3. Hukuk Dairesi 2013/17325 E. , 2013/17914 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
.
Taraflar arasında görülen tescil davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalılar tarafından temyiz edilmiştir. Temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması davalı ... ... tarafından istenilmekle; taraflara yapılan tebligat üzerine duruşma için tayin olunan günde temyiz eden davalılardan .....A.Ş. vek.Av.... ile davacı asil ... ve vek.Av.... .....geldiler. Gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat ....00"e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davada, davacı tarafından ....08.2009 tarihli sözleşme gereğince %...,... hissesi bulunan uçağın adına tesciline karar verilmesi istenilmiştir.
Davalılar ortaklık sözleşmesinin kabullerinde bulunduğunu, davacının ortaklığın menfaatiyle bağdaşmayan davranışlar içerisinde bulunduğunu, bu nedenle noterden keşide ettikleri ihtarname ile sözleşmenin feshedildiğini, davacının ortaklıktan çıkartıldığını savunarak davanın reddini talep etmişlerdir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile; davacının ortak olduğunun tespitine ve uçağın pay oranında tescili talebi konusunda ise karar verilmesine yer olmadığı cihetine gidilmiş, hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Bir taşınır veya taşınmazın üzerinde bir ayni hakkın kurulması için ilgili taşınır veya taşınmazın kütüğüne yapılması gerekli kayda tescil, bu kaydı yapma fiiline tescil etmek denirken bu kayıtların tutulduğu kütüğe de sicil denilmektedir. Burada ayni hakkı ise taşınır veya taşınmaz üzerinde doğrudan doğruya egemenlik yetkisi veren ve herkese karşı ileri sürülebilen haklar olarak tanımlayabiliriz.
.
Bir hava aracının bir ülkeye ait olarak millileşme özelliğini kazanabilmesi ve ticari amaçla taşımacılık yapabilmesi için o ülke sivil havacılık otoritesi siciline kaydedilmesi gerekir. Ayrıca, bir gerçek veya tüzel kişinin ayni hak sahibi olabilmesi ve üçüncü kişilerin de bu hak üzerinde tasarrufta bulunabilmesi için sicile kayıt gereklidir.
2920 sayılı Türk Sivil Havacılık Kanunu’nun 49.maddesine göre Türk Sivil Hava Aracı kapsamına giren hava araçları, aynı kanunun 50.maddesine göre “uçak sicili” ne kaydedilmek zorundadır.
5431 sayılı Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun gereğince Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü uçak sicilini düzenlemekle görevlidir.
Somut olayda, dosya içeriği ve toplanan delillerden, yanlar arasında .../08/2009 tarihli ............seri nolu uçağın eğitim amaçlı kullanımının düzenlendiği sözleşmenin ....maddesine göre; uçağın işleticisinin davalı şirket olduğu, sözleşmenin ....maddesine göre uçağın değerinin 82.365,00 EURO olduğu, tarafların uçaktaki paylarının ise; % ...,... davacı, %74,... davalı ....... A.Ş"nin; %...,... davalı ... .... %...,... ise davalı ... ...... "na ait olduğunun kararlaştırıldığı; Sözlemenin ....maddesinde; "Ortaklığın Feshi"; başlığı altında "ortaklardan herhangi biri iş bu sözleşmenin herhangi bir hükmüne aykırı davranması halinde, uçağın o günkü değerine göre ortaklık hissesinin geri verilmesi koşuluyla, diğer ortakların oy birliğiyle ortaklıktan derhal çıkarılabilecektir " hükmünün kararlaştırıldığı; sözleşmenin yapıldığı tarihte ortaklık konusu uçağın davalı ...... A.Ş adına kayıtlı iken; ... 33 Noterliğinin 25/01/2011 tarih ve 05702 yevmiye sayılı uçak satış sözleşmesi ile diğer ortak ......"a satışının yapıldığı ve Türk Sivil Hava Aracı siciline bu şahıs adına tescil edildiği anlaşılmaktadır.
Yine, akdi ilişki sürecinde davalılar tarafından ... ... Noterliği"nin 03/03/2011 tarih ve 14464 sayılı ihtarnamesi ile davacının sözleşmeye aykırı hareketleri nedeniyle ortaklıktan çıkartıldığı bildirilmiştir. Ancak, ortaklıktan çıkarmaya ilişkin ihtar mahkemece de kabul edildiği şekilde geçerli değildir. Bu nedenle, .../08/2009 tarihli sözleşme ile taraflar arasında kurulan adi ortaklığın devam ettiğinin kabulünde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Her ne kadar olayda davalılar ihtarname ile ortaklığın feshini ihbar etmişler ise de, haklı nedenlere dayanarak bir fesih davası açmamışlardır. Haklı nedenlerle fesihte, ortaklık mahkemece ortaklığın feshine karar verilmesiyle son bulur (6098 sayılı Borçlar Kanunu 639/.... maddesi).
Bunun yanında, adi ortaklığın tüzel kişiliği yoktur. Bu nedenle araçlar dahil, tescile tabi olan hiç bir menkul veya gayrimenkul mal adi ortaklık adına tescil edilemez. Borçlar Kanunu"nun 620 ve devamı maddelerinde adi ortaklık tanımlanmıştır. Buna göre taraflar arasında yazılı veya sözlü bir akid yapılarak emek ve malların birleştirilmek suretiyle bir adi ortaklık kurulabilir. Tescilli veya tescilsiz olsun şirkete konulan mallar artık şirketin malı sayılır. Bir şeyin mülkiyetini sermaye olarak koyan şerik, şirketin feshi üzerine yapılacak tasfiye neticesinde o şeyi aynen iktisap edemeyip o kimsenin sermayesi ne miktar kıymet için kabul edilmiş ise o kıymeti isteyebilir (TBK. mad.642).
.
Maddi hukukun bir unsurdan doğrudan doğruya taraflarca hukuki neticeler çıkarmaya, edinmeye izin vermediği ve böyle bir netice için bir mahkeme hükmünü lüzum gösterdiği hallerde dava yoluna başvurulabilir. Hak bulunduğu halde dava etmekte bir yarar yoksa dava açılamaz. Bir hukuki münasebeti tesis edecek, kaldıracak ya da ona yeni bir şekil verecek inşai davalar isteğe göre değil, ancak yasada öngörülen hallerde açılır. (Boşanma, evlenmenin feshi, adi ortaklığın feshi, velayetin nez"i vs.).
Ne var ki davacı, adi ortaklığın feshini istememektedir. Bu durumda tasfiyeye de karar verilemez. Her ne kadar davalılar davacının adi ortaklıktan çıkartıldığını bildirmekte ise de bunun Borçlar Kanunu anlamında geçerli olmadığı açıktır. Davacı talebi (uçak üzerindeki hissenin tescili) yasal olarak mümkün değildir. Bu durumda tespite yönelik olarak mahkeme hükmüne muhtaç bulunmadığı için dava açmakta hukuki yararının varlığından da söz edilemez.
O halde mahkemece, davanın reddine karar verilmesi gerekirken davayı "tesbit davası" olarak nitelendirerek kabule karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, ........2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.