22. Hukuk Dairesi 2016/25744 E. , 2019/2951 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalılardan ... vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı belediyede hizmet alımı yapılan şirketler nezdinde çalıştığını, iş sözleşmesinin sona erdiğini ödeme yapılmadığını ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatı ile fazla çalışma, hafta tatili ücret alacağı, ilave tediye ve bir kısım işçilik alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalılar; davanın reddini istemiştir
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalılardan ... vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Somut olayda; hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacının Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirilen hizmet cetvelindeki prime esas alınan ücreti ile bankaya yapılan ödemeler arasında fark ücretleri toplanarak 21.683,20 TL eksik ücret alacağı hesaplanmıştır. Oysa prime esas alınan ücretler brüt, bankaya yapılan ödemeler ise net ücret üzerinden olduğu için bilirkişi tarafından ücret alacağına ilişkin yapılan hesaplama hatalı olmuştur. Davalı belediye vekili tarafından dosyaya 10.02.2015 havale tarihli dilekçe ekinde 8 adet bordro ile 21.02.2015 tarihinde 7 adet bordro ibraz edilmiş olup bordrolardaki davacının net ücreti esas alınarak, bordro bulunmayan dönem ise tespit edilen son ücreti asgari ücrete orantı yapılarak banka kayıtları ile karşılaştırılmak sureti ile fark ücret alacağı bulunup bulunmadığı tespit edilmelidir.
3- 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun "taleple bağlılık ilkesi" başlığını taşıyan 26. maddesinde "Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir." hükmüne yer verilmiştir.
Somut olayda davacı vekili, dava dilekçesinde müvekkilinin haftanın yedi günü 08.00-17.00 saatleri arasında çalıştığını iddia etmesine karşın bilirkişi raporunda, davacının hafta içi altı gün 08.00-17.00 arası çalıştığı ayrıca haftada üç gün 17.00-20.00 arası çalıştığı kabul edilerek davacının talebi aşılarak haftalık 12 saat üzerinden fazla mesai hesaplanmıştır.
Taleple bağlılık ilkesi gereği davacının altı gün 08.00-17.00 arası bir saat ara dinlenme ile günlük 8 saat ve haftada 48 saat çalıştığı, 45 saatin mahsubu ile haftalık 3 saat fazla çalışma yaptığının kabulü ile hesaplama yapılarak karar verilmesi gerekir.
4- Taraflar arasında ilave tediye alacağı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır
Dosya içeriğine göre; mahkemece davalı Belediye ile davacının nezdinde çalıştığı şirketler arasında geçerli bir asıl işveren-alt işveren ilişkisi bulunduğu kabul edildiği halde dava konusu ilave tediye alacağının kabulü isabetli olmamıştır. Ilave tediye alacağının reddi gerekirken yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
5- Davacı işçinin hafta tatilinde çalışıp çalışmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda, ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.
Aynı kurallar hafta tatili ücret alacağının ispatı için de geçerlidir.
Somut olayda; davacının her hafta tatilinde çalıştığı kabul edilerek hafta sonu çalışması karşılığı ücret alacağı bulunduğu belirtilerek hesaplama yapılmış ise de davacı tanık beyanları ile tüm çalışma döneminde hafta tatili günlerinde çalıştığı sonucuna varılamamaktadır. Davacı tanıkları davacının cumartesi ve pazar günleri su arızası, kar temizleme gibi işler olduğunda, hafta sonu işin durumuna göre çalıştığı beyan edilmiştir. Varsayıma dayalı soyut tanık beyanları ile hafta tatillerinde çalıştığı kabul edilemez.
Açıklanan nedenler ile davacı tarafça yöntemince ispatlanamayan hafta tatili ücret alacağının reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 11.02.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.