16. Hukuk Dairesi 2014/15199 E. , 2014/15918 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ERDEMLİ 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/06/2000
NUMARASI : 1998/922-2000/1
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacı S.. G.. ... Köyü çalışma alanında bulunan ve tespit harici bırakılan taşınmaz hakkında adına tescil edilen 108 ada 7 parsel sayılı taşınmazın yüzölçümünün eksik olarak belirlendiğini öne sürerek tapu kaydına ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, 27.03.2000 tarihli fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 156,50 m2 yüzölçümündeki bölümün davacı S.. G.. adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemenin nitelendirmesine, hükmün niteliğine ve fen bilirkişinin raporunda çekişmeli taşınmaz bölümünün kadastro sırasında sazlık olarak bırakıldığını bildirmesine göre dava, tapu kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayalı olarak tescil harici bırakılan taşınmazın tapuya tescili isteğine ilişkin olup, davada husumetin Hazine"nin yanında taşınmazın içinde bulunduğu ilgili Köy Tüzel Kişiliği veya Belediye Başkanlığına da yöneltilmesi gerekir. Tescil davasında yasal hasım durumunda bulunan Hazineyle birlikte ilgili kamu tüzel kişisi de yasal hasım durumunda olup, somut olayda Hazine yanında taşınmazın içinde bulunduğu ilgili Köy veya Belediye Tüzel Kişiliğide yasal hasımdır. Davacının açtığı davada taşınmazın içinde bulunduğu Köy veya Belediye"nin yer almadığı anlaşılmaktadır. Taraf teşkili tamamlanmadan esastan karar verilmesi isabetsizdir. Taraf teşkili kamu düzeniyle ilgili olup, yargılamanın her safhasında mahkemece kendiliğinden göz önünde tutulur. Hal böyle olunca; mahkemece taşınmazın içinde bulunduğu Belediye Başkanlığı ile karar tarihinden sonra yürürlüğe giren 6360 sayılı Kanun"un 1. maddesinin 2. ve 3. bentleri uyarınca Mersin İlinin mülki sınırları Büyükşehir Belediye sınırı olarak belirlendiği dikkate alınarak Mersin Büyükşehir Belediye Başkanlığı dahi davaya dahil edilerek husumet yaygınlaştırılmalı, bu yolla taraf koşulu sağlanmalı, akabinde taraf dayanağı tapu kaydı usulünce yerine uygulanmalı, dava konusu taşınmazın dava tarihinden geriye doğru 15-20-25 yıl öncesine ait hava fotoğrafları Harita Genel Komutanlığı"ndan tarihleri açıkça yazılmak suretiyle istenilerek dosyaya konulmalı, bundan sonra ziraat bilirkişi ile jeodezi veya fotogrametri uzmanı ve jeolog bilirkişiden oluşacak bilirkişi heyetleri aracılığıyla yapılacak keşifte, belirtilen tarihlerde çekilmiş stereoskopik çift hava fotoğraflarının stereoskop aletiyle incelemesi yaptırılmalı, temin edilebilen en eski tarihli uydu fotoğrafları değerlendirilmeli, çekişmeli taşınmazın önceki ve şimdiki niteliğinin, arazinin ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığının belirlenmesine çalışılmalı, tanık ve yerel bilirkişi ifadeleri de bilimsel esaslara ve maddi bulgulara dayanılarak hazırlanan söz konusu bilirkişi raporlarıyla ve komşu parsel tutanak örnekleriyle ve varsa dayanağı kayıt ve belgeler yönü ile denetlenmeli, taşınmazın kadastro paftasındaki konumu bilgisayar programı aracılığıyla uydu ve hava fotoğraflarına aktarılmalı, davacının ayrıca zilyetlik iddiasında da bulunduğu gözetilerek yerel bilirkişi ve tanıklardan taşınmazın kime ait olduğu, kimden kime kaldığı, taşınmaz üzerinde sürdürülen zilyetliğin başlangıç günü, süresi ve sürdürülüş biçimi hakkında ayrı ayrı olaylara dayalı bilgiler alınmalı, ziraat bilirkişiden taşınmazın öncesi ve zirai faaliyete konu olup olmadığı, zilyetliğin kimden kime ne zaman geçtiği ve hangi tasarruflar ile sürdürüldüğü, kullanım sınırlarının oluşup oluşmadığı hususları ve de komşu parseller ile dava konusu taşınmaz arasında nitelik farkı olup olmadığı özellikle belirtilmeli, tapu kaydının uymaması veya miktar fazlasının olması halinde ortaya çıkacak sonuca göre belgesiz araştırması yapılmalı, yine TMK"nın 713/4. maddesinde öngörülen ilanlar yapılarak yasal süreler beklenmeli, bundan sonra tarafların iddia ve savunmalarına ilişkin tüm deliller toplanarak ve birlikte değerlendirilerek uyuşmazlık esastan çözümlenmelidir. Taraf teşkili tamamlanmadan yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenle yerinde bulunduğundan hükmün BOZULMASINA, 23.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.