Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/15109
Karar No: 2013/18024

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2013/15109 Esas 2013/18024 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2013/15109 E.  ,  2013/18024 K.
  • İTİRAZIN İPTALİ

    "İçtihat Metni"


    Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
    Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 17.12.2013 günü oyçokluğuyla karar verildi.

    K A R Ş I O Y

    Davanın reddine dair Kararın onanması kararına aşağıda belirtilen gerekçeler ile karşı oyumuzun sunulmasıdır:
    Oluş ve kabule göre davacı tarafından ithal olunan ürünlerin üzerinden bandrol ücretinin, cihazların radyo kısmının bedeli üzerinden alınması gerekirken davalı Kurumun 08.08.2005 gün ve 1528/3311 sayılı kararı ile cihazın tamamı üzerinden belirlenmesi kararının idari işlem olarak iptaline dair karar verildiği ve kararın kesinleştiği üzerinde bir uyuşmazlık yoktur.
    Davalı kurumun tahsil ettiği ödemenin iadesi için davacının başvurusu ve talebine rağmen benzer ticari ünvanlı fakat sermaye şirketi değişik olan A.Ş."ne ödediği açıktır.
    Davalının ürünün ithal edenini bildiği hem tarh cetvelleri ve hem de davacının talebi ile belirlidir. Buna rağmen ödemenin başka bir tüzel kişiye yapılması sebebi ile borcundan kurtulduğu hususundaki gerekçeler aşağıda belirtilen temel kurallara aykırıdır.
    1-Davalının, 3093 sayılı Türk Radyo Televizyon Gelirleri Yasası"na göre TRT kurumunun bir kamu iktisadi teşebbüsü olarak kurulduğu, yayıncılık faaliyetinde bulunduğu ve Ankara Ticaret Siciline kayıtlı tacir olduğu üzerinde de bir uyuşmazlık yoktur.
    1/a- TTK. 18/1. maddesinde A.Ş.lerin tacir oldukları açıklanmıştır. Aynı Yasanın 20/II. maddesinde de her tacirin ticaretine ait faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmesi gerekir. Basiretli bir iş adamı gibi davranma yükümü aslında objektif bir özen ölçüsü getirmekte ve tacirin ticari işletmesiyle ilgili faaliyetlerinde, kendi yetenek ve imkanlarına göre ondan beklenebilecek özeni değil, aynı ticaret dalında faaliyet gösteren tedbirli, öngörülü bir tacirden beklenen özeni göstermesinin gerekli olduğu kabul edilmektedir.
    Gerekli tedbirleri almadan sözleşme yapan ve borç altına giren tacirin alabileceği tedbirlerle ve basit bir inceleme ile bedelin gönderilmesi gereken tüzel kişiliğinin A.Ş. değil Ltd. Şti. olduğunu bilebilecek hal ve durumundadır.
    1/b- 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu"nun;
    14.maddesinin 1.fıkrasında “gerçek kişi tacir”, “Bir ticari işletmeyi, kısmen dahi olsa kendi adına işleten kimseye tacir denir.”;
    18.maddesinin 1. fıkrasında “tüzel kişi tacir”, “Ticaret şirketleriyle, gayesine varmak için ticari bir işletme işleten dernekler ve kendi kuruluş kanunları gereğince hususi hukuk hükümleri dairesinde idare edilmek veya ticari şekilde işletilmek üzere devlet, vilayet, belediye gibi amme hükmi şahısları tarafından kurulan teşekkül ve müesseseler dahi tacir sayılırlar.”;
    3.maddesinde “Bu kanunda tanzim olunan hususlarla bir ticarethane veya fabrika yahut ticari şekilde işletilen diğer bir müesseseyi ilgilendiren bütün muamele, fiil ve işler ticari işlerdendir.”;
    20.maddesinin 2. fıkrasında “Her tacirin, ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmesi lazımdır.”;
    21.maddesinde “Bir tacirin borçlarının ticari olması asildir. Şu kadar ki; hakiki kişi olan bir tacir, muameleyi yaptığı anda bunun ticari işletmesiyle ilgili olmadığını diğer tarafa açıkça bildirdiği veya muamele, fiil veya işin ticari sayılmasına halin icabı müsait bulunmadığı takdirde borç adi sayılır. Taraflardan yalnız biri için ticari iş mahiyetinde olan mukaveleler, kanunda aksine hüküm olmadıkça, diğeri için de ticari iş sayılır.”
    Davalının kötü ödemesi;
    1/c- Türk Ticaret Kanunu"nun 12/8 göre; tacir durumunda olan davalı, hem Türk Ticaret Kanunu"nun 20.maddesinde öngörülen "basiretli bir iş adamı gibi hareket etme" kanuni zorunluğuna aykırı ve hem de Medeni Kanun"un 2. maddesinde yer alan "objektif iyiniyet kaidelerine zıt bir davranıştır.
    2-Bir diğer düzenlemede “Şirketler Hukukunda Tüzel Kişilik Perdesinin Kaldırılması” -Ligting the Corporate veil- şeklinde olup ilk derece mahkemesinin gerekçesinde belirtilen durum içinde açıklama yapmak gereklidir.
    Ayrı tüzel kişilerin varlığı benimsenmiştir. A.Ş. ve Ltd. Şti. aynı adreste, ortaklarının aynı olması ile malvarlıklarının birbirine karışmasını gerektirmeyeceğinden Tüzel Kişilik Perdesinin Kaldırılmasını sağlamayacaktır.
    Zira, her iki tüzel kişilik hukuken bağımsız olup, organları ile ayrı ayrı birer bütünlük arzederler. Ayrıca, davalıyı yanıltmak, kandırmak suretiyle iadesi gereken bedeli yanlış tüzel kişiye göndertmek gibi bir eylem ve icrai hareketi ve yönlendirmesi olmamıştır.
    Oysa, tüzel kişilik perdesinin kaldırılmasında amir düşünce budur. (Kemalettin Yüksel Tüzel Kişilik Perdesinin Kaldırılması, I.Uluslararası Hukuk Kongresi 02.02.2008 sh.261-275.)
    Ayrıca, ticari alanlarının farklı olup olmadığı değerlendirilmemiş Ana ortaklık-Yavru ortaklık düşüncesi tartışılmamış ve MK"nun 2.madde hükmü değerlendirilmemiştir.
    Öğretide, şirket tüzel kişilik perdesinin kaldırılması halleri 3 grupta top­lanmaktadır.
    Birinci guruptaki düzenlemede, ortakların irade beyanlarının ya da davra­nışlarının tüzel kişiye izafe edilip edilmeyeceği ve edilecek ise bunun hangi şartlarda olacağı yer almaktadır. İkinci grup da ise, sınırlı sorumluluk kuralı­na rağmen ortağın, tüzel kişi şirket borçlarından şahsi sorumluluğuna gidilip gidilmeyeceği altında toplayıp bu grup içinde tüzel kişilik perdesinin kaldırı­larak ortağı sorumlu kılma şeklinde belirtmeliyiz.
    Tüzel kişi kendisini oluşturan ortaklardan bağımsız ve ayrı bir varlık ol­ması kuralı belirli şartların gerçekleşmesi halinde ortaklara ilişkin ve hukuken önem taşıyan birtakım konu ve olayların doğrudan tüzel kişiye izafe edilmesine engel değildir. Ancak, şunu vurgulamak isterim ki; bu sonuç, belirli şartların varlığı halinde ve istisnai olarak uygulanması gerekecektir. Ancak burada, hakim ortağın varlığının yeterli olmadığı hakim ortak ile ortaklık arasındaki irade beyanının uyuşması gerekecektir.
    Bilgi sahibi olma ve fiiller açısından ise, temsil edilenin bilmesi gereke­cek durumlar için geçerli olduğunu ve tüzel kişinin idaresi ve malvarlığı üze­rinde etkin olacak derecede güce sahip olanlar için düşünülmesi kastedilmektedir. Hukuken, tüzel kişi üyelerin önem taşıyan durumu bilmeleri ve geçersizliğin yarattığı olayın içinde bilgi sahibi bulunmaları gerekecektir.
    Ortaklık ile ortak arasında iyiniyetin rol oynadığı bir işlem sözkonusu olduğunda karşımıza ortaklığın hakim ortağının hilesi sonucunda hataya düşürülmüş ise burada üçüncü kişi değil, doğrudan ortaklığın hilesinden söz edilebileceğinden ortağı sorumlu kılmak mümkün olmayacaktır.
    3) Bütün bu açıklamalar karşısında kötü ödeyenin yeniden ödemesi kural gereğince (HGK 26.02.2003 gün 19-135 Esas-105 Karar) davacının kabulü gerekirken reddi kararının belirtilen gerekçelere aykırı olması sebebi ile Sayın çoğunluğun onama kararına Karşı Oyumuz"dur. 17.12.2013



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi