3. Hukuk Dairesi 2013/18038 E. , 2013/17017 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE ... (AİLE) MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen iştirak nafakasının kaldırılması davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili dava dilekçesinde davacının işsiz olduğunu belirterek aylık 300.00.-TL iştirak nafakasının kaldırılmasına ya da indirilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde davanın reddini istemiştir.
Mahkemece 1086 sayılı yasanın 409 maddesinde yeralan davanın ilk yenilemeden sonra bir kez daha yenilenebileceği hükmünün davacı yararına kazanılmış hak oluşturmayacağı gerekçesi ile 6100 sayılı yasanın 320/... maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir .
Somut olayda dava, .../08/2010 tarihinde henüz 6100 sayılı yeni HMK yürürlüğe girmeden açılmış, mahkemece dava ilk olarak 1086 sayılı HUMK yürürlükte iken 06.07.2011 tarihinde işlemden kaldırılmış, 6100 sayılı HMK"nun yürürlüğe girmesinden sonra da .../04/2012 tarihinde açılmamış sayılmasına karar verilmiştir .
1086 sayılı HUMK 176/..., 507/... ve 6100 sayılı HMK 316/ç maddelerinde yeralan düzenlemeye göre her çeşit nafaka davaları basit yargılama usulüne tabidir.
Uyuşmazlık, 6100 sayılı ... Muhakemeleri Kanunu’nun 316/g bendi uyarınca basit yargılama usulünün uygulandığı nafaka davalarında, mülga 1086 sayılı ... Usulü Muhakemeleri Kanununun 409 maddesinin yürürlükte olduğu .../08/2010 tarihinde açılan ve 06/07/2011 tarihinde HUMK’nun 409 maddesi uyarınca bir kez işlemden kaldırılmasına karar verilen davada, 6100 sayılı HMK’nun 320/.... Maddesinin uygulanıp uygulanamayacağı noktalarında toplanmaktadır.
Öncelikle, somut uyuşmazlığa uygulanacak hükümlerin belirlenmesine yönelik olarak uyuşmazlığa konu işlemin “tamamlanmış usul işlemi” niteliğinde olup olmadığı belirlenmelidir:
.
Mülga 1086 sayılı HMK’nun 409. maddesi: “Oturuma çağrılmış olan tarafların hiçbiri gelmediği veya gelip de davayı takip etmeyeceklerini bildirdikleri takdirde dava yenileninceye kadar dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilir.
Oturum gününün belli edilmesi için tarafların başvurması gereken hallerde, gün tespit ettirilmemiş ise, son işlem tarihinden başlayarak bir ay geçmekle birinci fıkra hükmü uygulanır.
Yukarıdaki fıkralar hükmü gereğince dosyası işlemden kaldırılmış olan dava, işlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak üç ay içinde taraflardan birinin dilekçe ile başvurması üzerine yenilenebilir. Yenileme dilekçesi, oturum, gün, saat ve yerini bildiren çağırı kağıdı ile birlikte taraflara tebliğ olunur.
Dava dosyanın işlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak bir ay geçtikten sonra yenilenirse yeniden harç alınır. Bu harç yenileyen tarafından ödenir ve karşı tarafa yüklenemez. Bu şekilde harç verilerek yenilenen dava, yeni bir dava sayılmaz.
İşlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak üç ay içinde yenilenmeyen davalar açılmamış sayılır ve mahkemece bu hususta kendiliğinden karar verilerek kayıt kapatılır.
Birinci ve ikinci fıkralar gereğince işlemden kaldırılmasına karar verilmiş ve sonradan yenilenmiş olan dava, ilk yenilenmeden sonra bir defadan fazla takipsiz bırakılamaz. Aksi halde beşinci fıkra hükmü uygulanır” hükmünü içermektedir.
01.....2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK’nun 320/... bendi "Basit yargılama usulüne tabi davalarda, işlemden kaldırılmasına karar verilmiş olan dosya, yenilenmesinden sonra takipsiz bırakılırsa, dava açılmamış sayılır" hükmünü içermektedir.
Usul hukuku alanında geçerli olan temel ilke, yargılamaya ilişkin kanun hükümlerinin derhal yürürlüğe girmesidir. Bu ilkenin benimsenmesinin nedeni ise, usul hükümlerinin kamu düzeni ile yakından ilgili olmasıdır.
Usul kurallarının zaman bakımından uygulanmasında derhal uygulanırlık kuralı ile birlikte dikkate alınması gereken bir husus da, yeni usul kuralı yürürlüğe girdiğinde, ilgili “usul işleminin tamamlanıp tamamlanmadığı”dır.
Hemen belirtilmelidir ki, dava, dava dilekçesinin mahkemeye verilmesiyle başlayan ve bir kararla (veya hükümle) sonuçlanıncaya kadar devam eden çeşitli usul işlemlerinden ve aşamalarından oluşmaktadır. Yargılama sırasındaki her usul işlemi, ayrı ayrı ele alınıp değerlendirmeye tabi tutulmalıdır. Bir davayı bütün olarak değerlendirip, bu konuda yeni kanunun etkili olup olmayacağı söylenemez. Yargılama sırasında yapılan bir usul işlemi ve kesiti tamamlanmış ise, artık yeni kanun o usul işlemi hakkında etkili olmayacak, dolayısıyla da uygulanmayacaktır.
Eğer bir usul işlemi, yargılama sırasında yapılmaya başlanıp, tamamlandıktan sonra, yeni bir usul kuralı yürürlüğe girerse, söz konusu işlem geçerliliğini korur. Başka bir deyişle, tamamlanmış usul işlemleri, yeni yürürlüğe giren usul hükmünden (veya kanunundan) etkilenmez. Bu genel açıklamalardan sonra, zaman bakımından uygulama ile ilgili 6100 sayılı ... Muhakemeleri Kanunu (HMK)"nun ilgili hükmüne de değinmek gerekir:
HMK"nun “Zaman bakımından uygulanma” başlığını taşıyan 448.maddesi; “(...) Bu Kanun hükümleri, tamamlanmış işlemleri etkilememek kaydıyla derhâl uygulanır.” hükmünü içermektedir.
.
Bu madde hükmüne göre, usul hükümleri kanunda aksine bir düzenleme getirilmediği takdirde tamamlanmış usul işlemlerine bir etkisi olmayacak, önceki kanuna göre yapılmış ve tamamlanmış olan işlemler geçerliğini koruyacaktır. Buna karşın, tamamlanmamış usul işlemleri yeni kanun hükümlerine göre yapılacaktır. Bir işlem tamamlanmış ise, artık bu işlem bozulamaz; aksini düşünmek gereksiz yere bu işlemin bozularak tekrarlanması gibi zaman ve emek kaybına neden olacaktır (..., ......, ....., ....:... Muhakemeleri Kanunu Hükümlerine Göre Medeni Usul Hukuku, ....Bası, ... 2011, s. 63). Aynı ilkeler ... Genel Kurulu’nun ....02.2011 tarih 2011/...-735 E., 2012/93 K. sayılı kararında da benimsenmiştir.
Somut uyuşmazlıkta dava, basit yargılama usulüne tabi olup, 1086 sayılı HUMK zamanında açılmış ve aynı yasa zamanında bir kez işlemden kaldırılmıştır. 6100 sayılı HMK’nun yürürlüğe girmesinden sonra da dosyanın işlemden kaldırılması üzerine mahkemece, HMK’nun 320/.... maddesi gereği davanın açılmamış sayılmasına karar vermiştir. Uyuşmazlık önceki yasa zamanında işlemden kaldırılıp yenilenen dosyanın, yeni yasa zamanında tekrar işlemden kaldırılması halinde HMK’nun uygulanıp uygulanmayacağı sonucuna göre de davanın açılmamış sayılmasına karar verilebilip verilemeyeceği noktasında bulunmaktadır.)
Mülga HUMK zamanında açılan dava, hiç işlemden kaldırılmamış dolayısıyla bir işlem yapılmamış ve 6100 sayılı HMK zamanında işlemden kaldırılmışsa bu takdirde tamamlanmış bir işlem bulunmadığından ve usul hükümlerinin hemen uygulanması gerektiğinden hareketle HMK hükümlerinin uygulanması gerektiğinde duraksamamak gerekir (aynı ilkeler ... Genel Kurulu’nun ....05.2013 tarih 2012/...-1629 E., 2013/700 K. Sayılı ve 29/05/2013 tarih 2012/...-1698 E, 2013/779 K sayılı kararlarında da benimsenmiştir.
Buna karşılık somut olayda olduğu gibi, mülga 1086 sayılı HUMK’nun yürürlükte olduğu dönemde davanın bir kez işlemden kaldırılıp yenilenmesinden sonra, 6100 sayılı HMK zamanında da işlemden kaldırılması halinde, önceki yasa zamanında yapılmış işlem gözetilerek 6100 sayılı HMK uygulanarak bir sonuca ulaşılması usule uygun olmayacağı gibi, varılacak sonuç hukuki güvenlik hakkına da aykırı olacaktır; bu bakımdan mahkeme kararının bozulması gerekmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 02.....2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
.