13. Hukuk Dairesi 2016/19172 E. , 2019/9576 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla)
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, dava dışı ... ..."in davalı bankadan aldığı kredi borcunu ödememesi nedeniyle, davalı bankanın kendisi aleyhine icra takibi yaptığını, söz konusu takip nedeniyle maaşına haciz konulduğunu, herhangi bir kefaletinin bulunmadığını ileri sürerek; ... 2. İcra Müdürlüğü"nün 2010/7697 esas sayılı takibe ilişkin olarak borçlu olmadığının tespitine, söz konusu icra dosyası nedeniyle kendisinden tahsilat yapılması durumunda tahsil edilen tutarın, tahsil tarihinden itibaren hesaplanacak avans faizi ile birlikte davalıdan istirdadına, takip alacağı asıl tutarı olan 4.455,20 TL üzerinden %40 icra inkar tazminatının davalıdan alınmasına karar verilmesini istemiştir.
Davalı, dava dışı ... ... ile aralarında yapılan Bankacılık Hizmet Sözleşmesi ile bağlantılı olmak üzere davalı ile aralarında garantörlük sözleşmesi yapıldığını, dava dışı anılan kişinin kredi kart borcunun ödememesi nedeniyle davalı aleyhine takip başlatıldığını, davanın dayanaksız olduğunu savunarak; davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davacının garantör olarak imzalamış olduğu belgede davacının sorumlu olacağı miktarın açıkça belirtilmediği, bu nedenle ... sözleşmesinin geçersiz olduğu saptanarak, davanın kabulü ile davacının takip konusu alacaktan borçlu olmadığının tespitine, takip nedeniyle tahsil edilen 3.939,87 TL"nin davalıdan tahsiline, takip konusu asıl alacak tutarına göre %40 kötü niyet tazminatına karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Dava, İcra ve İflas Kanunu"nun (İİK) 72. maddesine dayalı menfi tespit ve istirdat davasıdır. İcra ve İflas Kanunun 72 maddesinin 5.fıkrasına göre; “Borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırşa, talebi üzerine, borçlunun dava sebebi ile uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir. Takdir edilecek zarar, haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olamaz. ”Kötüniyet tazminatı, takibe girişmekte kötüniyetli bulunduğu borçlu tarafından açıkça kanıtlanmış olan ya da öyle olduğu ayrıca kanıtlanmasına gerek bulunmaksızın dosya kapsamından açıkça anlaşılabilen alacaklıya yönelik bir yaptırım niteliğindedir. Anılan yasa hükmüne göre, alacaklının anılan tazminata mahkum edilebilmesi, açıkça, takibin kötüniyetle yapılmış olması koşuluna bağlanmıştır. Hemen belirtmek gerekir ki, alacaklının icra takibini kötüniyetli olarak yaptığı hususu, borçlu tarafından kanıtlanmalıdır. Öğretiye ve Yargıtay uygulamasına göre, alacağının bulunmadığını bildiği veya bilmesi gereken bir durumda olduğu halde, icra takibine girişen alacaklı, kötüniyetli kabul edilir. Açıklanan bu yasal durum ve ilke çerçevesinde somut olay değerlendirildiğinde davacı, davalının icra takibinde kötüniyetli olduğunu yasal delillerle kanıtlayamamış olup, dosya içeriğinde de kötüniyetin varlığını açıkça ortaya koyacak bir yöne rastlanmamıştır. Hal böyle olunca, mahkemece, davacının bu istemi hakkında ret kararı verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığı gibi, dava tarihinden sonra takip dosyasına yapılan ödemeler nedeniyle faiz başlangıç tarihinin ödeme tarihleri olması gerekirken, dava tarihi olarak karar altına alınmış olması da isabetsizdir.
3-Davacının temyiz itirazları bakımından yapılan incelemede; 08.09.2015 tarih ve 2014/36191 E., 2015/26616 K. sayılı Daire bozmasından sonra, 24.02.2016 tarihli davalı yazısına göre takip dosyasına ödemeler yapıldığı anlaşılmakta olup, mahkemece bozma öncesi yapılan ödemeler gözetilerek hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırıdır. Kararın açıklanan nedenlerle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalının sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bent gereğince davalının, (3) numaralı bent uyarınca da davacının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan 96,70 TL harcın istek halinde davalıya iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 09/10/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi