13. Hukuk Dairesi 2016/26052 E. , 2019/9574 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R
Davacı, dava dışı ... ... Spor Kulubü ile aralarında yaptıkları sporcu sözleşmesi kapsamında ödenmesi gereken 16.221,00 TL"nin ödenmediğini, davalı Belediye ile dava dışı kulüp arasında hukuki ve organik bağ bulunduğunu, davalı Belediye aleyhine başlattığı takibe davalının itiraz ettiğini ileri sürerek; itirazın iptali ile takibin devamına, ayrıca icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, dava dışı kulübün ayrı bir tüzeli kişiliği bulunduğu, herhangi bir hukuki bağlarının bulunmadığını savunarak; davanın husumet yönünden reddine karar verilmesini dilemiştir.
Mahkemece, dava dışı kulüp ile davalı Belediye arasında hukuki ve organik bağ bulunduğu, davacının sözleşmeden kaynaklı alacağının 16.221,00 TL olduğu, ancak takipten önce bir temerrüt ihtarı yapılmadığından faize ilişkin talebin yerinde olmadığı gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne, takibe yapılan itirazın asıl alacak olan 16.221,00 TL yönünden iptaline ve bu miktar üzerinden takibin devamına, icra inkar tazminatı ve fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının tüm temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-İİK’nın 67. maddesinin 2.fıkrası hükmünce, icra - inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması gerekir. Burada borçlunun kötüniyetli itiraz etmiş bulunması yasal koşullardan değildir. İnkar tazminatı, aleyhinde yapılan icra kovuşturmasını itiraz ile durduran ve işin itirazla çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bunlardan ayrı, alacağın likit ve belli olması gerekir. Daha geniş bir açıklama ile borçlu tarafından alacağın gerçek miktarı belli, sabit ve belirlenmek için bütün unsurlar bilinmesi mümkün nitelikle olması yeterlidir. Borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Öte yandan, alacağın muhakkak bir belgeye bağlı olması da şart değildir. Açıklanan yasal kuralların ışığında kabul edilen alacak değerlendirildiğinde, borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilecek konumda bulunması nedeniyle alacağın likit ve muayyen nitelikte olduğunun kabulü ile icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekir. Diğer yandan, icra takibine konu yapılan sözleşmede transfer ücreti olarak 30.000,00 TL"nin kararlaştırıldığı, bunun 3.000,00 TL x 10 ay şeklinde vadelendirildiği, sözleşmenin alt kısmına ise "son ödeme en geç sözleşme bitiş tarihinden 30 gün öncesine kadar yapılır." ibaresinin yazıldığı görülmektedir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun (TBK) 117/2.maddesine göre, borcun ifa edileceği gün, birlikte belirlenmiş veya sözleşmede saklı tutulan bir hakka dayanarak taraflardan biri usulüne uygun bir bildirimde bulunmak suretiyle belirlenmiş ise bu günün geçmesi ile borçlu temerrüde düşmüş olur. Bu yasal düzenleme ve dava konusu sözleşme kapsamında somut olay ele alındığında, sözleşme bitiş tarihi olan 30.06.2013 tarihinden 30 gün öncesinde davalı kulübün temerrüte düştüğü anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, davacının belirtilen bu tarih itibariyle faiz alacağına hak kazanacağı sonucuna ulaşılmakta olup, takipte gösterilen faiz alacağının miktarının yerindeliği üzerinde durulması gerekirken, temerrüt gerçekleşmediğinden bahisle takip dosyasında gösterilen faiz alacağının tamamının reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, kararın belirtilen nedenlerle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan 29,20 TL harcın istek halinde davacıya iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 09/10/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.