
Esas No: 2014/3106
Karar No: 2015/11590
Karar Tarihi: 05.11.2015
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2014/3106 Esas 2015/11590 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı alacaklı vekili, borçlu hakkında yürütülen icra takibinde borca yeterli malvarlığı bulunmadığını, borçlunun alacaklıdan mal kaçırmak amacıyla taşınmazlarını danışıklı boşanma davası protokolüne göre boşandığı diğer davalı eşine devir ettiğini boşanmalarına rağmen davalıların halen birlikte yaşadıklarını ileri sürerek tasarrufların iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı borçlu vekili, aciz vesikasının bulunmadığını, boşanmanın gerçek olduğunu, tarafların ayrı yaşadıklarını beyan etmiştir.
Davalı 3.kişi vekili, dava konusu taşınmazların katkı payı ve tazminat karşılığı verildiğini, protokolün mahkemece onanarak kesin hüküm haline geldiğini, iptal davasına konu edilemeyeceğini, aciz belgesinin bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece aciz vesikası bulunmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, Dairemizin 23.12.2010 gün ve 2010/4966-11442 sayılı ilamı ile 24.6.2009 tarihli haciz tutanağında borçlunun haczi kabil malının bulunmadığının tespit edildiği, borçluya ait bir kısım mallara haciz konulduğu, bunların değerlerinin bilirkişiler vasıtasıyla belirlenip, üzerlerindeki hacizlerde gözönüne alınarak davacının alacağının karşılanıp karşılanmayacağının tespit edilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiğinden bahisle bozulmuştur.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda davalıya ait taşınır ve taşınmaz malların değerleri bilirkişilerce hesaplattırılarak, üzerlerindeki hacizler dikkate alındığında davacı alacaklının alacağını karşılamaya yetmediği, aciz durumunun gerçekleştiği, bununla birlikte dava konusu taşınmazların anlaşmalı boşanma sırasında nafaka ödememe karşılığında davalı 3.kişiye ve çocuklarına verildiği boşanmadan sonra tarafların ayrı yaşadıkları, boşanmanın danışıklı olduğunun ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı alacaklı vekilince temyiz edilmiştir.
Dava, İİK"nun 277.vd.maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
Davacı, 20.4.2006 keşide tarihli bonolardan dolayı 8.1.2009 tarihinde icra takiplerinde bulunmuş, takiplerin kesinleşmesi üzerine de 28.1.2009 tarihinde tasarrufun iptaline yönelik olarak eldeki bu davayı açmıştır. Davalı borçlu senedin tanziminden sonra 18.3.2008 tarihinde eşinden boşanmak için dava açmış ve taraflar 18.3.2008 tarihinde bir protokol düzenleyerek protokolde yazılı tüm taşınır ve taşınmaz mallarını eşi olan ... (Tor)"a devir ve temlik etmiş, ... 2.Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 19.3.2008 tarih ve 2008/120-121 sayılı ilamıyla tarafların anlaşmalı olarak boşanmalarına karar verilmiş, karar, tarafların temyiz etmeyeceklerini bildirdiklerinden dolayı 19.03.2008 tarihinde kesinleştirilmiştir. Bu olgulara göre borcun doğumundan sonra tarafların anlaşma suretiyle ilk oturumda boşanmalarına karar verilmiş olması ve borçlunun dava konusu mallarını eşine temlik etmesi, alacaklıdan mal kaçırmak kasdını açıkça gösterdiğinden, davanın kabulü ile yapılan tasarrufların alacak ve ferilerine yetecek miktarla sınırlı olarak iptaline karar verilmesi gerekirken aksi düşüncelerle davanın reddine karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 05/11/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.