Boşanma Kararları - Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2011/13035 Esas 2012/360 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/13035
Karar No: 2012/360

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2011/13035 Esas 2012/360 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)

Davalı, kullanım kadastrosuna itiraz ettiği köyünde kendisine ait 3000 m² arazinin 2/B arazisi olarak kaydedilmediğini belirterek yeniden keşif yapılmasını istemiştir. Ancak mahkeme, davacının dava konusu taşınmazın ada ve parsel numarasını bile belirtmediği ve davasını kanıtlayamadığı gerekçesiyle davasının reddine karar vermiştir. Davacı temyiz etmiştir.
Ancak yapılan incelemede, davacıya duruşma gününün gösterilen adreste tanınmadığı gerekçesiyle tebliğ edilemediği ve davaya karşı iddia ve delillerini bildiremediği, oysa aynı adrese karar tebliğinin yapıldığı, dolayısıyla mahkemece davacının yokluğunda yargılama yapıldığı ve davasını kanıtlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği belirlenmiştir.
Kararda, mahkemenin tarafları kanuni şekillere uygun olarak duruşmaya davet etmesi, iddia ve savunma haklarını kullanma imkanı sağlaması gerektiği belirtilmiş ve mahkemenin davacının tebligata elverişli adresinin saptanarak, saptanan adresine tebligat kanunu hükümlerine uygun olarak, duruşma günü tebliğ ettirilip, bu davada da yer alma olanağı verilmeden, iddia ve delillerini bildirmesine olanak tanınmadan, davacının hakkı kısıtlanarak yazılı biçimde hüküm kurmasının usul ve yasaya aykırı olduğu vurgulanmıştır.
Kararda, davacının temyiz itirazlarının kabul edilerek hükmün bozulmasına ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine karar verilmiştir.
Kanun maddeleri: Hukuk Usulü ve Yargılama Kanunu'nun 27. maddesi.

20. Hukuk Dairesi 2011/13035 E. , 2012/360 K.

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasındaki kullanım kadastrosuna itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı dava dilekçesiyle, Yazılı köyünde yapılan kullanım kadastrosu çalışmaları sırasında kendisine ait 3000 m² arazinin 2/B arazisi olarak da yazılmadığını belirterek yeniden keşif yapılarak bu durumun düzeltilmesini istemiştir. Mahkemece davacının dava konusu yaptığı taşınmazın ada ve parsel numarasını dahi bildirmediği, davasını kanıtlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kullanım kadastrosuna itiraza ilişkindir.
Yapılan incelemede davacıya duruşma gününün “gösterilen adreste tanınmadığı gerekçesiyle” tebliğ edilemediği, davaya karşı iddia ve delillerini bildiremediği, oysa aynı adrese karar tebliğinin yapıldığı, mahkemece davacının yokluğunda yargılama yapılıp davasını kanıtlamadığı gerekçesiyle davasının reddine karar verildiği gözlenmiştir.
H.Y.U.Y.nın 27. maddesi uyarınca mahkeme tarafları kanuni şekillere uygun olarak duruşmaya davet edip, iddia ve savunma haklarını kullanma olanağı vermedikçe, hükmünü veremez.
Mahkeme hakimi tarafından dava dilekçesi ve duruşma gününün taraflara Tebligat Kanunu hükümlerine göre resen tebliğ ettirilmesi ve tüm tarafların katılımlarının sağlanmak suretiyle taraf oluşturulduktan sonra yargılamanın sürdürülmesi zorunludur.
Bu nedenle, davacının tebligata elverişli adresinin saptanarak, saptanan adresine tebligat kanunu hükümlerine uygun olarak, duruşma günü tebliğ ettirilip, bu davada da yer alma olanağı verilmeden, iddia ve delillerini bildirmesine olanak tanınmadan, davacının hakkı kısıtlanacak biçimde işin esasına girilerek, yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine 19.01.2012 günü oybirliği ile karar verildi.