
Esas No: 2021/8888
Karar No: 2022/3062
Karar Tarihi: 30.03.2022
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/8888 Esas 2022/3062 Karar Sayılı İlamı
8. Hukuk Dairesi 2021/8888 E. , 2022/3062 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapusuz Taşınmaz Tescili
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalılardan Maliye Hazinesi ve Orman Yönetimi vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği, ... köyünde kain tahminen 33-34 dönüm miktarındaki taşınmaza ırsen ve intikalen 70 yıldır malik sıfatıyla zilyet olduğunu beyanla, Medenî Kanun'un 713. maddesi hükmüne göre adına tescilini istemiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; dava konusu ... İli Merkez İlçesi, ... köyü, 769 parsel sayılı taşınmazın, fen bilirkişisine ait 24/02/2014 tarihli rapora ekli krokide (A) harfi ile gösterilen 32.611,79 m2’lik alan ile (B1) harfi ile gösterilen 7.981,37 m2'lik alanın davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, (B2) harfi ile gösterilen 252,72 m2 lik alan ile (C) harfi ile gösterilen 636,57 m2'lik alana ilişkin tescil talebinin reddine, rapor ve krokinin karar ekinden sayılmasına karar verilmiş, davalılardan Maliye Hazinesi ve Orman Yönetimi vekilleri temyize gelmiştir.
Dava, tapusuz taşınmazın TMK'nin 713. maddesi uyarınca tescili isteğine ilişkindir.
1. Hüküm tarihinden önce yürürlüğe giren 6360 sayılı Yasa'nın 1. maddesi uyarınca büyükşehir belediyesi sınırları tüm ilin idari sınırları olacak şekilde genişletilmiş olduğu halde, Mahkemece ... Büyükşehir Belediye Başkanlığı ile Dulkadiroğlu Belediye Başkanlığı davaya dahil edilmeden ve taraf koşulu sağlanmaksızın işin esası hakkında karar verilmesi doğru olmamıştır.
2. TMK'nin 713. maddesinde, davanın konusunun mahkemece gazeteyle bir defa ve ayrıca taşınmazın bulunduğu yerde uygun araç ve ayrıca taşınmazın bulunduğu yerde uygun araç ve aralıklarla en az üç defa ilân olunacağı, düzenlendiği halde Mahkemece gerekli ilanlar yaptırılmadan yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.
Kabule göre de, Mahkemece, çekişmeli taşınmazda davacı yararına zilyetlikle mülk edinme koşullarının gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de, yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Şöyle ki;
Mahkemece 3402 sayılı Kanun'un 14. maddesi uyarınca, adına tescil kararı verilecek kişi ya da kişiler ile diğer mirasçılar ve onların miras bırakanları adına aynı çalışma alanı içerisinde kayıtsız ve belgesizden başkaca taşınmaz mal tesbit ya da tescil edilip edilmediği Tapu Müdürlüğü ve ilgili Kadastro Müdürlüğü ile Hukuk Mahkemeleri Yazı İşleri Müdürlüğü'nden sorulup, aynı Kanun'un 03.07.2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile değiştirilen 14/2. maddesi hükmü gözetilerek sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip, Kanun'un getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı net olarak saptanmadan yazılı şekilde hüküm tesisi yoluna gidilmiştir.
Yine, dava konusu taşınmazın imar durumu araştırılmamıştır. Doğru sonuca ulaşılabilmesi için; Mahkemece öncelikle çekişmeli taşınmazın imar durumu ilgili mercilerden sorularak imar planı kapsamında olup olmadığı tereddütsüz belirlenmeli, komşu taşınmazların tutanakları ve bulunması halinde tespitlerine esas kayıtları getirtilerek dava konusu taşınmaz yönünü ne okudukları saptanmalı, ardından Harita Genel Müdürlüğü web sitesinin harita sorgulama sayfasına girilerek taşınmazın bulunduğu köyü/mahalleyi kapsayacak şekilde hangi yıllara ait hava fotoğrafı bulunduğu belirlenmek ve (denetimin sağlanması bakımından) ilgili sayfanın çıktısı dosya içerisine konulmak suretiyle buradan elde edilen verilere göre, imar durumu netleştirildikten sonra çekişmeli taşınmazın dava tarihinden önce kesinleşmiş imar planı kapsamında kaldığının anlaşılması halinde imar planının kesinleşme tarihinden, imar planı kapsamı dışında olması veya imar planının dava tarihinden sonra kesinleştiğinin anlaşılması halinde ise dava tarihinden 15-20-25 yıl öncesine (bulunmadığı takdirde bu tarihlere ait en yakın tarihlere) ait farklı dönemlerde çekilmiş en az üç adet stereoskopik hava fotoğrafı tarihleri açıkça yazılmak suretiyle Harita Genel Müdürlüğünden getirilmeli, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Öte yandan, Mahkemece davacı adına tesciline karar verilen alanlardan, hükme esas alınan fen bilirkişisine ait 24.02.2014 tarihli rapora ekli krokide B1 harfi ile gösterilen 7.981,37 m2'lik kısım ise çalılık olduğu gerekçesiyle tespit dışı bırakıldığı halde, hükme esas alınan ziraat bilirkişisi raporunda bu alanda davacı lehine imar-ihya koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği hususu hüküm kurmaya ve denetime elverişli şekilde incelenmemiş; aynı raporda (A) harfi ile gösterilen 32.611,79 m2’lik kısmı da kapsayan 769 parsel sayılı taşınmazın davacının annesi Güllü ve müşterekleri adına tespit edilmiş iken davalı Hazine'nin itirazı üzerine ... Tapulama Mahkemesinin 04.06.1971 tarihli ve 969/119-971/57 sayılı kararı ile tamamı orman olduğu gerekçesiyle tespitin iptaline karar verilerek tespit dışı bırakıldığı dikkate alınarak, taşınmazın karar tarihinde orman olduğunun kabulü ile karar tarihi sonrası dönemde taşınmazın orman sayılan yer olup olmadığı, orman sayılan yer olmadığının tespiti halinde bu tarihten itibaren dava tarihine kadar geçen sürede davacı lehine zilyetlikle kazanma koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediğinin araştırılması gerektiği de düşünülmemiştir.
Buna göre, Mahkemece, yöreye ait en eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğraflarının tamamı ile varsa amenajman planı ve komşu parsellere ait kadastro tutanakları, tutanaklar kesinleşmiş ise tapu kayıt örnekleri ve tapu kayıtları mahkeme kararı sonucu oluşmuş ise mahkeme karar örnekleri ilgili yerlerden getirtilip, yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan aynı köyde ve komşu köylerde ikamet eden şahıslar arasından seçilecek ayrı ayrı 3’er kişilik Yerel Bilirkişi Kurulu ve taraf tanıkları ile önceki bilirkişiler dışında halen Tarım ve Orman Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman mühendisleri arasından seçilecek üç orman mühendisi bilirkişi, bir ziraat mühendisi bilirkişi, bir fen elemanı ve bir jeodezi ve fotogrametri mühendisi aracılığıyla yeniden keşif yapılmalıdır. Keşifte getirtilen belgeler çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı Yasa'lar karşısındaki durumu saptanmalı; zilyetlikle veya hukuki değeri kalmamış olan tapu kayıtlarıyla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; keşifte, hakim gözetiminde, taşınmazın dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli; yukarıda değinilen diğer belgeler fen, jeodezi ve fotogrametri ile uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) hava fotoğrafları ve memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de hava fotoğrafları ve memleket haritası ölçeğine (... veya benzeri programlar kullanılarak)denetime elverişli olacak şekilde çevrildikten sonra komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle çekişmeli taşınmaz, çevre parsellerle birlikte memleket haritası ve hava fotoğrafları üzerinde gösterilmeli; taşınmazın gerçek eğimi klizimetre aletiyle ölçülerek memleket haritalarındaki münhanilerden (yükseklik eğrilerinden) de faydalanılmak suretiyle belirlenmeli; stereoskopik hava fotoğraflarının stereoskop vasıtasıyla üç boyutlu incelemesi yapılarak, temyize konu taşınmazın niteliği ve kullanım durumu ile tasarruf sınırlarını belirgin olarak görünüp görünmediği belirlenmeli, taşınmazın üzerindeki bitki örtüsünün cinsi, yaşı, dağılımı, kapalılık oranı ile taşınmazın imar-ihyaya konu olup olmadığını, olmuş ise imar-ihyaya en erken ne zaman başlanıldığını ve imar-ihyanın hangi tarihte tamamlandığını, taşınmazın ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığını ve dava konusu taşınmazın 6831 sayılı Orman Kanunu'nun 17/2. maddesinde belirtilen orman içi açıklık vasfında olup olmadığını belirten müşterek imzalı, tereddüte mahal bırakmayacak şekilde, yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli ve dosyadaki belgeler ile karşılaştırıldığında denetime elverişli rapor alınmalıdır.
Ayrıca keşifte dinlenecek yerel bilirkişi ve tanıklardan, taşınmazların öncesinin ne olduğu, kim veya kimler tarafından, hangi tarihten beri ve ne şekilde kullanıldığı, imar-ihya gerektiren yerlerden olup olmadığı, böyle yerlerden ise imar-ihyaya konu edilip edilmediği ve edilmiş ise imar-ihyasının hangi tarihte tamamlandığı hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, komşu parsellerin tutanak ve dayanakları uygulanmalı; dava konusu taşınmazları sınır olarak nasıl nitelendirdikleri araştırılmalı; yerel bilirkişiler ve tanıkların sözleri arasında doğabilecek çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılarak giderilmeye çalışılmalı;ziraat bilirkişisinden taşınmazın evveliyatını, toprak yapısını, niteliğini ve zilyetlikle mülk edinilebilecek yerlerden olup olmadığını, komşu taşınmazlarla karşılaştırmalı şekilde açıklayan, bilimsel esaslara ve somut verilere dayalı, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; fen bilirkişisinden ise, keşfi takibe ve denetlemeye olanak verir rapor ve kroki alınmalı, tanık ve yerel bilirkişi ifadeleri bilimsel esaslara ve maddi bulgulara dayanılarak hazırlanan söz konusu bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli 402 sayılı Kanunun 14. maddesi uyarınca, adına tescil kararı verilecek kişi ya da kişiler ile diğer mirasçılar ve onların miras bırakanları adına aynı çalışma alanı içerisinde kayıtsız ve belgesizden başkaca taşınmaz mal tesbit ya da tescil edilip edilmediği tapu müdürlüğü ve ilgili kadastro müdürlüğü ile hukuk mahkemeleri yazı işleri müdürlüğünden sorulup, aynı Kanunun 03.07.2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile değiştirilen 14/2. maddesi hükmü gözetilerek sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip, Kanun'un getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanarak, toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır.
SONUÇ: Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca HUMK'un 440/I maddesi gereğince ... Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine 30.03.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.