21. Hukuk Dairesi 2019/3460 E. , 2019/7904 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesi
TÜRK MİLLETİ ADINA
K A R A R
A)Davacı İstemi;
Davacı vekili, davacıya gönderilen ödeme emirlerine konu borcun ... Giyim San. A.Ş.ne ait SGK ya ait 400.346,41 TL idari para cezası ve prim borcu olduğunu, borçlara ilişkin dönemlerde davacının yönetim kurulu üyesi ve şirketin üst düzey yöneticisi olmadığını, 506 Sayılı Kanunun 80. Maddesi gereği ve 5510 Sayılı Kanunun 88. Maddesi gereği davaya konu ödeme emirlerindeki borcun hiçbir kısmından sorumlu olmadığını beyan ederek; ödeme emirlerinden borçlu olmadığının tespitini, ödeme emirlerinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir
B)Davalıların Cevapları;
Davalı vekili, davanın 7 günlük hak düşürücü süre içerisinde açılmadığını, bu sebeple davanın usulden reddi gerektiğini, kurum alacağının amme borçlarından 6183 Sayılı kanunun ve 5510 Sayılı Kanunun ilgili hükümleri gereğince sorumlu olduğunu, kurum işlemlerinin doğru olduğunu beyan ederek; davacı aleyhine 6183 Sayılı Yasanın 58. Maddesi gereği %10 haksız çıkma tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
C)İlk Derece Mahkemesi Kararı;
Davacının 27/12/2005 tarihli Yönetim Kurulu kararı ile yönetim kurulu üyesi olarak seçildiği,... Giyim Sanayi Anonim Şirketi Yönetim Kurulu tarafından alınan 02/01/2006 tarih 2006/01 sayılı Yönetim Kurulu kararında şirketi her konuda temsil ve ilzamı A grubu imza sahiplerinden ikisinin müşterek atacağı imza ile mümkün olduğu, ..."ın "A" Grubu imza yetkisine sahip olduğu, Yönetim Kurulu tarafından sonradan alınan 10/04/2006, 21/05/2007, 18/07/2007 tarihli Yönetim Kurulu kararlarında da şirketi her konuda temsil ve ilzamı A grubu imza sahiplerinden ikisinin müşterek atacağı imza ile mümkün olduğu, ..."ın "A" Grubu imza yetkisine sahip olduğunun kararlaştırıldığı dikkate alındığında, davacının 27/12/2005 tarihinden itibaren yönetim kurulu üyesi olduğu, 02/01/2006 tarihinden itibaren "A" Grubu imza yetkisine sahip olduğu, A grubu imza sahiplerinden biri ile müştereken atacağı imza ile şirketi temsil ve ilzam yetkisi bulunduğu dikkate alınarak, 27/12/2005 tarihinden itibaren yönetim kurulu üyesi olan, 02/01/2006 tarihinden itibaren "A" Grubu imza yetkisine sahip olan ve A grubu imza sahiplerinden biri ile müştereken atacağı imza ile şirketi temsil ve ilzam yetkisine sahip olan olan davacının 2007/10- 2008/09 arası dönemlere konu prim borçlarından 506 Sayılı Kanun’un 80. Maddesi gereğince sorumlu olduğu kabul edilmiştir. 5510 Sayılı Kanunun 88/20. maddesiyle, "Kurumun sigorta primleri ve diğer alacakları haklı bir sebep olmaksızın bu Kanunda belirtilen sürelerde ödenmez ise kamu idarelerinin tahakkuk ve tediyeyle görevli kamu görevlileri, tüzel kişiliği haiz diğer işverenlerin şirket yönetim kurulu üyeleri de dahil olmak üzere üst düzeydeki yönetici veya yetkilileriyle kanuni temsilcileri Kuruma karşı işverenleriyle birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur.”şeklinde düzenlenme getirilmiştir. Yapılan bu düzenlemeyle tüzel kişiliği haiz özel kuruluşta görev yapan yönetim kurulu üyelerinin primlerin ödenmesinden işverenle birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları açıkça belirtilmiştir. Bu yönü ile, 5510 Sayılı Kanun dönemi açısından prim borçlarından işverenle birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulabilmek için Yönetim kurulu üyesi sıfatına sahip olmak gerekli ve yeterlidir, 506 Sayılı Kanun döneminde aranan "temsil ve ilzama yetkili olma", "üst düzey yönetici olma" şartları ayrıca aranmamaktadır. Ticaret sicil kayıtlarına göre 27/12/2005 tarihinden itibaren yönetim kurulu üyesi olan davacının 2008/10- 2010/12 arası dönemlere konu prim borçları bakımından 5510 Sayılı Kanunun 88/20. Maddesi uyarınca sorumlu olduğu kabul edilerek, davacının prim borçları yönünden gönderilen ödeme emirlerinin iptali talebinin reddine karar verilmiştir.
D)Bölge Adliye Mahkemesi Kararı;
Somut olayda, İlk Derece Mahkemesince dava konusu olan ödeme emirlerinden 2014/118984-118985-118986 sayılı olanların iptaline fazla talebin ise reddine karar verilmiş olup, bu karara karşı davalı Kurum tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmakla, istinaf konusu dava değeri iptal edilen ödeme emirlerinin konusunu oluşturan alacağa göre belirlenecek olup bu miktarda 2.330,47-TL’dir.Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuran davalı Kurum bakımından karar kesin nitelikte olup, davacı istinafı da bulunmadığından katılma yoluyla istinafa başvurması da mümkün değildir. Hal böyle olunca 1.6.1990 gün ve 1989/3 E. 1990/4 K. Sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ile HMK"nun 346/1 maddesi göz önünde tutularak davalı Kurum vekilinin istinaf dilekçesinin miktar yönünden reddine karar verilmiştir.
E) Temyiz Nedenleri,
Davacı vekili, Davacı müvekkil adına tarafımızca süresi içerisinde Esas mahkemesine gerekli harçları da yatırılarak İstinaf İsteminde bulunulmuştur. Şöyle ki ; İstinafa konu Mahkeme kararı ... 19. İş Mahkemesinin 2017/222 Esas ve 2018/663 Karar sayılı 27/12/2018 tarihli kararıdır. Bu kararda Davamızın kısmen kabulü ile 2.330,47 TL lik kısıma karşılık gelen Ödeme Emirlerinin iptaline, 398.045,94 TL lik kısım için ise Davamızın Reddine karar verilmiştir. Esas mahkeme kararı tarafımıza 22/01/2019 günü tebliğ edilmiş, Gerekçeli kararın tarafımıza tebliğinden itibaren 2 Haftalık yasal süresi içerisinde olan 04/02/2019 günü İstinaf Dilekçemiz gerekli harçlarda yatırılarak uyap üzerinden dosyaya gönderilmiştir. Ancak Esas mahkemesince düzenlenen 30/01/2019. tarihli bam dosya gönderme formunda da anlaşılacağı üzere "Davacı İstinaf Tarihi" boş bırakılmıştır. Dosyada süresi içerisinde davacı müvekkil adına yapılmış bir istinaf başvurumuz olmasına rağmen muhtemelen Esas mahkemesince İstinaf Süremizin dolması beklenilmeksizin Dosya İstinafa gönderildiği için04/02/2018 Tarihli İstinaf Dilekçemiz UYAP üzerinden gönderilmesine rağmen fiziki olarak dosya içerisine girmemiş bu nedenle de Bölge Adliye Mahkemesince de Yapmış olduğumuz İstinaf Başvurusu Sehven gözden kaçırılmış ve İstinafımız hakkında herhangi bir inceleme yapılmaksızın istinaf isteminin miktar yönünden reddine dair karar tesis edilmiştir.
F) Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe;
Dava ödeme emrinin iptali ve borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Dosya içindeki kayıt ve belgelerden; Mahkemenin 27.12.2018 tarih ve 2017-222 Esas, 2018-663 Karar sayılı gerekçeli kararının davacı vekiline 22.01.2019 tarihinde tebliğ edildiği, davacı vekilinin 04.02.2019 tarihinde Uyap üzerinden harçlarını yatırarak istinaf başvurusunda bulunduğu, Bölge Adliye Mahkemesince davacı istinafı da bulunmadığından bahisle davalı Kurum vekilinin istinaf dilekçesinin miktar yönünden reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.Somut olayda, Bölge Adliye Mahkemesince davacının istinaf başvurusu bulunduğu halde olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiş olması hatalı olmuştur.Bölge Adliye Mahkemesince yapılacak iş, davacının istinaf başvurusu hakkında değerlendirme yapıp, olumlu veya olumsuz bir karar vermekten ibarettir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve Bölge Adliye Mahkemesince verilen karar bozulmalıdır.SONUÇ:Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı 6100 sayılı HMK"nın 373/2.maddesi uyarınca BOZULMASINA, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesi"ne gönderilmesine, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine , 18/12/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.