maddesine göre düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA 07/05/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.