20. Hukuk Dairesi 2013/8499 E. , 2013/12186 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne, duruşma isteminin değerden reddine karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerde 3402 sayılı Kanunun Ek-4. maddesi uyarınca yapılan kadastro sırasında, Manavgat İlçesi, Hocalar Köyü, 103 ada 20 parsel sayılı 3950,72 m² yüzölçümündeki taşınmaz, tutanağın beyanlar hanesine 2/B madde ve kullanım şerhi verilerek Hazine adına tarla niteliğiyle tesbit edilmiştir.
Davacı, lehine kullanım şerhi verilen 103 ada 20 parsel sayılı taşınmazın yüzölçümünün eksik ölçüldüğü iddiasıyla dava açmıştır.
Mahkemece, davanın reddine ve Hocalar Köyü, 103 ada 20 parsel sayılı taşınmazın tesbit gibi tesciline karar verilmiş; davacı ve davalı Hazine tarafından hüküm temyiz edilmekle, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 19.12.2011 tarihli ve 10715 E. - 15170 K. sayılı kararıyla bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; "1) Hükmü katılma yoluyla temyiz eden Hazine vekiline mahkeme hükmü 25/05/2011 tarihinde, davacı ...’ın temyiz dilekçesi ise 14/06/2011 tarihinde tebliğ edilmiş, temyiz dilekçesi ise, 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi göndermesiyle H.U.M.K.’nun 432. ve 433. maddelerinde öngörülen sırasıyla 15 ve 10 günlük kanunî süreler geçirildikten sonra Hazine vekili tarafından 28/06/2011 tarihinde verilmiştir. Süresinden sonra yapılan temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün ve 3/4 sayılı İnançları Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtayca da bu yolda karar verilebileceğinden, süresinden sonra yapılan temyiz isteminin reddi gerekmiştir.
2) Davacı ...’ın temyiz itirazlarına gelince; mahkemece davacının dava ettiği ve fen bilirkişi rapor ve eki krokisinde (A) ile gösterilen 3825,14 m² ve (B) ile gösterilen 140,21 m² bölümlerin 2/B blok parselinin dışında kaldığı gerekçesiyle bu bölüme yönelik davanın reddine karar verilmiş ise de; davacının dava ettiği ve krokide (A) ve (B) ile gösterilen bölümler kullanım kadastrosuna konu olmayan 2/B parseli dışında Devlet Ormanı içinde kalmaktadır. 3402 sayılı Kadastro Kanununun 26. maddesine göre kadastro mahkemesinin görevi her taşınmaz hakkında kadastro tutanağının düzenlendiği günde başlar, tutanak düzenlenmeyen taşınmazlarla ilgili uyuşmazlıkların kadastro mahkemesinde sonuçlandırılması mümkün değildir. Mahkemece, davacının dava ettiği krokide (A) ve (B) ile gösterilen ve hakkında kullanım kadastrosu sırasında tutanak tutulmayan ve 2/B madde kapsamında olmayan taşınmazların 2/B madde kapsamına alınması istemiyle ilgili olarak açılan davada kadastro mahkemesinin görevli olmadığı gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır." denilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra, dosya görevsizlik kararı ile asliye hukuk mahkemesine aktarılmış, mahkemece, taşınmazların orman sınırı içinde kaldıkları belirlenerek davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 3402 sayılı Kanunun Ek-4. maddesine göre yapılan kadastro tespitinde tutanak düzenlenmeyen yerde Ek-4. madde uygulaması yapılması istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 30.11.1997 tarihinde kesinleşen orman kadastrosu ve 07/09/2007 tarihinde yapılıp kesinleşen 2/B uygulaması bulunmaktadır.
Hükmüne uyulan bozma kararına, kararın dayandığı gerekçeye göre, çekişmeli taşınmazın Ek-4. madde çalışması sırasında tutanak düzenlenmeyen, orman sınırı içinde kalan yerlerden olduğu, yörede yapılan orman kadastrosu ve 2/B çalışmalarının kesinleştiği, 3402 sayılı Kanunun Ek-4. maddesi gereğince yapılan kadastro çalışmasının davacıya, idareyi 2/B uygulaması yapmaya zorlayıcı bir dava hakkı vermeyeceği belirlenerek davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığına göre, davacının yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 24/12/2013 gününde oy birliği ile karar verildi.