20. Hukuk Dairesi 2018/4922 E. , 2019/3289 K.
"İçtihat Metni"......
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi tüm taraflarca istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili 26.02.2014 havale tarihli tapu kadastro genel müdürlüğüne izafeten..... ve ..."ı hasım göstererek açtığı dava dilekçesinde, davalı ..."ın, ......metrekarelik taşınmazın 250 metrekareye tekabül eden .......hissesini 21.11.1996 tarihinde ve 7.000.000.-TL bedel ile .....isimli şahıstan satın aldığını, satış işlemi tapu sicil defterine kayıt edilirken görevli memurun hata yaptığını ve gerçekte ......hisse olarak kayıt ve tescil ettiğini, davalı ..."a bilgi amaçlı verilen tapu belgesinde de hissenin böyle gösterildiğini, davalı ..."ın bu surette gerçekte 250 metrekare yer almasına karşın, 2500 metrekare yer almış gibi gözüktüğünü, durumun farkına varan davalının adına kayıtlı taşınmaz hissesini 17.03.1999 tarihinde ve 500.000.000.-TL bedel ile (gerçekte 2.500.000.000.-TL) müvekkile sattığını, bu durumun 2014 yılı Ocak ayında ortaya çıktığını,...... tarafından müvekkil ve diğer bir kısım taşınmaz hissedarlarına durumun idari yoldan düzeltilmesi hususunda yazı gönderildiğini, Müvekkilin kayden 2500 metrekare yer satın almasına rağmen, gerçekte satın aldığı yerin 250 m2 olduğunu, müvekkilin 2250 m2"lik bir kaybının bulunduğunu, davalı asil ..."ın baştan beri kötü niyetli olduğunu, lehine zamanaşımı sürelerinin işlemesinin olanaklı olmadığını, müvekkilin davalı ... nezdinde zararının karşılanması hususunda yapmış olduğu başvurulardan sonuç alamadığını, diğer davalı Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün ise tapu sicilinin hatalı tutulmasından ötürü kusursuz sorumluluğunun bulunduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile müvekkilin 2250 metrekarelik taşınmaz kaybına karşılık olmak üzere 25.000.-TL miktarın, dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalı taraftan birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 02/02/2016 tarihli harçlı ıslah dileçesi ile talebini 180.000.00.-TL"ye yükseltmiştir.
Davalı ... Ağlmaz cevap dilekçesinde zamanaşımı defini ileri sürmüş, davalı Hazine vekili ise cevap dilekçesinde tapu müdürlüğünün davada taraf sıfatı bulunmadığını ve davanın reddine karar verilmesi gerektiğini belirtmiştir.
Mahkemece : 1-Davacı tarafın davalı ... hakkında açmış olduğu davanın zamanaşımı defi nedeniyle reddine,
2-Davacı tarafın diğer davalı Hazine aleyhine açmış olduğu davanın kısmen kabul ve kısmen reddi ile,
Davacı tarafın talep etmiş olduğu 114.120 TL miktarın, dava tarihi olan 26.02.2014 tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanunun 1. maddesi gereğince işletilecek yasal faizi ile birlikte davalı taraftan alınarak, davacı tarafa verilmesine,
Davacı tarafın fazlaya ilişkin isteminin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili ve davalı hazine vekili tarafından esasa yönelik, davalı ... vekili tarafından ise vekalet ücretine yönelik olarak temyiz edilmiştir.
Dava; davalı kurum yönünden 4721 sayılı Kanunun 1007. maddesine dayalı, gerçek kişi yönünden TBK’nın 77. ve devamı maddelerinde düzenlenen sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayalı tazminat istemine ilişkindir.
.......
1- Davacının, davalı ... hakkında verilen hükme ilişkin temyiz itirazları yönünden; Taraflar arasındaki uyuşmazlık her ne kadar sebepsiz zenginleşmeye ilişkin olsa da taşınmaz satışından kaynaklanmaktadır. Davacı sebepsiz zenginleşmenin temelini oluşturan gayrimenkul satış sözleşmesine dayandığından uygulanması gereken zamanaşımı süresi 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 82. maddesinde öngörülen on yıllık zamanaşımı süresi olup, taraflar arasında tapuda yapılan 17/03/1999 tarihli resmi akit sözleşmesinden itibaren başlayacaktır. Bu durumda davanın açıldığı tarihe kadar 10 yıllık zamanaşımı süresi dolmuş olup, davalı tarafça süresinde verilen cevap dilekçesi ile zamanaşımı itirazında bulunulduğunun anlaşılmasına göre yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından davacının temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün onanması gerekmiştir.
2- Davalı ..."ın vekalet ücretine yönelik temyiz itirazları yönünden; mahkemece davalı hakkında açılan davanın reddine karar verildiği halde kendisini vekil ile temsil eden davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmemiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
3- Davalı Hazinenin temyiz itirazları yönünden: 4721 sayılı TMK"nın sorumluluk kenar başlığını taşıyan 1007. maddesi "Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur." hükmünü içermekte olup, bu maddede düzenlenen sorumluluk, kusura dayanmayan (objektif) bir sorumluluk türü olup, tapu sicil müdür ya da memurunun kusuru olsun ya da olmasın, sicilin tutulmasında; kişilerin mal varlığı çıkarlarını koruyan hukuk kurallarına aykırı davranılmış olması yeterlidir. Kusurun varlığı ya da yokluğu devletin sorumluluğu için önem taşımamakta; sadece, Devletin memuruna rücuu halinde iç ilişkide etkili olmaktadır.
Davanın açıklanan niteliğine göre; davalı olarak Hazinenin taraf gösterilmesi gerekirken, dava tapu müdürlüğüne husumet yöneltilerek açılmıştır. Davacının asıl dava etmek istediğinin, Hazine olduğu belirgin olup, mahkemece de hüküm fıkrasında Hazine aleyhine açılan davanın kabulüne şeklinde hüküm kurulmuşsa da, temsilde yanılma hali bulunduğundan, bu durumun mahkemece re"sen gözetilmesi ve davanın usulünce gerçek hasıma yönlendirilmesi için davacı tarafa olanak sağlanması, Hazine davaya dahil edilerek taraf oluşturulup, savunma ve delilleri sorulduktan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek ulaşılacak sonuca göre karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. (HGK 12/2/2010 gün ve 57513 m2 2010/7-70-86 E.K).
SONUÇ: 1- Yukarıda (1) nolu bentde açıklanan nedenlerle, davacının temyiz itirazlarının reddi ile davalı ... hakkında açılan davanın zamanaşımı nedeniyle reddine ilişkin hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının davacıya yükletilmesine,
2- Yukarıda (2) ve (3) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle, davalılar ... ve Hazine vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacının ve davalı Hazinenin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına 09/05/2019 gününde oy birliği ile karar verildi.