3. Hukuk Dairesi 2013/12783 E. , 2013/17950 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
DAVACILAR : 1- ..., 2- ... VEK.AV. ...
DAVALILAR : ... VD.
Taraflar arasında görülen alacak davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacılar vekili dilekçesinde; müvekkili....ile davalıların murisi İbrahim arasında her türlü kitap, kırtasiye ve temizlik malzemeleri satış ve pazarlaması işinin... Malzemeleri Pazarlama adı altında yapılmasına dair 21.08.1995 tarihli adi ortaklık sözleşmesinin imzalandığını, bu sözleşme ile adi ortaklığın işletilmesi sırasında gelen her türlü zarar ve ziyan ile vergilerin davalıların murisi ....e ait olduğunun kararlaştırıldığını, ancak işletme ile ilgili olan vergi borçları nedeniyle müvekkili ....n eşi olan diğer müvekkili.... banka hesaplarına de ev başkanı sıfatıyla dava dışı vergi idaresi tarafından haciz konulduğunu, bu nedenle müvekkillerinin faizi ile birlikte 3.617,67 ye ulaşmış olan vergi borçlarını ödemek zorunda kaldıklarını ileri sürerek; 3.617,67 TL nin ödeme tarihinden işleyecek faizi ile birlikte davalılardan tahsilini talep etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde; davacılar tarafından ödendiği ileri sürülen vergi borçlarının 1996, 1997 ve 2000 yıllarına ilişkin olması nedeniyle vergi hukuku bakımından zamanaşımına uğradığını, ancak davacıların dava dışı vergi idaresine karşı zamanaşımı defini ileri sürmeyerek 2010 yılında ödeme yaptığını, BK. nun 143. maddesine göre müşterek defileri ileri sürmeksizin borcu kabul eden borçlunun, iç ilişkide borcu diğer borçlulara rücu edemeyeceğini savunarak, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; aldırılan bilirkişi raporları ile adi ortaklık sözleşmesi doğrultusunda kurulan .... Pazarlamaya ait vergi kaydının bulunmadığı, vergi kaydının yapılmış olması durumunda da ortakların ortaklık kârlarının, ticarî kazanç olduğu ve dolayısıyla gelir vergisinin adi ortaklık yerine ortaklardan tahsili gerektiği, adi ortaklığın ancak KDV ve stopaj yükümlüsü olabileceği; dava konusu edilen vergi borçlarının adi ortaklıktan kaynaklandığının sübuta ermediği gibi evrak üzerinde davacı ...’in faaliyetine ilişkin olduğunun göründüğü; kaldı ki, Vergi Usul Yasası gereğince tarh, tahsil ve tahakkuk zamanaşımının dolduğu açık iken ortağın şirkete ait olduğunu iddia ettiği vergi borcunu itirazsız ödemesi şeklindeki davranışında kusurlu olması sebebiyle zarardan kendisinin sorumlu olması ve bu nedenle tazmin etmesi gerektiğinden, diğer ortağın mirasçılarına yönelik yaptığı başvuruda haklı olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
....
Dosyadaki bilgi ve belgelerden; .... düzenlenerek davacı ... ile davalıların murisi İbrahim tarafından imzalanan 21.08.1995 tarihli sözleşme ile kitap, kırtasiye ve temizlik malzemelerinin .... ünvanı altında satış ve pazarlanması konusunda, BK. nun 520 ve devamı maddelerinde (TBK. nun 620 vd) düzenlenen bir adi ortaklık ilişkisinin kurulduğu anlaşılmakta olup esasen bu hususlar uyuşmazlık konusu değildir.
Uyuşmazlık; davacılar tarafından ödendiği iddia edilen vergi borçlarının adi ortaklığa ait olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Mahkemece, ödenilen vergiler konusunda görüşüne başvurulan bilirkişi kurulu 14.06.2012 havale tarihli raporlarında; davacılardan Niyazi tarafından ödenilen vergilerin yıllık ve geçici gelir vergileri, davacı ... tarafından ödenilen vergilerin ise KDV ve stopaja ilişkin olduğunu, ancak .... göndermiş olduğu yazıya göre davacıların vergi borçlarını ödediklerini beyan ettikleri ...vergi kaydının olmadığı, bu nedenle davacıların ödedikleri vergilerin kendilerine ait vergi mükellefiyetinden kaynaklandığı bildirilmiştir.
Davacılar vekili, sözleşmenin imzalandığı sırada davalıların murisi İbrahim’in devlet memuru olduğu, bu nedenle vergi mükellefi olarak davacı ...’in göründüğünü bildirerek anılan rapora itiraz etmiştir.
Mahkemece, davacı tarafın itirazı üzerine; gerektiğinde banka ve vergi kayıtları üzerinde HMK. md.218/1 uyarınca yerinde inceleme yetkisi tanınarak bilirkişi kurulundan ek rapor düzenlemesi istenilmiştir.
Bilirkişi kurulu, 18.12.2012 tarihli ek raporunda; ... Dairesine yerinde inceleme için gidildiğinde davacıya ait vergi kayıtlarının arşive kaldırılmış olması nedeniyle incelenemediği, davacı ... ile davalıların murisi İbrahim arasındaki sözleşmenin kanuna aykırı olduğu bildirilmiştir.
Şu durumda; raporları hükme esas alınan bilirkişilerin konunun uzmanı olmadığı, ayrıca raporlarında eksik inceleme ile hazırlandığı, dolayısıyla uyuşmazlığın çözümü için yeterli olmadığı ortadadır.
Hal böyle olunca, mahkemece; yeniden oluşturulacak uzman bilirkişi kurulundan, davacıya ait işyeri dosyası ile vergi kayıtlarını yerinde incelenmesi suretiyle denetime imkân veren ve bilimsel verileri içeren rapor aldırılmalı ve ortaya çıkacak sonuca göre uyuşmazlığın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile hazırlanan raporların esas alınması suretiyle davanın reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK"nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine 16.12.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.
...