Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/1642
Karar No: 2019/7952
Karar Tarihi: 19.12.2019

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2019/1642 Esas 2019/7952 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2019/1642 E.  ,  2019/7952 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ:Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesi
    TÜRK MİLLETİ ADINA

    A)Davacı İstemi:
    Dava, 01/04/1986 tarihinin işe giriş tarihi olarak tespitine karar verilmesi istemine ilişkindir.
    B)Davalı Cevabı:Davalı işveren vekili cevap dilekçesinde özetle:Davanın hak düşürücü süre yönünden reddi gerektiğini, zamanaşımı itirazlarının olduğunu, ispat yükünün davacıya ait olduğunu, davacı iddialarının kurum kayıtlarının vakti zamanında düzgün tutulmamasından kaynaklandığını, davalı kurumun sorunu çözdüğünü, davanın konusunun kalmadığını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı Kurum vekili tarafından verilen cevap dilekçesinde özetle:Kurum kayıtlarının asıl olduğunu, hizmet akdiyle dava konusu dönemde davalı işyerinde fiilen çalışıldığının Yüksek Yargıtay kararları doğrultusunda davacı tarafından ispatlanması gerektiğini, haksız ve yasal dayanaktan yoksun olan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    C)İlk Derece Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı:
    İlk Derece Mahkemesince; “ .... işe giriş bildirgesinin aslı getirtilerek incelenmiş, tanıklar dinlenmiş ve bütün bilgi ve belgeler toplanmış, ve sonuç olarak davacının ... isimli işyerinde 01/04/1986 tarihinde sigortalı olarak işe başladığı ve çalıştığı anlaşılmakla, ” gerekçesiyle “ Davanın KABULÜ ile, Davacının sigorta başlangıç tarihinin 01/04/1986 olarak tespitine, Davalı ... "e yönelik davanın atiye terk edilmesi nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına, ” karar verilmiştir.
    İstinaf Başvurusu;
    Davalı kurum vekili, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
    D)Bölge Adliye Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı: Bölge Adliye Mahkemesince “ kurum kayıtlarına göre, davalı işveren tarafından 10/04/1986 tarihinde 275233 varide no ile kuruma verilen sigortalı işe giriş bildirgesine göre davacının işe başlangıç tarihi olarak 01/04/1986 olarak kayıtlı olması, bordro tanığı statüsündeki tanıkların fiili çalışmayı doğrulaması, davalı işyerinin dava konusu dönemde 506 sayılı yasa kapsamında olması ve tüm dosya kapsamına göre ilk derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan davalı kurum vekilinin istinaf isteminin oy birliğiyle esastan reddine karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılmış, ” gerekçeleriyle
    “Davalı SGK vekilinin istinaf isteminin kabulü ile ... 22. İŞ MAHKEMESİ"nin 20/06/2017 tarihli, 2016/316 Esas - 2017/183 sayılı kararının HMK"nın 353/1-b-2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,DAVANIN KABÜLÜNE, Davacının davalı işyerinde 01/04/1986 tarihinde 1 gün süreyle çalıştığının tespiti ile davacının sigortalılık başlangıç tarihinin 18 yaşını doldurduğu 07/11/1987 tarihi olduğunun tespitine,
    Davalı ..."e yönelik davanın atiye terk edilmesi nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına, ” karar verilmiştir.
    E)Temyiz:
    Davalı Kurum vekili “Bir kimsenin sigortalı sayılabilmesi için sigortalı işe giriş bildirgesinin varlığı yeterli değildir. Aynı zamanda o kimsenin Yasa"nın belirlediği biçimde (506 sayılı Yasa"nın 2. maddesi ve 5510 sayılı Yasa"nın 4/a maddesi) eylemli olarak çalışması da koşuldur. Kurumumuz kayıtlarının aksi ancak aynı değerde yazılı delil ve belgeler ile ispat edilebilir. Buna rağmen sadece sözlü beyanlara, tanık ifadelerine dayanılarak hüküm verilmiştir. ” gerekçeleriyle temyiz yoluna başvurmuştur
    F) Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe:
    Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa"nın 108.maddesinin 1. fıkrasında; " Malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarının uygulanmasında nazara alınacak sigortalılık süresinin başlangıcı, sigortalının, yürürlükten kaldırılmış 5417 ve 6900 sayılı kanunlara veya bu kanuna tabi olarak ilk defa çalışmaya başladığı tarihtir." hükmü düzenlenmiştir. Bir kimsenin sigortalı sayılabilmesi için sigortalı işe giriş bildirgesinin varlığı yeterli değildir. Aynı zamanda o kimsenin Yasa"nın belirlediği biçimde (506 sayılı Yasa"nın 2. maddesi ve 5510 sayılı Yasa"nın 4/a maddesi) eylemli olarak çalışması da koşuldur. Bu yön 506 sayılı Yasa"nın 6. maddesi ile 5510 sayılı Yasa"nın 7/a maddesinde ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 1999/21-549-555, 2005/21-437-448 ve 2007/21-306-320 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır. Bu bakımdan davacının işyerinde eylemli olarak çalışıp çalışmadığının yöntemince araştırılması gerektiği ortadadır. Fiili veya gerçek çalışmayı ortaya koyacak belgeler, işe giriş bildirgesiyle birlikte 506 sayılı Yasa’nın 79. maddesinde belirtilen sigortalının gün sayısını, kazanç durumunu, çalışma tarihleriyle birlikte ortaya koyan aylık sigorta gün bilgileri ile Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği’nin 17. maddesinde belirtilen 4 aylık prim bordroları gibi Kuruma verilmesi zorunlu belgelerdir. Yöntemince düzenlenip süresi içerisinde Kuruma verilen işe giriş bildirgesi, kişinin işe alınmış olduğunu gösterirse de fiili çalışmanın varlığının ortaya konulması açısından tek başına yeterli kabul edilemez. Sigortalılıktan söz edebilmek için, çalışmanın varlığı, Yargıtay uygulamasında 506 sayılı Yasanın 79/10. maddesine dayalı sigortalılığın tespiti davaları yönünden kabul edilen ilkelere uygun biçimde belirlenmelidir. Zira, sigortalılığın başlangıcına yönelik her dava sigortalılığın tespiti istemini de içerir. Aksine düşünce, özellikle yaşlılık aylığının kabulü için öngörülen sigortalılık süresi yönünden çalışanlar ile çalışmayanlar arasında adaletsiz ve haksız bir durum yaratır. Bu nedenle, işe giriş bildirgesinin verildiği ancak yasal diğer belgelerin bulunmadığı durumlarda çalışma olgusunu ortaya koyabilecek inandırıcı ve yeterli kanıtlar aranmalı, kamu düzenine dayalı bu tür davalarda hakim, görevi gereği doğrudan soruşturmayı genişleterek sigortalılık koşullarının oluşup oluşmadığını belirlemelidir. Bu yön, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555, 5.2.2003 gün 2003/21-35-64, 15.10.2003 gün 2003/21-634-572, 3.11.2004 gün 2004/21-480-579 ve 2004/21-479-578, 10.11.2004 gün 2004/21-538 ve 1.12.2004 gün 2004/21-629 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır. Bu tür davalar yalnızca bir günlük çalışmanın tespitinden ibaret olarak görülmemeli, bir günlük çalışmanın kabulü ile saptanacak sigortalılık başlangıcının sigortalıya sağlayacağı sigortalılık süresi ile birlikte kazandıracağı haklar dikkate alınmalı ve giriş bildirgesi ile birlikte eylemli çalışmanın bulunup bulunmadığı özellikle belirlenmeli, buna göre dönem bordrosunda yer alan ve davacının talep ettiği tarihte çalışması mevcut tanıklar ile gerektiğinde komşu işyerleri çalışanları olduğu kayıtlarla ya da kolluk yolu ile yaptırılacak araştırma ile belirlenen kimselerin beyanlarına başvurulmalı, sonucuna göre karar verilmelidir. Somut olayda uyuşmazlık, fiili çalışma olgusunun yöntemince kanıtlanmış olup olmadığı, mahkemece bu yönde yapılan inceleme ve araştırmanın hükme yeterli bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır. Dosyadaki kayıt ve belgelerden; 07/11/1969 doğumlu davacının, 01/04/1986 tarihinde 16 yaşında olduğu, 01/04/1986 tarihili işe giriş bildirgesinin, ... ünvanlı-çanta imalatı işyerinden 10/04/1986 tarihinde ... varide no ile kuruma verildiği, aynı tarihli sigorta sicil kartı suretinin sunulduğu, davacının sigorta sicil numarasının verildiği yılın serilerinden olduğu, davacının hizmet cetvelinde 01/02/1988 tarihinde 4/a çalışmasının başladığı,davalı işyerinden1986/1-2 dönem bordrosunun verildiği, 3 tane bordro tanığından ikisinin dinlendiği, tanıklardan birinin psikolojik rahatsızlıkları nedeniyle tanık olmak istemediğini, davacıyı hatırlamadığını, diğerinin 1 veya 1,5 ay birlikte çalıştıklarını beyan ettiği, ... sicil numaralı ... caddesindeki davalı işyerinin 12/03/1974 -31/07/1986 tarihleri arasında yasa kapsamında olduğu, 16 yaşında olan davacının öğrenim durumu araştırılmadan, talep tarihinde öğrenci olup olmadığı belirlenmeden davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır.
    Bu durumda Mahkemece yapılacak iş; davacının öğrenim durumunu araştırmak, mezun olduğu son okul ve öğrenim sürelerini belirleyerek talep tarihinde öğrenci olup olmadığını belirlemek, Kurumdan, Belediye"den ve Vergi Dairesinden sorulmak suretiyle ayrıca zabıta marifetiyle sağlıklı bir araştırma yaptırılarak başka komşu işyerleri işverenleri veya bu işverenlerin resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlarını tespit etmek, sonrasında bu işyerlerinde çalıştığı tespit edilen kayıtlı komşu işyeri çalışanlarının kayıtları SGK’dan getirtilerek çalışmanın niteliği ile gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarını almak, çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde 506 sayılı Yasanın 2, 6, 9 ve 79/8. maddeleri gereğince ortaya koyduktan sonra davanın nitelikçe kamu düzenini ilgilendirdiği nazara alınıp araştırma genişletilerek sonucuna göre karar vermekten ibarettir.Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve Bölge adliye Mahkemesince yeniden verilen “Davanın Kabulü” KARARI BOZULMALIDIR.
    G)SONUÇ: Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı 6100 sayılı HMK’nun 373/2. maddesi uyarınca BOZULMASINA, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 19/12/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi