Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/17273
Karar No: 2012/405

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2011/17273 Esas 2012/405 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2011/17273 E.  ,  2012/405 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

    Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasından dolayı yerel mahkemece verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 24/02/2010 gün ve 2010/15849 - 2011/1764 sayılı ilamıyla bozulmasına karar verilmiş, süresi içinde davacı ... vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içindeki tüm belgeler incelenip, gereği düşünüldü:

    K A R A R
    Kadastro sırasında Yenişehir köyü 102 ada 210 parsel sayılı 4275.73 m2 yüzölçümlü taşınmaz, 1937 tarih ve 44 sayılı vergi kaydına dayanılarak mera niteliğiyle sınırlandırılmıştır. Davacı, tapu kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği iddiasıyla dava açmıştır. Mahkemece, davanın kabulüne, dava konusu taşınmazın mera tespitinin iptali ile tarla niteliğiyle davacı adına tapuya tesciline karar verilmiş, hükmün davalı Hazine vekili tarafından temyizi üzerine, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 24.02.2010 gün ve 2010/15849 E - 2011/1764 sayılı kararı ile [Mahkemece, davalı taşınmazın 44 nolu (mera ve otlakiye) vergi kaydı sınırları içinde kalmakta ise de, bilirkişi raporundaki özellikleri itibariyle mera vasfında olmayıp tarım arazisi olduğu, bölgede kadim mera olmadığı, komşu parsellerin kadim tarım arazisi olduğu, davacı ve murislerinin fasılasız zilyet oldukları, zilyetlikle kazanma koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmişse de, dava konusu taşınmaz ve çevresindeki geniş bir alanın aynı vergi kaydı kapsamında kaldığının keşif, yerel bilirkişi beyanları ve fen bilirkişiler tarafından çizilen kroki ile belirlendiği, esasen taşınmazın dayanak vergi kaydı kapsamında kaldığının mahkemenin de kabulünde olduğu, kayıt kapsamında kalan taşınmazların büyük bölümünün mera, bir kısmının da orman olarak tespit tutanaklarının düzenlendiği kişiler adına tespit edilen yerlerin de kadastro komisyonu tarafından iptal edilerek mera olarak askı ilanına çıkartıldığı, bu şekilde taşınmazın güneyindeki kızılkaya deresi ile vergi kaydının kuzey sınırını oluşturan ... köyü hududu ve Yörük yoluna kadar olan geniş bir alanın tamamen mera ve orman olarak tespit gördüğü, bu hususlar göz önüne alındığında fen bilirkişi krokisinde de belirtildiği gibi 1937 tarih 44 sayılı vergi kaydı ile yaklaşık 143 hektar yüz ölçümünde büyük bir alanın mera olarak yazıldığı, kayıt kapsamında kalan taşınmazın kadim tarım arazisi olduğu yolundaki yerel bilirkişi beyanlarının bahsedilen olgularla bağdaşmadığı, bu olgular karşısında soyut yerel bilirkişi beyanlarına değer verilemeyeceği ve taşınmazın davacının dayandığı Şaban 1307 tarih 512 nolu tapu kapsamında dışında kaldığının fen bilirkişi raporu ile belirlendiği, mera niteliğindeki yerlerin zilyetlikle kazanılamayacağı gözönünde bulundurularak davanın reddine karar verilmesi gereğine] değinilerek hüküm bozulmuştur.
    Bu kez davacı ... vekili tarafından, dava konusu taşınmazın kadastro tespitine ilişkin geldisi 1937 tarih 44 nolu vergi kaydının esasen bu yere uyduğunun kabul edilemeyeceğini, zira vergi kaydının batısında ve güneyinde okunan ... çayının dava konusu taşınmazla birlikte ve komsusu olan taşınmazlara enaz 5 km uzakta kaldığını ve kaydın güneyinde okunan ... çayının ... deresi ile bir alakası olmadığını ve kaydın yanlış uygulandığını, zira çekişmeli 102 ada 210 parsel sayılı taşınmazın doğudan komşusu olan 102 ada 213 ve 214 parsellere ait 23 şaban 1307 tarih 512 sıra numaralı tapu kaydının olduğunu, bu parsellere ilişkin aynı nedenle açılan davanın kabul edilerek yargıtayca onandığını ileri sürerek Dairenin bozma kararının kaldırılarak usul ve yasaya uygun olan hükmün onanmasını istemiştir.
    Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu 5403 sayılı Yasa ile değişik 3402 sayılı Yasanın 4. maddesi hükmüne göre yapılmış ve çekişmeli taşınmaz orman sınırları dışında bırakılmıştır.
    Davacının yargılama sırasında ve karar düzeltme dilekçesinde ileri sürdüğü 23 şaban 1307 tarih 512 sıra numaralı tapu kaydına dayanıldığını belirttiği dava dışı ve çekişmeli taşınmaza yakın komşu olan 102 ada 213 parsele ilişkin, mahkemenin 2006/36, 102 ada 214 parsele ilişkin, mahkemenin 2006/38 esas sayılı dava dosyasının iade kararı sonucu getirtilerek incelenmesinde; davanın, ... ve ... tarafından aynı nedenle açıldığı, davanın kabulüne ilişkin kararın davalı Hazine vekili tarafından temyizi üzerine, dairece heri iki hükmün onanmasına karar verildiği anlaşılmaktadır. Yine çekişmeli taşınmaza komşu 102 ada 211 parsele ilişkin mahkemenin 2006/37 esas sayılı dava dosyasının iade kararı sonucu getirtilerek incelenmesinde; davanın ...Ateş tarafından aynı nedenle açıldığı, davanın kabulüne ilişkin kararın Davalı Hazine vekili tarafından temyizi üzerine, Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin 2009/2407-2010/239 sayılı ilamı ile dava konusu taşınmazın köy tüzel kişiliğine ait olan ve kadastro tespitinde esas alınan 1937 tarih 44 numaralı vergi kaydının kapsamında kaldığı ve meradan kazanıldığı kabul edilerek gerçek kişinin davasının reddine taşınmazın mera olarak sınırlandırılmasına karar verilmesi gereği ile kesin nitelikle bozulmuş olduğu anlaşılmaktadır.
    Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli değildir. Şöyle ki; davacı yargılama sırasında çekişmeli taşınmaza yakın komşu taşınmazlar olan 102 ada 213 ve 214 parsel sayılı taşınmazların yapılan yargılamasında 23 Şaban 1307 tarih 512 sıra numaralı tapu kaydına dayanıldığı, tapu kaydının uygulamasında taşınmazlara uyduğu ve çekişmeli taşınmazların dayanılan tespite esas 1937 tarih 44 numaralı vergi kaydının kapsamında kalmadıklarının keşif ve bilirkişi incelemesiyle doğrulandığı ve eldeki 102 ada 208 ve 102 ada 210 parsellerle iade kararı ile getirilerek incelenen 102 ada 211 parsel sayılı taşınmazlar 102 ada 205-206-207 parsellerle birlikte doğu ve batı istikamette Kızılkaya deresinin kuzey kenarında yer aldıkları anlaşılmaktadır.
    Yine, mahkemece yapılan mera araştırmasının yeterli olmadığı, taşınmazların tahsisli mera olup olmadığı sorulmadığı gibi, komşu köylerden tanıkların dinlenmediği ve tesbitin dayanağı olan 1937 tarih ve 44 numaralı mera vergi kaydının tarafsız ve olabildiğince yaşlı yerel bilirkişilere hudutlarının sorularak sağlıklı bir biçimde uygulanmadığı sıra halinde birbirine yakın komşu taşınmazlarda farklı uygulama yapılarak farklı sonuçlara ulaşıldığı anlaşılmaktadır.
    Dosyada bir örneği bulunan askı ilan ve dava listesinden anlaşılacağı üzere 101 ada 120 numaralı mera parseline komşu olan ve ... deresi ile bu parseller arasında kalan dava konusu 102 ada 210 parselde dahi, 101 ada 203 ilâ 214 parseller kişiler adına tarla olarak ve 101 ada 150-151-152 parsellerin Hazine adına ham toprak olarak tespitleri yapılmışken köy tüzel kişiliğinin itirazı üzerine kadastro tespitlerinin komisyonca topluca iptal edilerek mera olarak sınırlandırıldığı ve aynı nedenlerle gerçek kişiler tarafından davalar açıldığı bir kısmının sonuçlandığı ve bir kısmının da halen derdest olduğu anlaşılmaktadır. Sağlıklı bir sonuca ulaşılabilmesi için henüz sonuçlanmamış olan derdest dava dosyaları 1937 tarih 44 numaralı
    vergi kaydının kadastroda tesbite esas alınmış olması nedeniyle birlikte ele alınarak keşif ve uygulamanın yapılması, civar komşu köylerden yerel bilirkişi ve tanık isimleri kaymakamlıktan sorularak keşifte dinlenmesi, yine tutanak bilirkişilerinin dinlenmesi, taşınmazın kuzeyinde 102 ada 1 numaralı orman parseli de bulunması nedeniyle usulünce resmî belgelere dayalı orman araştırması yapılması, bu arada kesinleşen parseller de dikkate alınarak ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve araştırmaya dayanılarak karar verilmesi doğru bulunmamıştır. Bu nedenle;
    Orman sınırlandırılması yapılmayan veya sınırlandırılmanın ilk olarak yapıldığı yerlerde, bir yerin orman niteliğinin ve hukuki durumunun 3116, 4785, 5658, 6831 sayılı Yasa hükümlerine göre çözümlenmesi gerekir. 3116 Sayılı Yasa ile sadece hangi nitelikteki taşınmazların devlet ormanı sayılacağını göstermiş ve devlet ormanlarının kadastrosunun yapılmasını öngörmüştür. 13.07.1945 tarihinde yürürlüğe giren 4785 Sayılı Yasanın 1. maddesi gereğince 2. maddesinde sayılan istisnalar dışında bütün ormanlar devletleştirilmiş, devletleştirilen ormanlardan bazıları sonradan yürürlüğe giren 5658 Sayılı Yasa ile iadeye tabi tutulmuş ve iadenin koşulları aynı yasada gösterilmiştir.
    Bu nedenle; mahkemece, (dayanak vergi kaydı ile komşu parseller dayanağı olan tapu kaydının ilk oluşumundan itibaren tüm gittileri ve krokileri), (tapu kaydının revizyon gördüğü tüm parsel tutanakları), komşu parsel ve dayanakları, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman yüksek orman mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi ve bir fen elemanı aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle, taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 Sayılı Yasalar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Yasanın 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Yasanın 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı; öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; keşifte, hakim gözetiminde, taşınmazın dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli; orman kadastrosu kesinleşmediğine göre, fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulanacak kesinleşmemiş tahdit haritası ile irtibatlı, taşınmazın konumunu gösteren orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine ablike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri ayrı renklerle işaretli ve bilirkişilerin onayını taşıyan, duraksamaya yer vermeyecek nitelikte kroki düzenlettirilmeli; kesinleşmiş orman kadastrosu bulunmadığından, yukarıda değinilen diğer belgeler fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine ablike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı; henüz sonuçlanmamış olan derdest dava dosyalarında da çekişmeli taşınmazda olduğu gibi 1937 tarih 44 numaralı vergi kaydının kadastroda tespite esas alınmış olması nedeniyle birlikte ele alınarak keşif ve uygulamanın yapılması, gerektiğinde bu dava dosyalarının birleştirilmesinin düşünülmesi, civar komşu köylerden yerel bilirkişi ve tanık isimleri kaymakamlalıktan sorularak keşifte dinlenmeli,
    bilirkişi ve tanıklardan, taşınmazın öncesinin kadim mera olup olmadığı detaylı olarak sorulmalı, taşınmaza ilişkin tahsisli mera kaydı bulunup bulunmadığı sorulmalı ve vergi kaydının 101 ada 120 numaralı mera parseli dışında kapsamı, hudutları ve miktarına göre kesinlikle belirlenmeli, davacının dayanağı tapu kaydı uygulanıp dava konusu taşınmaza uyup uymadığı belirlenmeli, yine kadastro tespit tutanak bilirkişileri dinlenmeli, bu arada kesinleşen parseller de dikkate alınarak ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir.
    Açıklanan hususlar gözetilmeksizin eksik araştırma ve incelemeyle ve bilirkişinin yetersiz raporuna dayanılarak hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı ... vekilinin karar düzeltme isteminin kabulüyle, Dairenin “24.02.2010” gün ve “2010/15849-2011/1764 E.K sayılı Bozma kararının KALDIRILMASINA, 11.11.2008 gün ve 2006/40-2008/51 sayılı yerel mahkeme kararının yukarıdaki gerekçeyle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine 23/01/2012 günü oybirliğiyle karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi