
Esas No: 2021/6506
Karar No: 2022/4104
Karar Tarihi: 29.06.2022
Yargıtay 3. Ceza Dairesi 2021/6506 Esas 2022/4104 Karar Sayılı İlamı
3. Ceza Dairesi 2021/6506 E. , 2022/4104 K."İçtihat Metni"
Mahkemesi :Ceza Dairesi
İlk Derece Mahkemesi : İstanbul 32. Ağır Ceza Mahkemesinin 30.09.2020 tarih ve 2019/280 - 2020/211 sayılı kararı
Suç : Silahlı terör örgütü kurma veya yönetme (...), silahlı terör örgütüne üye olma (...)
Hüküm : 1-Sanık ...'in TCK'nın 314/1, 3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK'nın 53, 55, 58/9, 62, 63 maddeleri gereğince mahkumiyetine dair istinaf başvurusunun düzeltilerek esastan reddine dair karar,
2-Sanık ...'ın TCK'nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK'nın 53, 55, 58/9, 62, 63 maddeleri gereğince mahkumiyetine ve müsadereye dair istinaf başvurusunun esastan reddine dair karar,
Bölge adliye mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle;
Temyiz edenlerin sıfatı, başvuruların süresi, kararın niteliği ve temyiz sebeplerine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü;
Sanık ... ve müdafinin duruşmalı inceleme taleplerinin ceza miktarı itibariyle yasal şartları oluşmadığından CMK'nın 299. maddesi gereğince REDDİNE,
Temyiz taleplerinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi;
1-Sanık ... hakkında silahlı terör örgütü yöneticiliği suçundan verilen hüküm yönünden yapılan incelemede;
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımın kanuni bağlamda sanık yönünden şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmakla; sanıklar ve müdafilerinin temyiz dilekçelerinde ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmediğinden CMK’nın 302/1. maddesi gereğince temyiz davasının esastan reddiyle hükümlerin ONANMASINA,
2-Sanık ... hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan verilen hüküm yönünden yapılan incelemede;
Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, özleri değiştirmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu anlaşılmakla sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Anayasanın 138/1. maddesi hükmü, TCK'nın 61/1. maddesinde düzenlenen cezanın belirlenmesi ve bireyselleştirilmesine ilişkin ölçütlerle aynı Kanunun 3/1. maddesi uyarınca; suçun işleniş biçimi, işlendiği yer ve zaman, meydana gelen tehlikenin ağırlığı göz önünde bulundurularak, hakkaniyete uygun bir ceza tayini gerekirken temel cezanın belirlenmesinde suçun unsurlarının teşdit sebebi olarak nazara alınamayacağı da gözetilmeden, TCK'nın 61/3. maddesine aykırı olarak alt sınırdan uzaklaşılmak suretiyle hüküm kurulması,
3-Sanıklar ... ve ... hakkında müsadereye ilişkin verilen hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
a-Bölge adliye ve ilk derece mahkemeleri tarafından kabul edilen eylemlerin sübutuna göre, sanık ...'ın evinde ele geçirilen 179.000 ABD dolarının aynı dosya sanığı ...'e ait olduğu, ...'in bu paraları örgüt üyelerinin saklanmaları ve barınmalarına yönelik gerekli ihtiyaçları karşılamak için evde bulundurduğu, kendisi hakkında yakalama kararı olduğu için olası bir arama işleminde örgüt paralarının ele geçmemesi amacıyla paraları görünürde sıradan bir öğrenci evi olan akrabası sanık ...'ın dairesinde muhafaza ettiği gerekçesiyle söz konusu 179.000 ABD doları ile sanık ...'in ikametinde ve kullanımında olan araçta ele geçirilen 1.850 ABD doları ile 235 TL'nin TCK'nın 55. maddesi gereğince müsaderesine karar vermişse de;
Sanık ... ve müdafinin dosyaya sunduğu dilekçelerinde evde ele geçirilen dolarların ...'ın annesi ...'a ait olduğunu, ...'ın 2017 yılında Adana ilinde bulunan ikametini 375.000 TL'ye satıp bu parayla 105.000 ABD doları aldığını, yine ...'ın ... Türk'te yer alan Türk Lirasını dolara çevirip bu paraları 20.09.2016, 03.10.2016 ve 10.10.2016 tarihlerinde üç işlemde toplam 110.000 ABD doları olarak çektiğini, ayrıca sanığın üzerine kayıtlı ... plaka sayılı aracın 06.10.2017 tarihinde 95.000 TL bedelle satılıp bu parayla 25.392 ABD doları alındığını beyan ederek, evde bulunan dolarların kaynağının bu paralar olduğunu iddia etmeleri karşısında; savunmanın doğruluğunun araştırılması bakımından, mahkemece söz konusu bankalara müzekkere yazılarak belirtilen tarihlerde ilgili kişiler tarafından döviz çekme durumunun doğru olup olmadığının sorulması, buna ilişkin banka dekontlarının temin edilmesi, mümkün olması durumunda bu çekilen dövizlerin seri numaralarının tespit edilerek adli emanette bulunup müsaderesine karar verilen dövizlerin seri numaralarıyla karşılaştırılıp aynı olup olmadığının tespit edilmesi, yine ilgili tapu dairelerine ve noterliklere müzekkere yazılarak dilekçelerde bahsedilen ev ve araba satışlarının doğru olup olmadığının belirlenmesi suretiyle müsadere edilen mezkur paranın, TCK'nın 55. maddesinde tanımlanan "suçun işlenmesi ile elde edilen", "suçun konusunu oluşturan", "suçun işlenmesi için sağlanan" veya "bunların değerlendirilmesi veya dönüştürülmesi sonucu ortaya çıkan" para olup olmadığının her türlü şüpheden uzak kesin şekilde ortaya konulması suretiyle bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesi,
b-Sanık ...'in ikamet ve araç aramasında ele geçirilen 1850 ABD doları ve 235 TL'nin miktar itibariyle kişisel ihtiyaçların karşılanmasına yönelik olduğu, bu paranın örgütün kullanımına tahsis edildiğine dair her türlü şüpheden uzak kesin delil elde edilemediği dosya kapsamından anlaşılmakla söz konusu paranın sanık ...'e iadesine karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme sonucu yazılı şekilde müsaderesine karar verilmesi,
Kanuna aykırı sanıklar ve müdafilerinin temyiz talepleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan anılan hükümlerin belirtilen sebeplerden dolayı CMK'nın 302/2. maddesi uyarınca BOZULMASINA, sanık ...'ın tutuklulukta geçirdiği süre, bozma nedenleri, atılı suç için kanun maddelerinde öngörülen ceza miktarı ve mevcut delil durumu gözetilerek tahliye talebinin reddi ile tutukluluk halinin devamına, 28.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren 20.02.2019 tarih ve 7165 sayılı Kanunun 8. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanunun 304. maddesi uyarınca dosyanın İstanbul 32. Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir örneğinin İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 27. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE 29.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.