Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/19955
Karar No: 2013/18297
Karar Tarihi: ......2013

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2013/19955 Esas 2013/18297 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2013/19955 E.  ,  2013/18297 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE ... MAHKEMESİ


    Taraflar arasında görülen alacak davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
    Davacı vekili dilekçesinde; davalının kaynak suyu tesisi işlettiğini, davacılardan ............’in de ...’da kaynak suyu pazarlama ve dağıtımı yaptığını, davalının davacıları işletmelerine ortak etme sözü vererek yapılan ön sözlü olarak anlaşma gereği, davacıların davalıya 04.01.2010 ve 05.01.2010 tarihinde toplam 110.000 TL banka aracılığı ile gönderdiğini, ayrıca işletmenin borcu ve giderleri için kendi çeklerini kullanarak 98.650 TL daha harcadıklarını, bu sayede şirketin güçlendiğini, işler hale geldiğini, davacılar pek çok bayilik aldığını, müşteri bağladığını, davacıların ortaklık için davalıyı zorladığını ancak buna yanaşmadığını, bir türlü ortaklık ilişkisi kurulmadığını, davalının zaman zaman davacılara 55.809 TL geri ödeme yaptığını belirterek, 150.000 TL alacağın 04.01.2010 tarihinden itibaren ticari faiziyle tahsilini talep etmiştir.
    Davalı cevabında; sözlü ya da başka şekilde ortaklığa dair beyanı olmadığını, ... yıl öncesinde davacılardan ............ ile tanıştığını, kendisinden borç para istediğini ve 110.000 TL borç verdiğini, bunu 04.01.2010 ve 05.01.2010 tarihlerinde havale etmek suretiyle geri ödediğini, bir süre sonra ............’in, şirketinde üretilen ürünleri pazarlamak istediğini ve bu konuda anlaştıklarını, kendi hesabından çekleri, mallar gönderilmeden önce kurulan bağlantı gereği ileri tarihli teslim ettiğini, toplam tutarların 98.650 TL değil 92.350 TL olduğunu, malların gönderildiğini (toplam 40.475 TL tutarında) ve fatura edildiğini, davacının çek tutarı kadar mal almadığını bu sebeple aradaki farkın parça parça banka havalesi yolu ile davacıya gönderildiğini, hatta ihtiyaç olması sebebiyle ....934 TL de daha fazla para gönderildiğini, davacıların aldıkları borçlar karşılığında yaptıkları ödemeyi çarpıtarak haksız kazanç peşinde olduklarını belirterek davanın reddini dilemiştir.
    Mahkemece; davacının, davalıya ortaklık sözleşmesindeki taahhüde uygun şekilde ödemede bulundukları, ancak ortaklık sözleşmesi kurulmadığı, davalının ise bu alacağın bir kısmını ödediği, bakiye alacağı ödemediği kanaatine varıldığı gerekçe gösterilerek davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Hükmü davalı temyiz etmektedir.
    Dava, adi ortaklık vaadi sebebiyle ödendiği iddia edilen 150.000 TL’nin istirdadına ilişkindir.
    Oluş ve kabule göre, mahkemece taraflar arasında adi ortaklık bulunmadığı yönündeki değerlendirmede bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
    Davacının 110.000 TL nakit gönderdiği hususu davalı tarafından kabul edilmiş, ancak borcun iadesi niteliğinde olduğu savunulmuştur.
    BK.nun 457 vd. (TBK 555 vd.) maddelerinde düzenlenmiş olan havale, hukuksal niteliğine göre bir ödeme vasıtasıdır. Eş söyleyişle; havalenin mevcut bir borcun ödenmesi amacıyla yapıldığı yolunda yasal bir karine mevcuttur. Bu yasal karinenin aksini (havalenin borcun ödenmesinden başka bir amaçla yapıldığını) ileri süren havaleci (muhil) bu iddiasını kanıtlamakla yükümlüdür.
    Somut olayda davalıya havale edilen ve dayanılan banka dekontlarında paranın gönderiliş nedeni hakkında açıklama bulunmamaktadır. Havaleci durumundaki davacı değinilen yasal karine karşısında davalıya yaptığı dava konusu havalelerin bir borcun ödenmesinden başka bir amaca yönelik, diğer deyişle ortaklık kurulmasına yönelik olduğunu yazılı belge ile ve gerektiğinde dava dilekçesinde “sair deliller” denilmek suretiyle yemin deliline de dayanıldığı göz önünde bulundurularak ispatı gerektiği gözetilmeksizin yanılgılı değerlendirme ile sonuca gidilmesi doğru görülmemiştir.
    Bundan ayrı olarak, diğer bir uyuşmazlık konusu ise, çeklerle davacıların ödediği tutarın 98.650 TL olup olmadığı noktasındadır.
    Davalı, savunmasında bu bedelin 92.350 TL olduğunu ikrar etmektedir. Aradaki fark yönünden (bu ödemelerin çekle yapılmış olmasına göre) ödemelerin ispatı MK. ....md göre davacıya ait olup yazılı belge ile ve gerektiğinde yeminle bu hususu ispat olanağının davacıya tanınması gerekir.
    Ödemenin 92.350 TL olduğunun kabulü halinde, davalının davacıya 40.475 TL tutarında mal gönderildiğini savunmuş olduğundan, MK ....md. uyarınca ispat külfetinin davalı üzerinde olduğu göz önünde bulundurulup, davalıya ispat olanağı tanınarak mal teslimini kanıtlanması imkanı verilmelidir.
    Kanıtlanan mal tesliminden ve yapılan çekle ödeme miktarının belirlenmesinden sonra, davacı tarafça kabul edilen davalı tarafından yapılan geri ödeme miktarı olan 55.809 TL dışında kalan kısmın tahsilinin talep edildiği göz önünde bulundurulmak suretiyle hüküm tesisi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.



    Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, ........2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi