Esas No: 2021/27027
Karar No: 2022/7139
Karar Tarihi: 30.03.2022
Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2021/27027 Esas 2022/7139 Karar Sayılı İlamı
Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)
Ceza Dairesi, 5607 sayılı Yasaya muhalefet nedeniyle verilen hükümlere ilişkin temyiz başvurusunu değerlendirdi. İlk derece mahkemesince verilen beş yıl veya daha az hapis cezalarını artırmayan bölge adliye mahkemesi kararlarının temyizin mümkün olmadığını belirtti. Bu nedenle temyiz isteminin reddine karar verildi. Ancak, karşı düşüncedeki üye, kanun maddelerini açıklayarak, verilen kararın temyiz yasa yoluna tabi olması gerektiğini savundu. Kanun maddeleri: CMK'nun 286/2-b, 286/1, 298, 304 ve 6545 Sayılı Yasa ile değişik 5607 sayılı Yasanın 3/5, 3/10.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇ : 5607 sayılı Yasaya muhalefet
HÜKÜM : ... Asliye Ceza Mahkemesi'nin 18/10/2018 tarih 2017/323 esas 2018/334 karar sayılı hükmünün CMK'nun 280/2 maddesi gereğince sanık ... yönünden kaldırılmasına, sanık hakkında hükümlülük, müsadere, aracın müsaderesine yer olmadığına
Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
Hükmolunan cezanın miktar ve türü gözetildiğinde, 5271 sayılı CMK'nun 286/2-b maddesi uyarınca, ilk derece mahkemelerinden verilen beş yıl veya daha az hapis cezalarını artırmayan bölge adliye mahkemesi kararlarının temyizi mümkün olmadığından, katılan vekili ve sanığın temyiz isteminin 5271 sayılı CMK'nun 298. maddesi uyarınca REDDİNE, 28.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren 20.02.2019 tarih ve 7165 sayılı Kanunun 8. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK'nun 304. maddesi uyarınca dosyanın gereği için ... Asliye Ceza Mahkemesi'ne, kararın bir örneğinin bilgi için ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Ceza Dairesi'ne gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 30/03/2022 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.
(K.D.)
KARŞI DÜŞÜNCE
... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Ceza Dairesinin 2018/4725 Esas, 2020/1617 Karar sayılı ilamının katılan vekili ve sanığın temyiz istemleri üzerine incelenerek esasa ilişkin bir karar verilmesi yerine saygın çoğunluğun CMK’nun 298. maddesi uyarınca temyiz taleplerinin reddine dair kararı yerinde değildir.
Şöyle ki; CMK’nın 286. maddesinde hüküm altına alınan düzenlemeye göre, kural olarak bölge adliye mahkemesi ceza dairelerinin bozma dışında kalan hükümlerinin temyize tabi olması öngörülmüştür.
Temyiz edilemeyecek hükümler ise CMK’nın 286/2. madde ve fıkrasında tahdidi olarak sayılmıştır.
Söz konusu yasal düzenleme dikkate alındığında, CMK’nın 286. maddesinde yer alan ve kanun koyucu tarafından yukarıda da arz edildiği şekilde tahdidi olarak belirtilen kararların temyiz edilemeyeceği, bu istisnalar dışındaki kararların ise aynı Yasanın 286/1. maddesindeki kural uyarınca temyiz yasa yoluna tabi olması gerektiği değerlendirilmektedir.
Somut olayda ise, bölge adliye mahkemesince istinaf başvurusunu kabul edip duruşma açarak yaptığı yargılama neticesinde, önceki hükmü kaldırarak sanığın 5607 sayılı Yasanın 3/5. maddesi uyarınca teşdiden mahkumiyetine karar verilmiş, ilk derece mahkemesi tarafından temel ceza olarak belirlenen 1 yıl hapis cezası yerine 1 yıl 6 ay şeklinde teşdit yapılmış, adli para cezası miktarı ise 2000 gün karşılığı olarak belirlenmiştir.
5607 sayılı Yasanın 3/10. maddesi uyarınca yapılan yarı oranında artırım ile sanığın netice cezası 1 yıl 15 ay hapis olarak hesaplanmış, aynı Yasanın son cümlesine göre ise hapis cezası 3 yıl, adli para cezası miktarı ise 2.500 gün karşılığı 50.000 TL olarak belirlenmiştir. Böylece sonuç hapis cezası miktarı, teşdiden kurulan ve ilk defa bölge adliye mahkemesi tarafından verilen temel cezaya nazaran ilk derece mahkemesince belirlenen netice ceza ile aynı miktarda kalmış, yine adli para cezası 100,00 TL’den 50.000 TL’ye yükseltilmiş ve ceza miktarında artırım yoluna gidilmiştir.
Sanık hakkında ilk defa bölge adliye mahkemesi tarafından verilen ve teşdiden kurulan temel hapis cezasına nazaran ilk derece mahkemesince takdiren alt sınırdan kurulan hapis cezasının aynı miktarda kalmasının sabebinin 6545 Sayılı Yasa ile değişik 5607 sayılı Yasanın 3/10. Maddesinin son cümlesindeki yasal zorunluktan kaynaklandığı anlaşılmıştır.
Kaldı ki;
Kaçakçılıkla Mücadele Kanunun 3/5. madde ve fıkrada öngörülen cezai yaptırım, hem hapis hem de adli para cezasını içermekte olup, adli para cezası hürriyeti bağlayıcı cezadan ayrı olarak düşünülemez.
Kanun koyucunun, 5271 sayılı CMK’nın 286. maddesi gereği sadece hapis cezasını arttıran bölge adliye mahkemesi kararlarını temyiz yasa yolu denetimine açarak hapis cezası yanında öngörülen adli para cezası miktarını arttıran ve bölge adliye mahkemesi tarafından ilk defa verilen kararları “kesin” olarak düzenlediğini öngörmek, açıkça kanunun düzenleniş amacına ve lafzına aykırıdır.
Bu itibarla, yukarıdaki açıklamalar da gözetilerek, ilk derece mahkemesi tarafından sanık hakkında verilen cezayı arttırarak aleyhine uygulama yapıldığından CMK’nın 286/2-b maddesi ile aynı maddenin 1. fıkrasında yer alan düzenlemeler uyarınca verilen bu kararın temyiz yasa yoluna tabi olacağı değerlendirilmiş olup, bu gerekçelerle sayın çoğunluğun temyiz isteminin reddine ilişkin görüşüne katılmıyorum.
Yargıtay ... Ceza Dairesi Üyesi
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.