17. Ceza Dairesi 2018/5259 E. , 2019/2468 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık, kamu malına zarar verme
Yerel mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararların niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
I) Sanıklar ..., ... ve ...’nın üzerine atılı 10.01.2010 tarihli hırsızlık suçuna ilişkin ve sanık ...’in üzerine atılı 28.01.2010 tarihli (...) hırsızlık suçuna ilişkin hükümlerin temyiz incelemesinde:
Sanık ...’nun soruşturma aşamasındaki savunmasında 10.01.2010 tarihli eylemi gece 01.00 sıralarında işlediklerine dair beyanı karşısında; sanıklar ..., ... ve ...’nın 10.01.2010 tarihli hırsızlık eylemini gece vakti işlediğinin anlaşılmasına rağmen 5237 sayılı TCK’nun 143. maddesi gereği cezalarında artırıma gidilmemesi, aleyhe temyiz olmadığından bozma sebebi yapılmamıştır.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçların sanıklar tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1) Suçu birlikte işleyen sanıklardan neden oldukları yargılama giderlerinin ""ayrı ayrı"" yerine, "hisseleri oranında"" alınmasına hükmedilmesi suretiyle 5271 sayılı CMK’nun 326/2. maddesine aykırı davranılması,
2) Sanıklar hakkında; kasten işlemiş oldukları suçlar için hapis cezasıyla mahkûmiyetlerinin yasal sonucu olarak, 5237 sayılı TCK’nun 53/1. maddesinin (a), (b), (c), (d), (e) bentlerinde yazılı haklardan, aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca cezalarının infazı tamamlanıncaya kadar, kendi alt soyları üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise anılan maddenin 3. fıkrası uyarınca mahkûm oldukları hapis cezalarından koşullu salıverilinceye kadar yoksun bırakılmalarına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm kurulması ve yine T.C. Anayasa Mahkemesi"nin, TCK"nun 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının, 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanmış olması nedeniyle iptal kararı doğrultusunda TCK"nun 53. maddesindeki hak yoksunluklarının yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ..., ..., ... ve ...’in temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenlerle tebliğnameye kısmen uygun olarak BOZULMASINA, bozma nedenleri yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasa"nın 8/1. maddesi aracılığıyla CMUK’nun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak; hükümler fıkrasından yargılama giderlerine ilişkin "eşit şekilde alınarak"" cümlesinin çıkarılarak yerine, ""sanıkların sebebiyet verdikleri yargılama giderleri oranında ayrı ayrı sorumlu tutulmalarına"" cümlesinin eklenmesi ve yine hüküm fıkrasından TCK"nun 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümlerin çıkarılarak yerine "T.C. Anayasa Mahkemesi"nin, TCK"nun 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının, 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanmış olması nedeniyle iptal kararı doğrultusunda TCK"nun 53. maddesindeki hak yoksunluklarının uygulanmasına" cümlesinin eklenmesi suretiyle, eleştiri dışında diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
II) A) Sanıklar ..., ... ve ...’nın üzerine atılı 18.01.2010 ve 28.01.2010 (Atalar mahallesi) tarihli ve sanık ...’nin üzerine atılı 10.01.2010 ve 28.01.2010 (Petrol iş mahallesi) tarihli hırsızlık suçlarına ilişkin hükümlerin ve sanıklar ..., ... ve ...’nin üzerine atılı mala zarar verme suçuna ilişkin hükümlerin temyiz incelemesinde;
1) Sanıkların aşamalarda atılı suçu istikrarlı şekilde işlemediklerini ifade ettikleri, diğer sanıkların da belirtilen tarihlerdeki suçlara ilişkin ikrara dayalı savunmalarında sanıkların hırsızlık eyleminde yer aldıklarına dair herhangi bir bilgi vermedikleri, sanıkların savunmalarının aksini ispat edecek şekilde yüklenen suçlardan mahkumiyetlerini gerektirir her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı delil elde edilemediğinden ve şüpheden sanık yararlanır ilkesi gereğince sanıklar hakkında beraat kararı verilmesi gerekirken yetersiz gerekçe ile yazılı şekilde hırsızlık suçlarından mahkumiyetlerine karar verilmesi,
2) Suça konu kablolarda meydana gelen hasarın, eylemin kabloların mülkiyetine yönelik olması nedeniyle ayrıca mala zarar verme suçunu oluşturmayacağı gözardı edilerek, sanıklar ..., ... ve ...’nin mala zarar verme suçundan beraatleri yerine yazılı biçimde hükümlülüklerine karar verilmesi,
B) Sanık ...’nin üzerine atılı 18.01.2010 ve 28.01.2010 (Atalar Mahallesi) tarihli ve sanık ...’ın 28.01.2010 tarihli (Petrol İş Mahallesi) hırsızlık suçlarına ilişkin hükümlerin temyiz incelemesinde:
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçların sanıklar tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1) Sanıklar ... ve ... hakkında İstanbul Anadolu (Kapatılan Kartal) 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2010/338 Esas ve 2011/213 Karar sayılı kararı ile, ... mahallesinde 04.02.2010 tarihinde işlenen kablo hırsızlığı suçuna ilişkin mahkumiyet kararı verildiği, sanıkların bir suç işleme kararının icrası kapsamında gerçekleştirdiği eylemlerinin zincirleme suç hükümleri kapsamında kalması ihtimali bulunduğu anlaşılmakla, Ceza Genel Kurulu"nun 21.05.2013 tarih 2012/13-1543 Esas ve 2013/257 Karar, 15.03.2016 tarih, 2014/10-847 Esas ve 2016/120 Karar sayılı içtihatlarındaki ilkeler de dikkate alınarak, mükerrer cezalandırmanın önüne geçmek amacıyla bahsi geçen dosyanın celp edilerek incelenmesiyle, şartları mevcut ise 5237 sayılı TCK"nun 43. maddesi uyarınca artırım, kesinleşen dosyalar yönünden de mahsup işlemi veya aynı tarihli suça ilişkin daha önceden kesinleşen mahkumiyet kararı bulunması halinde de davanın reddine karar verilmesi gerektiği gözetilmeksizin eksik kovuşturma ile yazılı şekilde karar verilmesi,
Kabule göre de;
2) Suçu birlikte işleyen sanıklardan neden oldukları yargılama giderlerinin ""ayrı ayrı"" yerine, "hisseleri oranında"" alınmasına hükmedilmesi suretiyle 5271 sayılı CMK’nun 326/2. maddesine aykırı davranılması,
3) Sanıklar hakkında; kasten işlemiş oldukları suçlar için hapis cezasıyla mahkûmiyetlerinin yasal sonucu olarak, 5237 sayılı TCK’nun 53/1. maddesinin (a), (b), (c), (d), (e) bentlerinde yazılı haklardan, aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca cezalarının infazı tamamlanıncaya kadar, kendi alt soyları üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise anılan maddenin 3. fıkrası uyarınca mahkûm oldukları hapis cezalarından koşullu salıverilinceye kadar yoksun bırakılmalarına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm kurulması ve yine T.C. Anayasa Mahkemesi"nin, TCK"nun 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının, 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanmış olması nedeniyle iptal kararı doğrultusunda TCK"nun 53. maddesindeki hak yoksunluklarının yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ..., ..., ..., ..., ... ve ...’in temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenle tebliğnameye kısmen uygun olarak BOZULMASINA, mala zarar verme suçuna ilişkin bozma kararının hükmü temyiz etmeyen sanıklar ... ve ...’e SİRAYETİNE, 27/02/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.