20. Hukuk Dairesi 2011/11134 E. , 2012/137 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... Yönetimi ve davalı gerçek kişi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... Yönetimi, ... köyü 167 parsel sayılı taşınmazın bir kısmının yörede 21.11.1997 tarihinde yapılan ve 05.03.1999 tarihinde ilan edilerek kesinleşen orman kadastro sınırları içinde kaldığını, dava konusu taşınmazın orman sınırları içerisinde kalan bölümüne ilişkin olarak davalı adına olan tapu kaydının iptali ve orman niteliği ile Hazine adına tescilini ve davalının elatmasının önlenmesini istemiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne ve bilirkişiler ... ve ...tarafından düzenlenen 03.03.2008 tarihli rapor ve ekindeki krokide (A) harfi ile gösterilen 4327,50 m² yüzölçümlü bölümün tapu kaydının iptaline, orman niteliği ile Hazine adına tapuya tesciline ve davalının elatmasının önlenmesine karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi ve davalı gerçek kişi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kalan tapu kaydının iptal ve tesciline ilişkindir.
Yörede genel arazi kadastro çalışmaları 16.06.1970 yılında Ali Rıfat Kaya adına tespit edilmiş olup 31.03.1971 - 30.04.1971 tarihleri arasında ilan edilerek kesinleşmiş, 11.11.1994 tarihinde satış yoluyla davalı adına tescil edilmiştir.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve 6831 sayılı Orman Yasasının 7. maddesi “Devlet ormanları ile evvelce sınırlaması yapılmış olup da herhangi bir nedenle orman sınırları dışında kalmış ormanların, orman kadastrosu ve bu ormanların içinde ve bitişiğinde bulunan her çeşit taşınmaz malların ormanlarla müşterek sınırının tayini ve tesbiti orman kadastro komisyonları tarafından yapılır.” hükmü gereğince yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulamasına ait harita ve tutanaklar ile arazi kadastrosu paftasının uzman orman ve fen bilirkişisi tarafından uygulanması sonucu, dava konusu taşınmazın 05.09.1999 tarihinde kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kaldığı, 6831 sayılı Yasanın 11/1. maddesinde öngörülen orman kadastrosunun iptali için öngörülen hak düşürücü sürelerin geçtiği, davacı; genel arazi kadastrosundan önceki hukuki sebeplere değil, kadastrodan sonraki hukuki nedene dayanarak iptal ve tescil istediğinden, somut olayda 3402 sayılı Yasanın 12/3. maddesi hükümlerinin uygulanma olanağının bulunmadığı gibi 14/03/2009 tarihinde yürürlüğe giren 5841 sayılı Yasanın 2. maddesi ile 3402 sayılı Kadastro Yasasının 12. maddesinin 3.fıkrasına eklenen "bu hüküm iddianın ve taşınmazın niteliği ile devlet yada diğer kamu tüzel kişilikleri olsa dahi tarafların sıfatına bakılmaksızın uygulanır" hükmü ve 5841 sayılı yasanın 3. maddesi ile 3402 sayılı Kadastro Yasasına eklenen geçici 10 maddesindeki (Bu Kanunun 12 nci maddesinin üçüncü fıkrası hükmü, Devletin hüküm ve tasarrufu altında olduğu iddiası ile yürürlük tarihinden önce açılmış ve henüz kesin hükme bağlanmamış olan davalarda dahi uygulanır.) hükmü, Anayasa Mahkemesinin 12/5/2011 gün ve 2009/31 - 77 sayılı kararı ile
İPTAL edildiği, gerekçeli iptal kararının 23 Temmuz 2011 tarihli ve 28003 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe girdiğinden somut olayda 3402 sayılı Yasanın 12/3 maddesinin uygulama olanağının bulunmadığı, orman kadastrosunun kesinleşmesiyle taşınmaz kamu malı niteliğini kazandığı ve mülkiyet hakkının Hazineye geçtiği, bu nedenle mahkeme kararının yenilik doğuran (inşai) mülkiyet hakkını sona erdiren bir hüküm olmayıp, mevcut durumu saptayıp hukuksallaştıran, açıklayıcı (izhari) bir hüküm olduğu, bu tür kayıtlarda T.M.Y."nın 1023. (E.M.Y. 931 - İsviçre M.Y. 974) maddesindeki "iyi niyetle edinme" kuralının da uygulanamayacağından davalı gerçek kişinin tapuya güven ve iyi niyet kurallarından faydalanamayacağı, davalı taşınmazı satın aldığına göre ödediği bedeli, sebepsiz zenginleşme kurallarına göre bu yeri kendisine satanlardan geri alabileceği gibi tazminata ilişkin açılmış bir dava bulunmadığı belirlenerek kaydın iptaline karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak, karar tarihinden sonra 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasanın 16. maddesi ile 3402 sayılı Yasaya eklenen 36/A maddesi uyarınca; "Kadastro işlemi ile oluşan tespit ve kayıtların iptali için Devlet veya diğer kamu kurum ve kuruluşları tarafından kayıt lehtarına karşı kadastro mahkemeleri ile genel mahkemelerde açılan davalarda davalı aleyhine vekâlet ücreti dâhil, yargılama giderine hükmolunmaz" ve 17. maddesi ile eklenen geçici 11. maddesine göre "bu kanunun 36/A maddesi hükmü henüz infaz edilmemiş yargı kararlarındaki vekalet ücreti dahil yargılama giderleri için de uygulanır" hükümleri uyarınca davalı aleyhine vekalet ücreti dahil yargılama giderlerine hükmolunamayacağından ve davacı ... Yönetimince çekişmeli taşınmazın orman sınırları içerisindeki bölümüne ilişkin olarak dava açıldığı halde davanın kabulü gerekirken kısmen kabulüne karar verilmiş olması doğru değil ise de, bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu nedenle; hükmün 1. bendindeki “Kısmen” kelimesinin hükümden tamamen çıkarılmasına, yine hükmün mükerrer 2. bendi ile 3 ve 4 numaralı bendlerinin hükümden çıkartılmasına ve bunun yerine 3 numaralı bend olarak "" 3- 3402 sayılı Yasaya 6099 sayılı Yasa ile eklenen 36/ A maddesi ile geçici 11. maddesine göre, davacı ... Yönetiminin yaptığı tüm yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına ve aynı yasa hükmü gereğince davacı idare yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına"" cümlelerinin yazılması suretiyle düzeltilmesine ve 6100 sayılı Yasanın geçici 3. maddesi göndermesiyle H.Y.U.Y.’nın 438/7. maddesine göre bu düzeltilmiş şekliyle ONANMASINA, 6099 sayılı Yasanın 16. maddesi ile 3402 sayılı Yasaya eklenen 36/A maddesi gereğince davalıdan onama harcı alınmasına yer olmadığına ve yatırdığı peşin temyiz harcının istek halinde iadesine, aşağıda yazılı onama harcının Orman Yönetimine yükletilmesine 16/01/2012 günü oybirliği ile karar verildi.