MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

Davacı, ... sicil numarası ile işlem gören sigortalının ... olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılardan Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
K A R A R
Davacı, ... sicil numarasıyla davalı Kurumda 1975 ve 1977 yılları arasında ... ismiyle 747 gün sigortalı çalıştığını ancak ... nüfus idaresinde meydana gelen yangından sonra yeniden yazılırken ... olan isminin ... olarak yazıldığını, bu yazım üzerine yeni ismini kullanmaya devam ettiğini ancak bu durumda önceki hizmetlerinin eski ismine göre çıktığını evlilik dolayısıyla soyadının değiştiğini, gerçekte o tarihte çalışan ve sigorta sicil numarası ... olan kendisi olduğunu, ancak davalı sigorta kayıtlarında isim ... olarak görüldüğünden bu hizmetlerden yararlanma imkanı olmadığını, ileri sürerek, davalı SGK"da ... sicil numarası ile işlem gören sigortalının ... kızı ... olma ... olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş ise de bu sonuca eksik incelemeyle ulaşılmıştır.
Gerçekten, sigortada gözüken kayıtlar ve çalışmalar kişiye bağlı vazgeçilmez haklardandır. Bu tür davaların Kamu düzenine ilişkin olması sebebiyle titizlikle araştırma yapılıp, sonuca ulaşılması gerekir.
Dosya içeriğine göre, davacının kendisine ait olduğunu ileri sürdüğü 09.11.1975 tarihli işe giriş bildirgesine ve hizmet cetveline göre ... sigorta sicil numaralı ...’in 1975 yılında 58 gün, 1976 yılında 354 gün ve 1977 yılında 335 gün çalışmaların göründüğü; davacının nüfus kaydına göre isminin “...”, soy isminin “...” olduğu, 07.04.1980 tarihinde evlendiği, dosyada mevcut nüfus kaydından evlenmezden önceki soy isminin ne olduğunun anlaşılamadığı, işe giriş bildirgesindeki ismin ise “...” olduğu anlaşılmaktadır.
Dava niteliği itibari ile 1975-1977 dönemine ilişkin çalışmalar yönünden bir aidiyet davası olup, öncelikle davacının isminin daha öncesinde “...” olarak kayıtlı iken çıkan yangın sonrası yeniden yapılan düzenlemede “...” olarak nüfusa kayıt edildiği yolundaki iddianın araştırılması gerekmektedir. Bu amaçla, öncelikle ilgili nüfus müdürlüğünde iddia edildiği gibi yangın olayı olup olmadığı, yangın sonrası davacının isminin yazımına ilişkin dayanak kayıtlar olup olmadığının araştırılması; evlenmezden önceki soy ismini gösteri şekilde nüfus kaydının celbi; davacının okuduğu okulların tespiti ile okullarda mevcut kayıtlardaki isminin belirlenmesi; işe giriş bildirgesindeki resim ile davacının o dönemlere yakın tarihlerde çekilmiş resimleri varsa ibrazı istenip, şimdiki resimleri ile birlikte uzman bilirkişiden rapor alınarak aynı kişi olup olmadığı; ayrıca davacının imzaları ile işe giriş bildirgesindeki imzalar üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak davacıya ait olup olmadığı belirlenerek, aynı ismi taşıyan başka kişi olup olmadığı hususunda zabıta araştırması da yaptırılıp, tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.
O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 14/03/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.