3. Hukuk Dairesi 2013/11825 E. , 2013/17712 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
İHBAR OLUNAN : ...
Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili, ...yetim aylığı aldığını, bu yetim aylıklarının vekil sıfatıyla davalı ... tarafından tahsil edildiğini, hak sahibi.... 27.03.2003 tarihinde evlendiğinin tespit edildiğini, bu nedenle 01.04.2003-31.01.2006 tarihleri arasındaki ödemelerin yersiz olduğunu, 19.754,01 TL kurum zararının tahsil edilmesi için davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalının icra takibine itiraz ettiğini, itirazın haksız olduğunu ileri sürerek, icra takibine yapılan itirazın iptalini ve davalı aleyhine % 40 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davalının vekil sıfatı ile çekmiş olduğu paraları ... teslim ettiği, bu nedenle iade sorumluluğu olmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu uyuşmazlık, davacı idare tarafından davalı vekile yapılan ödemenin sebepsiz zenginleşme kuralları gereğince, geri alınıp alınamayacağı noktasında toplanmaktadır.
Borçlar Kanunu’nun konuya ilişkin 61 ve ardından gelen maddelerindeki düzenlemelere göre, sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan veya tahakkuk etmemiş, yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir.
Somut olayda; davalının vekil sıfatı ile ... yapılan ödemeleri almakta iken,... 27.03.2003 tarihinde evlendiğinin tespit edilmesi üzerine, 01.04.2003-31.01.2006 tarihleri arası davalıya 2022 sayılı Kanun gereği vekil sıfatı ile yersiz olarak ödenen aylıkların iadesi istenmektedir.
....
Davalı ... vekil sıfatıyla 17.01.2005 tarihinde kuruma vermiş olduğu formda ... bekar olduğuna ilişkin bildirimde bulunmuştur.
Ayrıca davalı, dava konusu olan ve kendisinden talep edilen toplam 20.354,01 TL borcu aylık 500,00 TL taksitler halinde ödeyeceğini davacı kuruma bildirmiştir.
6495 sayılı Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunu gereğince, 2022 sayılı Kanuna eklenen geçici 3.madde gereğince, "Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihe kadar bu Kanun kapsamında yersiz veya fazla ödenmiş aylıklar sebebiyle ilgililer adına çıkarılmış olan borç ve para cezaları ile bunlara ilişkin faizler terkin edilmiş sayılır ve haklarında herhangi bir adli, idari ve icrai takibat yapılmaz."" hususu düzenlenmiştir.
2022 sayılı 65 Yaşını Doldurmuş Muhtaç, Güçsüz ve Kimsesiz Türk Vatandaşlarına Aylık Bağlanması Hakkında Kanuna, geçici 3. maddenin eklenmesini düzenleyen, 6495 sayılı Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun, 02.08.2013 tarihli ve 28726 sayılı resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Bu kapsamda 02.08.2013 tarihinden önceki yersiz ödenen aylıkların geri alınmasının affa uğrayacağı açıktır.
Her ne kadar mahkemece, davalının vekil sıfatıyla almış olduğu paraları, .....teslim ettiği ve iade yükümlülüğü olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de; mahkemece BK"nun 502 vd. düzenlenen vekalete ilişkin hükümler, 17.01.2005 tarihinde kuruma vermiş olduğu form, davalının borcu taksitler halinde ödeyeceğine ilişkin beyanı ve 2022 sayılı Kanuna eklenen geçici 3. madde de dikkate alınarak yeniden değerlendirme yapılmalıdır.
Öyle ise mahkemece; yukarıdaki ilke ve esaslar gözetilerek dava konusu edilen alacağın 6495 sayılı Kanun gereğince, 2022 sayılı Kanuna eklenen geçici 3.madde kapsamında kalıp kalmadığı hususu araştırılıp gerekirse bu konuda uzman bilirkişiden rapor alınarak, eğer bu kanun kapsamında alacağın affa uğradığı sabit ise davanın reddine karar verilmesi, aksi takdirde oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 11.12.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
....