22. Hukuk Dairesi 2015/6541 E. , 2015/10192 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteğin reddine karar vermiştir.
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı işçi, iş sözleşmesinin haklı ve geçerli bir sebep olmadan davalı tarafınan feshedildiğini ileri sürerek feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini, işe başlatılmama halinde ödenmesi gereken tazminat ile boşta geçen süre ücret ve diğer haklarının belirlenmesini istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı ..., davacının amiri konumunda bulunan diğer çalışana, küçük düşürücü sözler sarfettiğini, bu davranışları neticesinde iş sözleşmesinin haklı sebeple fesih imkanı doğmasına rağmen tazminatlarını ödemek suretiyle davacının iş sözleşmesini feshettiğini, savunmasının alındığını ve bu sebeplerle davanın reddini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, feshin geçerli sebebe dayandığı gerekçesi ile davacı işçinin davasının reddine karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
Taraflar arasında iş sözleşmesinin feshinin geçerli sebebe dayanıp dayanmadığı uyuşmazlık konusu olup, kanuni dayanak 4857 sayılı İş Kanunu’nun 18. ve devamı maddeleridir.
4857 sayılı Kanun’un 18. maddesine göre otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde en az altı aylık kıdemi olan işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesini fesheden işveren, işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanmak zorundadır.
Yeterlilik, bir görevi icra etmek ve görevin gerektirdiği sorumlulukları yerine getirmek için ihtiyaç duyulan yetenek, bilgi ve becerileri ifade eden bir kavramdır. Bu
kavram, belirli bir görevi ya da rolü kabul edilebilir bir düzeyde yerine getirmek için sahip olunması gereken bilgi ve beceriyi, kısaca donanımı vurgular.
İşçinin mesleki yetersizliği açısından geçerli fesih sebebinin oluşabilmesi, sözleşme ile üstlenilen iş ediminin usulüne uygun ifası için gerekli olan mesleki kabiliyet ve uygunluğun iş sözleşmesinin feshedildiği anda işçide kısmen veya tamamen mevcut olmamasına bağlıdır. Bu suretle iş sözleşmesinde tarafların edim mübadele ilişkisinin önemli ölçüde işveren aleyhine bozulması gerekir. Mesleki uygunluk yokluğu, soyut olarak ele alınmalı, somut iş ilişkisine ve bununla bağlantılı borçlanılan iş edimiyle ilişkilendirilerek değerlendirilmelidir. İşyerinde çalışma metodunun değiştirilmesi sebebiyle, işçinin, yeni mesleki eğitim alması imkânı sağlanmasına rağmen, borçlanılan iş ediminin ifası için gerekli olan mesleki bilgiyi kısa sürede kazanabilecek durumda olmaması halinde de, mesleki açıdan uygunluğun olmadığı kabul edilir.
Somut olayda; davacının, davalı işveren ... nezdinde ana giriş kapısı koruma ve kapı görevlisi olarak işe başladığı, 10.08.2012 tarihinde tebliğ olunduğu anlaşılan 06.08.2012 tarihli yazıda, davacının iş sözleşmesinin; “amirlere karşı gösterdiği hakaretamiz ve saygısız davranışlar, amirlere karşı ısrarlı itaatsizlik ve çalışma arkadaşlarına karşı hakaret ve tahditler nedeni ile” gerekçesi belirtilerek Kanun"un 25/II/. maddesinin b-d-h bentleri ile bağlantılı 17. maddesine göre feshedildiğinin anlaşıldığı, davacının, yargılama sırasında dinlenen ve emekli olan bir tanık dışında halen iş yerinde çalıştığı anlaşılan tanıkların ortak beyanları ile sabit olduğu üzere, uyumlu bir personel olduğu, güvenlik amiri ... ile tüm güvenlik görevlilerinin problem yaşadığı, güvenlik amirinin tüm çalışanlara mobbing uyguladığı, çalışanlara sözlü ya da odasına çağırarak iş yerinin çalışması ile ilgili olmayan olaylara dair tebliğler yaptığı, davacı tanıklarından Abdullah’a da aynı şekilde davrandığı, hatta güvenlik amirinin davacının yakasından tutmak suretiyle “seni işten çıkaracağım” dediği, “şeriatın kestiği parmak acımaz” diyen davacı hakkında işverene karşı asılsız söylemlerde bulunduğu, güvenlik amiri ...’ın personelin çalışmasını olumsuz etkileyecek şekilde, açıkça özel güvenlik getirtilmesi gerektiği ve burdaki işçilerle çalışmak istemediğini söylediği, tüm bu açıklamalar ve dosya kapsamında yer alan belgeler doğrultsunda, davacının iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından İş Kanunu m. 18 kapsamında geçerli sebeple feshedilmesini gerektirir herhangi bir tutum ve davranışının bulunmadığı anlaşılmakla, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile reddine dair karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Belirtilen sebeplerle, 4857 sayılı Kanun"un 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda belirtilen sebeplerle;
1-Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-İşverence yapılan FESHİN GEÇERSİZLİĞİNE ve davacının davalı işyerindeki İŞİNE İADESİNE,
3-Davacının kanuni sürede işe başvurmasına rağmen, işverenin süresi içinde işe başlatmaması halinde kıdemi dikkate alınarak altı aylık ücreti olarak belirlenmesine,
4-Davacının işe iade için işverene süresi içinde başvurması halinde hak kazanılacak olan ve kararın kesinleşmesine kadar doğmuş bulunan en çok dört aylık ücret ve diğer haklarının alınarak davacıya ödenmesi gerektiğinin belirlenmesine, davacının işe başlatılması halinde varsa ödenen ihbar ve kıdem tazminatının bu alacaktan mahsubuna,
5-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
6-Davacı vekille temsil edildiğinden, karar tarihinde yürürlükte olan tarifeye göre 1.500,00 TL vekâlet ücretinin davalılardan alınıp davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 250,00 TL yargılama giderinin davalılardan alınıp davacıya verilmesine, davalının yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
8-Taraflarca yatırılan gider avanslarından varsa kullanılmayan bakiyelerinin ilgili tarafa iadesine,
9-Peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, kesin olarak 16.03.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.