17. Hukuk Dairesi 2014/5702 E. , 2015/12286 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki muvazaa nedeniyle tapu iptali ve tescil davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı ..., davalı ... ... ile 1981 yılında evlendiklerini, evlilik birliği içinde alınan üç adet taşınmazın davalı ... tarafından 13.1.2009 tarihinde açılan boşanma davasından sonra 3.3.2009 tarihinde iki tanesinin davalı ..."a,birinin de davalı ..."na satıldığını, ancak taşınmazların davalı ... tarafından kullanıldığını, satış işlemlerinin muvazaalı olduğunu belirterek tapu kayıtlarının iptali ile davalı ... adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... ... vekili, dava konusu taşınmazların müvekkilinin ailesinin yardımı ve müvekkili tarafından çekilen banka kredileri ile alındığını, davacının herhangibir katkısı olmadığı gibi taşınmazlar üzerinde bir hakkı bulunmadığını, satış işlemlerinin gerçek olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalılar ... ve ... davanın reddini istemiştir.
Aile Mahkemesince davanın kabulüne ilişkin verilen 28.3.2012 tarihli karar Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 25.3.2013 tarihli ilamı ile görev yönünden bozulmuş, görevsizlik kararı üzerine dosya kendisine gönderilen görevli mahkemece iddia, savunma toplanan delillere göre davalılar arasındaki dava konusu satış işlemlerinin düşük bedelle yapılması, davalılar ... ve ..."in davalı ..."in komşusu ve akrabası olduğu,iyiniyetli olmadıkları, yapılan satış işlemlerinin muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarını iptali ile davalı ... ... adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava Türk Borçlar Kanununun 19.maddesi gereğince muvazaa hukuksal sebebine dayalı tapu iptali tescil istemine ilişkindir.
Kural olarak 3.kişiler, danışıklı işlem nedeniyle hakları zarara uğratıldığı takdirde tek taraflı veya çok taraflı olan bu hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebilir. Çünkü danışıklı bir hukuki işlem ile 3.kişilere zarar verilmesi onlara karşı işlenmiş bir haksız eylem niteliğindedir. Ancak 3.kişinin danışıklı işlem ile haklarının zarar uğratıldığının benimsenebilmesi için onun danışıklı işlemde bulunandan alacaklı olması ve danışıklı işlemin alacağının ödenmesini önlemek amacıyla yapılmış bulunması gerekir.Muvazaa davası borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tesbit ettirmeyi amaçlar. Davacının bu davadaki amacı alacağını tahsil edebilmek için muvazaa nedeniyle temelde geçersiz olan işlemin hükümsüzlüğünü sağlamaktır. Muvazaaya dayalı davalarda davacının icra takibine geçmesi ve aciz belgesi almasına gerek yoktur. Muvazaaya dayalı iptal davasında davacı muvazaalı işlemle kendisinin zararlandırıldığını ileri sürmektedir. Davacının iddiasını kanıtlaması halinde iddianın, alacağın tahsiline yönelik bulunduğu da gözetilerek İİK 283/1 maddesi kıyasen uygulanarak iptal ve tescile gerek olmaksızın davacıya haciz ve satış isteyebilmesi yönünden hüküm kurulması gerekecektir.
Somut olayda davacı ve davalı ..."in ... Aile Mahkemesinin 19.11.2011 tarihinde kesinleşen ilamı ile boşandıkları, davacı tarafından eldeki davanın konusunu oluşturulan taşınmazlarla ilgili ... Aile Mahkemesine 27.3.2012 tarihinde 70.000 TL"lik katkı payı alacağı davası açıldığı davanın 2012/176 Esas üzerinden devam ettiği anlaşıldığından öncelikle Mahkemece ... Aile mahkemesinin 2012/176 Esas sayılı dava dosyasının sonucu beklenerek davacının katkı payı alacaklısı olduğu belirlendiği takdirde eldeki dava yönünden İİK"nun 283/1 maddesi kıyasen uygulanarak (davacının alacak ve ferileriyle sınırlı olarak dava konusu taşınmazlarda cebri icra yetkisi verilmesine şeklinde)karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı hüküm tesisi isabetli görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılara geri verilmesine 17/11/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.