20. Hukuk Dairesi 2011/15905 E. , 2012/600 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda kurulan 24.03.2011 günlü hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi ... ve arkadaşları tarafından istenilmekle, tayin olunan 31.01.2012 günü için yapılan tebligat üzerine, temyiz eden ... ve arkadaşları vekili Avukat ... ile diğer taraftan Orman Yönetimi vekili Avukat ... geldiler, başka gelen olmadı, açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Daha sonra dosya içindeki tüm belgeler incelenip, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında davaya konu ... köyü 189 ada 21 parsel sayılı, 8265,37 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, paylı olarak ... ve ... adına tespit edilmiş; ... ve ..., babaları ...’ndan gelen miras paylarına dayanarak; Orman Yönetimi ise, taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu savıyla dava açmıştır. Davacı ... ise, taşınmazın Eylül 1998 gün ve 15 sıra numaralı tapu kaydı kapsamında 105/384000 payının kendisine ait olduğunu iddia ederek dava açmıştır. Mahkemenin; 18.01.2010 gün ve 2009/300-54 sayılı davacı ...’ın davasının reddine, Orman Yönetiminin davasının kısmen kabul, kısmen reddine, davacı ... ve katılan ...’in davasının kabulüne, ... köyü 189 ada 21 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişisinin krokisinde (B) ile gösterilen 320,27 m2 ve (C) ile gösterilen 1024,04 m2 yüzölçümündeki bölümlerinin oman niteliğiyle Hazine adına tesciline, (A) ile gösterilen 6920,91 m2 yüzölçümündeki bölümünün ise, ... adına tesciline ilişkin kararının, davacı ... Yönetimi vekili, davalı ... Zambak, davacı ... ve ... tarafından temyizi üzerine;
Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 15.07.2010 gün ve 2010/7359-10209 sayılı kararıyla, "Uzman bilirkişiler tarafından kesinleşen orman kadastrosu ile eski tarihli resmi belgelere göre yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada, çekişmeli 189 ada 21 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişisinin krokisinde (A) ile gösterilen 6920,91 m2 yüzölçümündeki bölümünün, orman sınırı dışında ve orman sayılmayan yerlerden olduğunun anlaşıldığı, her ne kadar davacı ... tapuya dayanarak dava açmış ise de, çekişmeli taşınmaza hiçbir zaman zilyet olmadığının belirlendiği gerekçesiyle, Orman Yönetimi ve ..."ın 189 ada 21 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişisinin krokisinde (A) ile gösterilen 6920,91 m2 yüzölçümündeki bölümüne yönelik tüm temyiz itirazları reddedilmiş, çekişmeli parselin krokisinde (B) ile gösterilen 320,27 m2 ve (C) ile gösterilen 1024,04 m2 bölümlerinin orman sınırı içinde ve orman bütünlüğünde olduğunun saptandığı, bu niteliği ile özel mülkiyete konu olamayacak yerlerden olduğu belirlenerek bu bölümlerin orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tesciline karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle, davalı ...
vekili ile davalı ... Zambak ve davacı ..."ın temyiz itirazlarının reddi ile bu bölümler hakkındaki hükmün onanmasına karar verilmiş, davalı ..."nun çekişmeli 189 ada 21 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişisinin krokisinde (A) ile gösterilen 6920,91 m2 yüzölçümündeki bölümüne yönelik temyiz itirazları kabul edilerek “Davacı ... ve eşi ...’nun mahkemeye sunduğu, 28.09.2009 tarihli dilekçede, köy muhtarınca onaylanan zilyetlik vesikası başlığını taşıyan 11.06.1966 tarih ve 12 numaralı belgeden, ...’nun ... köyü Kargıcakdibi mevkiinde, sınırları yazılı 20 dönüm ev ve tarlası, ... Kozalık mevkiinde, 8 dönüm tarlası, Tapanca mevkiinde, 20 dünüm tarlası ve Bostanlar mevkiinde, 5 dönüm tarlası olmak üzere, ... tarafından 1944 yılından beri (silinti halinde 1924 yazıldığı görüldü) zilyet ettiği taşınmazların bulunduğu yolunda zilyetlik belgesi verildiği, çekişmeli parselin bu belgede sayılan taşınmazlar arasında bulunup bulunmadığının araştırılmadığı, yine, 11.06.1966 tarihli köy karar defterinde ya da köy muhtarlığında bulunan zilyetlik belgelerinde, dava konusu yerin kimin zilyetliğinde bulunduğu hususunda bilgi ya da belge bulunup bulunmadığı konusunda araştırma yapılmadığı, davalı ...’nin dayandığı, Mayıs 1978 tarih 4 numaralı tapunun, çekişmeli taşınmazın güneyindeki 189 ada 20 numaralı parsele revizyon gördüğü ve bu tapunun asliye hukuk mahkemesinin 25.10.1977 gün 1977/38-147 sayılı tescil kararı sonucu oluşturulduğu, bu tescil davasının, davalı ...’nin eşi, Ali oğlu ... tarafından açıldığı, tescil davası kararının gerekçesinde, Dibektepe mevkiinde olan taşınmaz için, ... tarafından...’den 15 sene önce satın alındığının yazıldığı, Mayıs 1978 tarih 4 numarada tapuya kaydedilecek bu taşınmazın, 1977 yılında düzenlenen tescil krokisinde de davaya konu 21 numaralı parselin bulunduğu yerin, ...’ya ait yer olarak gösterildiği, Medine’nin eşi Üsküdar’ın şimdi 20 sayılı parsel olan kendi yerinin tescili için açtığı davada bu davanın konusu 21 parselin bulunduğu yeri krokide ...’na ait yer olarak gösterdiği halde, mahkemece ...’ün kim olduğunun da araştırılmadığı, keza, 1994 yılında ölen davacı ..., katılan ... ile davalı ...’nin eşi Üsküdar’ın babaları olan ortak miras bırakan ...’nin dosyadaki veraset ilamından, bu kişilerden başka mirasçıları bulunduğu anlaşıldığından, gerekirse onların dahi dinlenerek taşınmazın kime ait olduğu konusunda bilgi alınması, öncesi bütün olan komşu 22 ve 23 parsellerin tutanaklarının kesinleşmediği ve haklarında dava bulunduğu gözetilerek, öncelikle davalar arasında bağlantı bulunduğundan, bu davalar birleştirildikten sonra, yukarıda belirtilen durumlara göre araştırma yapılarak ulaşılacak sonuca göre bir karar verilmesi" gereğine değinilerek bozulmuştur. Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan araştırma sonunda bu kez davacıların davasının reddine, çekişmeli ... köyü 189 ada 21 sayılı parselin fen bilirkişi krokisinde (A) işaretli 6920,91 m2 bölümün tespit gibi tapuya tesciline, aynı krokide (B) ve (C) ile gösterilen kısımlar yönünden daha önce mahkeme tarafından verilen karar onandığından, bu kısımlarla ilgili yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmiş, hüküm ... ve ..., Orman Yönetimi, davacı ... tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 1967 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu, daha sonra, dava tarihinde kesinleşen aplikasyon ve 1744 sayılı Yasa ile değişik 6831 sayılı Yasanın 2. madde uygulaması ve 1988 ilâ 1990 yılları arasında yapılıp, 08.07.1991 tarihinde ilan edilerek dava tarihinde kesinleşmemiş olan aplikasyon, sınırlandırması yapılmamış ormanların kadastrosu ve 2896 ve 3302 sayılı yasalar ile değişik 2/B uygulaması vardır.
1) Mahkemenin, ..."ın davasının reddine ilişkin 18.01.2010 gün ve 2009/300-54 sayılı kararının, ... tarafından temyiz edildiği, ..."ın temyiz itirazlarının reddine ilişkin Daire kararının taraflarına tebliğ edildiği, karar düzeltme yolu kullanılmadığı, davasının reddine ilişkin yerel mahkeme kararının kesinleştiğine, yerel mahkemenin temyize konu kararı ile ilk karara göre temyiz eden ... aleyhine yeni hükümler içermediğine, ...ve arkadaşlarının çekişmeli ... köyü 189 ada 21 sayılı parsele ilişkin davası, davalı sıfatı dolayısıyla dosyada taraf sıfatı bulunmadığı, kararı
da temyiz etmedikleri halde, dosyaya sundukları ve dosya ile ilgisi olmayan ek delil klasörünün yerel mahkeme tarafından ilgilisine iadesi sağlanabileceğine göre, ..."ın temyiz dilekçesinin reddi gerekmiştir.
2) Davacı ... Yönetiminin, çekişmeli ... köyü 189 ada 21 sayılı parselin fen bilirkişi krokisinde (A) ile gösterilen 6920 m2 yüzölçümündeki bölümüne yönelik davasının reddine ilişkin yerel mahkemenin 18.01.2010 gün ve 2009/300-54 sayılı kararının, Orman Yönetimi tarafından temyiz edildiği, Dairenin, Orman Yönetiminin temyiz itirazlarının reddine ilişkin, 15.07.2010 gün ve 2010/7359-10209 sayılı kararının taraflarına tebliğ edildiği, karar düzeltme yolu kullanılmadığı için kesinleştiği, bu şekilde Orman Yönetiminin çekişmeli parselin (A) ile gösterilen 6902 m2 yüzölçümündeki bölümüne yönelik davanın reddine ilişkin mahkeme kararının Orman Yönetimi aleyhine kesinleştiği anlaşılmaktadır. Temyize konu karar, yerel mahkemenin ilk kararına göre Orman Yönetimi aleyhine yeni hükümler içermediğinden, Orman Yönetiminin temyiz dilekçesinin reddi gerekmiştir.
3) Davacılar ... ve ..."in temyiz itirazlarına gelince; mahkemece bozmaya uyulmasına rağmen, bozma kararı gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Şöyle ki; dosyaya sunulan zilyetlik vesikası isimli muhtarlık tarafından düzenlenen belge ve komşu parsel kayıtlarının uygulanararak, çekişmeli taşınmazın bu belgelerdeki nitelendirmesine göre tarafların iddia ve savunlarının değerlendirilmesi, ilgili davaların birleştirilmesi istendiği halde, bu hususlar araştırılmamıştır.
O halde, çekişmeli parselin komşuları olan aynı ada 189 ada 20 sayılı parsel ile önceden çekişmeli parsel ile bir bütün olduğundan söz edilen 189 ada 22 ve 23 sayılı parsellerin kadastro tespit tutanakları ve bu parselleri dıştan çevreleyen komşu parsellerin tespit tutanakları ve dayanakları olan tapu ve vergi kayıtları ilgili yönetimlerden getirtilmeli; 20, 22 ve 23 sayılı parsellerin davalı olması halinde, ilgili dava dosyaları getirtilmeli, davalar arasında aynı bütünden gelmesi, taraflarının aynı olması, aynı kayıtların uygulanması gibi nedenlerle bağlantı bulunduğunun saptanması halinde, dava dosyalarının birleştirilmesi düşünülmeli, daha sonra bir fen bilirkişi ve yöreyi bilen yeterince yaşlı bilirkişiler vasıtasıyla yeniden yapılacak keşifte, ... ve eşi ...’nun mahkemeye sunduğu 28.09.2009 tarihli dilekçeye ekli, zilyetlik vesikası başlığını taşıyan 11.06.1966 tarih ve 12 numaralı belge ile tarafların dayandığı tüm belgeler ve kayıtlar, komşu parsellerin dayanağı olan tapu kaydı, vergi kaydı ve diğer kayıtlar ile haritalar uygulanarak çekişmeli taşınmazın bulunduğu yeri ne olarak okuduğu ya da nitelendirdiği hususu araştırılmalı, bu konuda yerel bilirkişi beyanlarına başvurulmalı, tarafların tanıkları taşınmaz başında dinlenmeli, çekişmeli taşınmazda kimin zilyet olduğu, zilyetliğin başlangıcı, kimden - kime hangi tarihte geçtiği, imar ihya var ise tarihi, ne zaman bitirildiği, kaç yıl kimin tarafından ne şekilde zilyet edildiği, bu zilyetliğin taşınmazın ekonomik amacına uygun olup olmadığı konularında ifadelerine başvurulmalı, yerel bilirkişi ve tanık beyanları komşu parsel kayıtları ve tarafların sunduğu kayıtlar ile denetlenmeli, yerel bilirikişi ve tanık ifadelerinin kayıtlar ile ters düşmesi halinde çelişkiler yöntemince giderilmeli, 1994 yılında ölen davacı ..., katılan ... ile davalı ...’nin eşi Üsküdar’ın babaları olan ortak miras bırakan Ali’nin dosyadaki veraset ilamından, bu kişilerden başka mirasçıları bulunduğu anlaşıldığından, gerekirse onların dahi dinlenerek taşınmazın kime ait olduğu konusunda bilgi alınmalı, oluşacak sonucu göre bir karar verilmelidir.
SONUÇ: 1) Yukarıda birinci bentde açıklanan nedenlerle, davacı ..."ın, ikinci bentde açıklanan nedenlerle de, davacı ... Yönetiminin temyiz dilekçelerinin REDDİNE, peşin alınan temyiz harcının istek halinde yatıranlara iadesine,
2) Yukarıda üçüncü bentde açıklanan nedenlerle de, ... ve ..."in temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün bu nedenle BOZULMASINA, peşin alınan
alınan temyiz harcının istek halinde ... ve ..."e iadesine, yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre taktir edilen 900,00.-TL avukatlık ücretinin davalı taraftan alınarak, Yargıtaydaki duruşmada kendini avukat ile temsil ettiren davacı gerçek kişilere verilmesine 31.01.2012 günü oybirliği ile karar verildi.