
Esas No: 2012/351
Karar No: 2012/2180
Karar Tarihi: 17.02.2012
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2012/351 Esas 2012/2180 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 03.06.2010 gününde verilen dilekçe ile tapu kaydındaki belirtmenin terkini istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 10.03.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı 375 ada 2 parsel sayılı taşınmazda kayıtlı 10 ve 14 numaralı bağımsız bölümlerin beyanlar hanesinde yer alan " 20.04.1967 tarih ve 2450 yev. numaralı resmi senet ve 2209 küçük sahife dosyasındaki ilgili muhaberat evrakı münderecatı uyarınca 2/77 hisse malikleri ... oğlu ... ve ..."in dava açma hakkı vardır." belirtmesinin terkinini talep etmiştir.
Davalı ... davanın kendilerine yöneltilemeyeceğini savunmuş, ilanen tebligat yapılan diğer davalılar yargılamaya katılmamışlardır.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hükmü davalı ... temyiz etmiştir.
Dava, beyanlar hanesindeki kaydın terkini istemine ilişkindir.
Türk Medeni Kanununun 1012. ve Tapu Sicil Tüzüğünün 60 ila 64. maddelerinde yedi bölüm olarak düzenlenen “beyanlar” gerek tescillerden, gerekse şerhlerden farklıdır. Kütüğün beyanlar hanesine işlenen kayıt, kural olarak ne bir ayni hak ihdas eder ne de şahsi bir hakkı güçlendirmeye yarar. Beyanların fonksiyonu, gayrimenkulle ilgili bazı fiili veya hukuki durumlara ya da zaten mevcut bulunan bazı haklara aleniyet sağlamaktan ibarettir.
4721 Sayılı Türk Medeni Kanununun “Beyanlar” başlıklı 1012. maddesi; “Bir taşınmazın eklentileri, malikin istemi üzerine kütükteki beyanlar sütununa yazılır. Bu kaydın terkini, kütükte hak sahibi görünen bütün ilgililerin rızasına
bağlıdır. Taşınmaz mülkiyetine ilişkin kamu hukuku kısıtlamalarının beyanlar sütununa yazılması ve bu sütuna yazılabilecek diğer hususlar tüzükle belirlenir. Özel kanun hükümleri saklıdır” şeklindedir.
Yasanın sözü edilen bu hükmü uyarınca genellikle tapu kütüğüne yazılarak alenileştirilmesinde fayda umulan hukuki ilişki ve fiili durum şeklinde tarif edilen her beyanın tapu kütüğünün beyanlar hanesinde gösterilebilme olanağı yoktur. Başka bir anlatımla, tapu kütüğünün beyanlar hanesine “beyanda” bulunulabilmesi için ya Türk Medeni Kanununda bir hüküm olması veya özel kanunlarda bu konuda bir hükme yer verilmesi yahut Tapu Sicil Tüzüğünde bir düzenleme yapılmış olması gerekir.
Birbirinden farklı konularda beyanlar sütununa yapılan kayıtların bazıları, üçüncü kişilerin iyiniyetini bertaraf etmeye yararken, bazıları ilgilisi yararına karine yaratır, bazıları ise taşınmaza bağlı bir ayni hakkı ya da şahsi hakkı açıklarken bazı beyanlar da kamu hukukundan kaynaklanan kısıtlamaları açıklar. Bir diğer anlatımla, beyanın niteliğine göre beyana bağlanan sonuç değişmektedir ...
Somut olayda; dava konusu taşınmaz kaydında yer alan " 20.04.1967 tarih ve 2450 yev. numaralı resmi senet ve 2209 küçük sahife dosyasındaki ilgili muhaberat evrakı münderecatı uyarınca 2/77 hisse malikleri ... oğlu ... ve ..."in dava açma hakkı vardır." şeklindeki belirtmenin mülkiyet hakkını kısıtladığı ileri sürülerek terkini talep edilmiştir. Belirtmenin dayanağı dava konusu taşınmazların geldi kayıtlarında mülkiyet haneleri boş bırakılan taşınmazlarda komisyon kararı nazara alınmadan mülkiyet haneleri doldurulurken yararına belirtme konulan davalıların paylarının nazara alınmadığının saptanmış olmasıdır. Belirtme, taşınmaz üzerinde tasarruf imkanı sağlanırken payları nazara alınmayan kişilerin haklarının üçüncü kişilere karşı alenileştirmek diğer bir anlatımla taşınmazın hukuki durumu hakkında üçüncü kişileri aydınlatmak amacını taşımaktadır. Mahkemece belirtme lehtarlarının tanınmıyor olması terkin için gerekçe gösterilmiştir. Belirtme lehtarının tanınmaması terkin nedeni olamayacağı gibi belirtmenin kayda işlenmesindeki amacın ortadan kalktığı da kanıtlanamamıştır. Davanın reddi gerekirken yazılı gerekçelerle kabulü doğru görülmediğinden karar bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, 17.02.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi.