22. Hukuk Dairesi 2016/5959 E. , 2019/3092 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin emekli öğretmen olup davalı şirkete bağlı işyerinde satın alma müdürü olarak çalıştığını, ücretinin asgari ücret olarak gösterilmesine rağmen daha yüksek olduğunu, farkının elden ödendiğini beyanla iş sözleşmesinin işveren tarafından haksız olarak feshedildiğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatları ile yıllık izin ücret alacağı ve ödenmeyen ücret alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; belirsiz alacak davası olarak açılan davanın reddi gerektiğini, davacının çalışmasının dava dışı şirketler nezdinde kesintili olduğunu, müvekkili şirket bünyesinde çalışması olmayan davacının iş akdinin yaş haddinden emeklilik nedeni ile 03.01.2011 tarihinde feshedildiğini, bu tarihten sonra çalışması bulunmayan davacıya hak ettiği yasal haklarının ödendiğini ileri sürerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanılan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar süresi içerisinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, belgelere ve tüm dosya kapsamına göre; davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında, davacının ücretinin ve kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve yıllık izin süresinin tespitine esas hizmet süresinin doğru hesaplanıp hesaplanmadığı tespiti noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Davacı davalı şirkete ait eğitim kurumlarında, değişen ünvanlı farklı şirketler nezdinde çalışmıştır. Mahkemece, dosyaya celbedilen ticaret sicil kayıtları ve hizmet sözleşmeleri de nazara alınarak şirketler arasında organik bağ olduğunun kabulü ile hizmet süresinin kesintisiz devam ettiğine karar verilmesi isabetlidir. Ancak dosyada mevcut Hizmet Döküm Cetvelinden ve kod 22 (diğer nedenler) ayrılış kodunun yer aldığı İşten Ayrılış Bildirgesinden davacının 03.01.2011 tarihinde hizmet sözleşmesinine son verildiği anlaşılmaktadır. Davacı bu tarihten sonra da çalışmaya devam ettiğini, 2011 yılı Eylül ayına kadar çalıştığını ve bu tarihte işten ayrıldığını iddia etmiş ise de, bu dönemdeki çalışmasını hüküm kurmaya yeterli her türlü şüpheden uzak ve tereddüte mahal vermeyecek şekilde ispat edememiştir. Mahkemece yapılacak iş, davacının bu dönemde davalı işyerinde çalışıp çalışmadığının gerekli araştırma ve inceleme yapılarak, gerektiğinde taraf tanıkları tekrar dinlenilerek ve tanık beyanlarının yan delillerle de desteklenerek belirlenmesidir. Bu esaslar göz ardı edilmek suretiyle,kıdem tazminatı alacağı, ücret farkı alacağı ve yıllık izin ücreti alacaklarının ıspat edilemeyen hizmet süresine göre hüküm altına alınması hatalı olup bozmayı sebebidir.
3-Taraflar arasındaki başka bir uyuşmazlık konusu ise davacının yıllık izin ücreti alacağının miktarı noktasındadır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 31. maddesinde hâkim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir, soru sorabilir, delil gösterilmesini isteyebilir şeklinde düzenleme yapılarak hakime yargılama sonunda doğruya ulaşma görevini yüklemiştir. Anayasamızın 141. maddesine göre, yargı basit, çabuk ve ucuz gerçekleşmelidir. Devlet yargının basit, ucuz ve çabuk gerçekleşmesi için gerekli düzenlemeleri yapmak durumundadır. Zira hakkın tanınması ve korunmasındaki gecikmeler, hukuk devleti ilkesi ile uyumlu değildir, adil yargılanma hakkını ihlâl eder. Bu sebeple yargılama sonucunda ulaşılacak hüküm, doğru, gecikmemiş ve kendisinden beklenen etkiyi gösteren bir niteliğe sahip olmalıdır. Bundan dolayı belirsiz vakıaların açıklattırılmasına, eksikliklerin hâkim tarafından işaret edilerek taraflarca giderilerek yargılamanın uzatılmasının önüne geçilmesine ilişkin hâkimin davayı aydınlatma yükümlülüğü bulunmaktadır. Usul hukuku için haksızlığın önlenmesinin anlamı, doğru hüküm kurulmasıdır. Bu hususta yapılacak bir inceleme içinse, tarafların iddialarını eksiksiz ve zaman, yer gibi somut unsurlarıyla tam bir açıklık içinde yargılamaya getirmeleri gerekmektedir. Doğru hüküm kuramama, bazen ise zayıf olan tarafın bir usuli hakkı bilmiyor olması dolayısıyla söz konusu olmaktadır. Böyle bir durumda, hakkın özünün, usule kurban edilmesi mümkün olmadığından, tarafın bir vakıayı bütün ayrıntılarıyla getirmemiş olması dolayısıyla yargılamanın doğru ve adil bir hüküm kurmaya elverişli olacak şekilde aydınlatılmamış olması durumunda hâkim devreye girecek ve söz konusu usûlî olanağı tarafa hatırlatacaktır.
Somut olayda, davacı vekili, müvekkilinin, tüm çalışma süresi boyunca yıllık izin hakkını kullanmadığını iddia etmiştir. Mahkemece, ispat yükü üzerinde olan işverence imzalı yıllık izin defteri ve eşdeğer belge sunulmadığı gerekçesiyle davacının toplam hizmet süresine göre 12 yıl 8 ay 4 günlük dönemde hiç izin kullanmadığı gerekçesiyle 240 gün yıllık izin hakkının bulunduğu kabul edilerek yıllık ücretli izin alacağı hüküm altına alınmıştır. Kaldı ki davacının çalıştığı işyeri dershane olup yaz aylarında faaliyette olup olmadığı da yeterince araştırmamıştır.
Mahkemece, davacının davayı somutlaştırma yükü (HMK m.194), hakimin de davayı aydınlatma yükümlülüğü (HMK m. 31) bulunduğu göz önüne alınarak, davacının çalışma süresi boyunca hiç yıllık izin kullanmadığı hayatın olağan akışına ters olduğundan, davacının beyanı alındıktan sonra ve davalı işyerinin yaz aylarında faaliyette olup olmadığı da gözetilerek tüm deliller birlikte değerlendirilip, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 12.02.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.