3. Hukuk Dairesi 2013/12617 E. , 2013/17616 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili dilekçesinde, müvekkili olan davacının davalının kızı olduğunu, üniversite eğitimine devam ettiğini beyan ederek, ödenmekte olan 200 TL yardım nafakasının aylık 700 TL " ye çıkartılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece, taraflar arasındaki 2012/927 Esas sayılı dosyasının incelenmesinden, 20/04/2011 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere davacı lehine aylık 500.00 TL yardım nafakasına hükmolunduğu, karar tarihinin 01/10/2012 olduğu, 01/10/2012 tarihinde verilen karar ile nafakanın 500.00 TL ye çıkartılmış olması, aradan geçen süre itibarı ile nafakanın yeniden artırılması koşullarının bulunmadığı, 09/07/2012 tarihi itibarı ile davacının sigortalı olarak çalışmaya başladığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
TMK."nun 328/1.maddesinde; "çocuk ergin olduğu halde eğitime devam ediyorsa, ana ve babasının durum ve koşullarına göre kendilerinden beklenebilecek ölçüde olmak üzere eğitimi sona erinceye kadar çocuğa bakmakla yükümlüdürler".
TMK."nun 364/1.maddesinde; "herkes yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üstsoyu ve alt soyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür".
TMK."nun 365/2 maddesinde; "dava, davacının geçinmesi için gerekli ve karşı tarafın mali gücüne uygun bir yardım isteminden ibarettir" düzenlemesi yeralmaktadır.
Hukuk Genel Kurulunun 07.06.1998 tarih, 1998/656 E; 688 K.sayılı ilamında da; "...yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür (eğitim) gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanların yoksul kabul edilmesi gerektiği..." vurgulanmıştır.
Yardım nafakası, aile bireylerini yoksulluk ve düşkünlükten kurtarmaya ilişkin bir nevi sosyal yardımlaşma olup, ahlak kuralları ile geleneklerin zorunlu kıldığı bir ödevdir.
Yardım nafakası isteyenin kusuru ile yardıma muhtaç duruma düşmüş olması, yükümlüyü borcundan kurtarmamaktadır. Aile bağlarının herhangi bir nedenle zayıflamış olması da yükümlülüğü ortadan kaldıran bir neden olarak düzenlenmemiştir. Bu nedenlerle kanun koyucu, yardım nafakasını kişinin ve toplumun vicdanına bırakmamış, kanuni bir ödev olarak düzenlemiştir.
Okumakta olan kişi kendi emek ve geliriyle yaşamını sürdürmekten yoksun ise ana babasından öğrenimini tamamlayıncaya kadar yardım nafakası isteyebilir. Ne var ki; bunu vermekle yükümlü tutulacak kişilerin geçim sıkıntısına düşürülmemesi asıldır. Bunun için belirlenen nafakanın; davacının geçinmesi için gerekli, nafaka yükümlüsünün geliriyle orantılı olacak şekilde TMK."nun 4.maddesindeki hakkaniyet ilkesi de gözetilerek takdir edilmesi gerekir.
Dosyanın incelenmesinden,mahkemenin gerekçesine dayanak yaptığı ve önceki dönem yardım nafakasına ilişkin kararın henüz kesinleşmediği, Yargıtay tarafından bozularak mahkemesine iade edildiği görülmüştür.
Öyle ise mahkemece, önceki dönem nafaka tespitine ilişkin dava dosyasının kesinleşmesini bekletici mesele yaparak, o davada belirlenecek yardım nafakası tutarına göre, davacının da bir işte çalışıp çalışmadığı ve elde ettiği gelir tutarı, çalışmasının devamlılık arzedip etmediği gibi hususlar da gözetilerek yapılacak yargılama neticesinde hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken,eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 10.12.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.