22. Hukuk Dairesi 2013/36035 E. , 2015/10127 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, kıdem tazminatı, yıllık izin, ulusal bayram ve genle tatil ile fazla mesai ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirkette 19.03.2004 tarihinden 04.11.2011 tarihine kadar ustabaşı/imalat sorumlusu olarak çalıştığını, iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiğini, bayramlarda günlerinde çalıştığını ancak ücretlerinin ödenmediğini, yıllık izinlerinin verilmediğini ve ücretlerinin ödenmediğini beyanla kıdem tazminatı, fazla mesai ücreti, bayram genel tatil ücreti ve yıllık izin ücreti alacaklarının tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının asgari ücretle çalıştığını, davacının iş sözleşmesini feshedecek haklı bir nedeninin bulunmadığını, bu nedenle kıdem tazminatına hak kazanmadığını, davalı işyerinde bayram günlerinde çalışmasının olmadığını, fazla mesai yapıldığına dair herhangi belge olmadığını beyanla davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda davacının iş sözleşmesinin haklı nedenle sona erdirdiği tespit ile davanın kısmen kabulü karar verilmiştir.
Karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Davacı işçinin fazla çalışmanın ispatı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda, ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.
Bu çalışmaların ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir.
Fazla çalışmaların uzun bir süre için hesaplanması ve miktarın yüksek çıkması halinde Yargıtay’ca son yıllarda hakkaniyet indirimi yapılması gerektiği istikrarlı uygulama halini almıştır. Ancak fazla çalışmanın tanık anlatımları yerine yazılı belgelere ve işveren kayıtlarına dayanması durumunda böyle bir indirime gidilmemektedir. Yapılacak indirim, işçinin çalışma şekline ve işin düzenlenmesine ve hesaplanan fazla çalışma miktarına göre taktir edilmelidir. Hakkın özünü ortadan kaldıracak oranda bir indirime gidilmemelidir.
Dosya içeriğine göre davacının davalı işyerinde 19.03.2004-04.11.2011 tarihleri arasında çalıştığı, iş sözleşmesinin davacı tarafından feshedildiği anlaşılmaktadır.
Delil listesinde yer alan ve dinlenen davacı tanığı ... 2005 yılı Mayıs ayında davalı işverenlikte çalışmaya başladığını beyan etmiştir. Tanığın beyanlarına, ancak davacı ile birlikte çalıştığı dönem açısından itibar edilebileceği dikkate alınmaksızın davacının çalıştığı tüm dönem fazla mesai alacağında kıstas kabul edilmesi isabetli olmamıştır.
3- Taraflar arasında öğle yemeği ücreti olarak belirlenen meblağ konusunda uyuşmazlık vardır.
Kıdem tazminatı hesabında esas alınacak ücret, işçinin son ücretidir. Başka bir anlatımla, iş sözleşmesinin feshedildiği anda geçerli olan ücrettir. İhbar öneli tanınmak suretiyle yapılan fesihte önelin bittiği tarihte fesih gerçekleştiğinden, önelin bittiği tarihteki ücret esas alınmalıdır. Bildirim öneli tanınmaksızın ve ihbar tazminatı da ödenmeden (tam olarak ödenmeden) işverence yapılan fesih durumunda ise, bildirim öneli sonuna kadar işyerinde uygulamaya konulan ücret artışından, iş sözleşmesi feshedilen işçinin de yararlanması ve tazminatının bu artan ücret esas alınarak hesaplanması gerekir.
Kıdem tazminatına esas alınacak olan ücretin tesbitinde 4857 sayılı İş Kanunu"nun 32. maddesinde sözü edilen asıl ücrete ek olarak işçiye sağlanan para veya para ile
ölçülebilen menfaatler gözönünde tutulur. Buna göre ikramiye, devamlılık arz eden prim, yakacak yardımı, giyecek yardımı, kira, aydınlatma, servis yardımı, yemek yardımı ve benzeri ödemeler kıdem tazminatı hesabında dikkate alınır. İşçiye sağlanan özel sağlık sigortası yardımı ya da hayat sigortası prim ödemeleri de para ile ölçülebilen menfaatler kavramına dahil olup, tazminata esas ücrete eklenmelidir. Satış rakamları ya da başkaca verilere göre hesaplanan prim değişkenlik gösterse de, kıdem tazminatı hesabında genişletilmiş ücret kavramı içinde değerlendirilmelidir.
İşçiye sağlanan koruyucu elbise, işyerinde kullanılmak üzere verilen havlu, sabun yardımı, arızi fazla çalışma, ulusal bayram genel tatil, hafta tatili alacakları dikkate alınmaz.
Somut olayda, öğle yemeği takdiren 6,00 TL alınmıştır. Bu konuda bir belge ya da tanık beyanı da mevcut olmadığı gibi emsal bir araştırma da yapılmadığından tazminata esas ücrete yansıtılan günlük yemek ücretinin neye göre belirlendiği belli değildir. Fesih tarihinde yemek ücretinin ne miktarda olabileceği meslek kuruluşları ve odalardan sorularak belirlendikten sonra tazminata esas ücrete eklenmesi gerekir.
Mahkemece eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 16.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.