
Esas No: 2020/306
Karar No: 2021/1436
Karar Tarihi: 11.11.2021
BAM Hukuk Mahkemeleri Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/306 Esas 2021/1436 Karar Sayılı İlamı
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ
....
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
BAŞKAN : ... ...
ÜYE : ... ...
ÜYE : ... ...
KATİP : ... ...
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/12/2019
NUMARASI ...
DAVANIN KONUSU : Marka Hakkına Tecavüzün Tespiti, Durdurulması, Men'i
Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 12/12/2019 tarih ve..... sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkili adına hem Türkiye'de hem yurtdışında tescilli ...." ibareli markaların bulunduğunu, davalı yanın "..." internet sitesinde müvekkilinin marka hakkına tecavüz ettiğinin görüldüğünü, müvekkili adına tescilli markalarla davalının internet sitesinde markasal olarak kullandığı ....." ibaresi arasında ayırt edilemeyecek derecede benzerlik bulunduğunu, müvekkilinin marka logosunun da kendisi ile özdeşleştiğini, ayrıca müvekkili markalarının tanınmış olduklarını, müvekkili markasında ayırt edici olarak çay yaprağı içinde iki ceylan bulunduğunu, yıllar içinde bunun korunduğunu, tüketicinin yaprak içinde ceylan gördüğünde müvekkili firmayı hatırlayacağını, davalının müvekkili çay paketlerini bile bire bir kopyaladığını, taraf markaları arasındaki tek farkın çay yaprağı içinde 1 adet ceylan figürü kullanılmasının olduğunu, davalının söz konusu ibareyi üzerinde kullandığı "....." emtiasının da müvekkili markalarının kapsamında yer aldığını, dolayısıyla markaya tecavüzün gerçekleştiğini, davalının kötü niyetli olduğunu ileri sürerek, markaya tecavüzün tespiti ile durdurulmasına ve menine, bu markayı gösteren her türlü unsurun bulunduğu her yerden kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, taraflara ait markalar arasında hem anlamsal hem fonetik olarak iltibas olmadığını, logoların farklı olduğunu, marka sicilinde halihazırda içerisinde ... veya ... ibaresi bulunan sayısız markanın bulunduğunu, davacı markasının tanınmış olmadığını, ... internet sitesinde müvekkilinin herhangi bir satışının bulunmadığını, müvekkilinin 20 yıldır "... ..." markasına sahip olduğunu, davacı tarafın SMK'nın 25/6 maddesine göre hükümsüzlük isteyemeyeceğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davalının, davacı adına tescilli markalar ile benzer olan ... ...+Şekil ibareli markayı taşıyan çay paketlerini satışa arz etmesinin davacı adına tescilli ...sayılı markalara tecavüz oluşturduğu, davacının, tecavüzün tespiti ile men ve refi yönündeki taleplerinin yerinde olduğu, davalı markalarından......sayılı markanın tescilinin kötü niyetli olabileceği, davalının SMK'nın 155. maddesi uyarınca tescilli markalarını savunma olarak ileri süremeyeceği, davacının tanınmışlığını ispat edemediği, sessiz kalma yoluyla hak kaybı savunmasının mevcut dosya kapsamı itibariyle yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, davalının davacıya ait tescilli markalarından doğan haklarına vaki tecavüzünün tespitine, durdurulmasına ve men'ine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili, taraf markaları arasında görsel, işitsel ve kavramsal anlamda benzerlik bulunmadığını, müvekkiline ait..... tescil numaralı marka ile davacıya ait markalar arasında da karıştırılma ihtimali olmadığını, müvekkilinin "....com" sitesinden satış yaptığına ilişkin herhangi bir delilin dosyada yer almadığını, sunulan evrakların davacının kurgusu sonucu oluşturulduğunu ve itibar edilmesinin mümkün bulunmadığını, yerel mahkemece bu kurgu delillere itibar edildiğini, davacıya ait ... numaralı tescile ilişkin başvuru şartlarının yerine getirilip getirilmediği ve başvuru evraklarında yer alan ıslak imzanın davacı şirket yetkililerine ait olup olmadığı hususlarının araştırılmadığını, davacının markaları tanınmış marka değilken müvekkiline ait markaların tanınmış olduklarını, mahkemece, davacı markasının kullanılmama nedeniyle hak kaybına uğradığı hususunun hatalı değerlendirildiğini, davacıya ait markaların hiçbirinin Türkiye'de kullanılmadığını, müvekkilinin 20 yıla yakın bir süredir "... ..." markasının sahibi olduğunu, davacının ise tüm bu süre boyunca müvekkiline karşı sessiz kaldığını, bu şekilde müvekkilin markası hakkında hükümsüzlük talebinde bulunma yahut işbu davadaki gibi tecavüzün tespitini talep etme hakkını kaybettiğini, kararda ise sessiz kalma yoluyla hak kaybı kurumuna değinilmediğini, yerel mahkemenin müvekkilinin kötü niyetli olduğu tespitinin de yersiz olduğunu, bilindiği üzere kötü niyetli tescilin tespitinde Yargıtay kararları başta olmak üzere .... kararlarında açıkça belirtilen esasların da göz önünde bulundurulması gerektiğini ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE: Dava, marka hakkına tecavüzün tespiti, durdurulması ve men'i istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK'nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davacı adına tescilli "....." ibareli markalarla davalı tarafından kullanılan markasal olarak kullanılan "... +Şekil" ibareleri arasında iltibasa yol açacak derecede benzerlik bulunduğu, davalının söz konusu ibareyi üzerinde kullandığı çay ürününün de davacı markalarının kapsamında aynen yer aldığı, dolayısıyla markaya tecavüzün gerçekleştiği, her ne kadar davalı tarafça "......" sitesinde satışının olmadığı savunulmuş ise de esasen söz konusu ibarenin kullanıldığının davalı tarafından kabul edilmesi karşısında bu savunmanın yerinde görülmediği, SMK’nın 155. maddesi hükmü karşısında davalının işbu davada tescilli markalarına dayanmasının da söz konusu olmadığı, davacı markalarında kullanılan ve ayırt ediciliği çok yüksek olan ikisinin yarısı dolu, birinin içi boş ve diğerinin içinde ceylan figürü olan şeklin davalının 2018/23234 sayılı markasında kullanılmasının, davalının kötü niyetini gösterdiği, davacı yönünden sessiz kalma yoluyla hak kaybının da söz konusu bulunmadığı da anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalıdan alınması gereken 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, istinaf başvurusunda yatırılan 54,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 4,90 TL'nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 11/11/2021 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 07/12/2021
....
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.