20. Hukuk Dairesi 2011/11126 E. , 2012/212 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Hükmüne uyulan Yargıtay 20.Hukuk Dairesininn 2008/35 - 2009/303 sayılı bozma kararında: "Mahkemece, eski tarihli memleket haritasının uygulanması sonucu çekişmeli taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğu ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla mülk edinme koşullarının davalı yararına oluştuğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmişsede, yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm kurmaya yeterli değildir. Hükme esas alınan raporlar çekişmeli taşınmazın öncesinin niteliğini ve hukuki durumunu belirlemeye yeterli ve kanaat verici değildir. Birbirleriyle çelişen ve yetersiz raporlara dayanılarak hüküm kurulamaz. O halde;
Mahkemece, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman yüksek orman mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi ve bir fen elemanı ve ziraat mühendisi aracılığıyla yeniden yapılacak keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı Yasalar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Yasanın 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Yasanın 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü, ağaçların cinsi, yaşı, sayısı kapalılık oluşturup oluşturulmadığı, baskın özelliğinin ne olduğu ve çevresi incelenmeli; keşifte, hakim gözetiminde, taşınmazın dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli; fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulanacak kesinleşmemiş tahdit haritası ile irtibatlı, taşınmazın konumunu gösteren orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine ablike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri ayrı renklerle işaretli ve bilirkişilerin onayını taşıyan, duraksamaya yer vermeyecek nitelikte kroki düzenlettirilmeli, meşe ağacı tohumu ağır tohumlu ağaçlar grubu içerisinde yer aldığı ve tohum kanatlarının olmaması nedeniyle uzak
-2-
2011/11126-2012/212
mesafelerden rüzgar vs. etkenlerle taşınarak çalılık alanlar içerisinde çimlenip yetişmesinin mümkün olmadığı düşünülmeli, orman ve toprak muhafaza karakteri taşıyan funda ve makilerle örtülü yerlerin 6831 sayılı Yasanın 1/j ve 15.07.2004 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan Orman Kadastro Yönetmeliğinin 23/p ve 26/j maddeleri gereğince orman sayılacağı ve yine ormancılık bilimine göre meşe ağaçları ağır tohumlu orman ağacı grubunda olmaları nedeniyle tohumların rüzgar ve diğer doğa olaylarıyla bulundukları yerlerden başka bir yere taşınmasının mümkün olmadığı, daha önce meşe yetişmemiş bir arazi de bu yolla yetişmeyeceği, aslında o yerde bulunan meşe ağaçlarının şu veya bu nedenle tahrip edilmesi sonucu, toprak altında kalan köklerin insan baskısı ortadan kalkınca yeniden filizlenmesi sonucu yeniden ormana dönüşeceği, 6831 sayılı Yasanın 1/F maddesi gereğince bir yerin orman sayılmaması için "orman sınırları içinde ve bitişiğinde tapulu olması, orman sınırları dışında ise her türlü tasarruf belgeleriyle özel mülkiyette bulunması ve tarım arazisi olarak kullanılması" gerektiği somut olayda davalının dayandığı bir tapu kaydı yada herhangi bir tasarruf belgesi bulunmadığından, dağınık veya yer yer küme ve sıra halindeki meşe ağaçlarıyla örtülü yerlerin 6831 Sayılı Yasanın 1/1. maddesi gereğince orman sayılacağı göz önünde tutulmalı ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek oluşacak sonuç çerçevesinde hüküm kurulması" gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozmaya uyulduktan sonra davanın reddi ile dava konusu 120 ada 1-2, 121 ada 1 ve 139 ada 1 sayılı parsellerin tespit gibi tesciline karar verilmiş, hüküm Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitine itiraz niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 5304 sayılı Yasa ile değişik 3402 sayılı Yasanın 4.maddesi gereğince orman sınırlandırması yapılmıştır.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 17.01.2012 gününde oybirliği ile karar verildi.