Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/3839
Karar No: 2020/981
Karar Tarihi: 06.02.2020

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2019/3839 Esas 2020/981 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2019/3839 E.  ,  2020/981 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : SAMSUN BÖLGE ADLİYE MAH. 5. HUKUK DAİRESİ

    Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen menfi tespit davasında verilen hüküm hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelenmesi sonucunda; davalı vekilinin ek karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı; davalı tarafından yapılan icra takibindeki borcun asılsız ve dayanaksız olduğunu, davalıya borcunun bulunmadığını, ödeme emri için yapılan tebligatın usulsüz ve kanuna aykırı olduğunu, itirazların kabul edilmediğinden takibin kesinleştiğini, alacağa dayanak hiçbir belge ya da sebep sunulmadığını belirterek, Samsun 9.İcra Müdürlüğünün 2017/18321 Esas sayılı dosyasında davalıya borçlu olmadığının tespiti ile takibin iptaline, %20 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı; davanın reddini istemiştir.
    İlk Derece Mahkemesince; davanın kabulüne, davacının ..."a Samsun 9.İcra Müdürlüğünün 2017/18321 takip sayılı dosyası nedeniyle borçlu olmadığının tespitine, murazaanın yargılamaya gerektirdiği anlaşılmakla icra inkar tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
    Mahkemece verilen karara karşı davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine İlk Derece Mahkemesince; Hukuk Usulü Muhakemeler Kanunun 434/3 Maddesi gereğince harç ve masraflar yasal süresi içinde yatırılmadığından; davalı yanın istinaf isteminin reddine dair ek karar verilmiştir.
    İlk Derece Mahkemesince verilen ek karara karşı davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Bölge Adliye Mahkemesince; davalının önceki vekili Av. ... tarafından süresi içerisinde 12.02.2018 tarihli dilekçe ile istinaf kanun yoluna başvurulduğu, ancak istinaf harç ve giderlerinin yatırılmadığı, bunun üzerine yerel mahkemece istinaf harç ve giderlerinin yatırılması için düzenlenen muhtıranın 19.02.2018 tarihinde Av...."a tebliğ edildiği, bu arada adı geçen vekilin 16.02.2018 tarihli dilekçe ile vekillikten çekildiğini belirterek, muhtıranın davalı asile tebliğini talep etmesi üzerine, mahkemece bu kez muhtıra ve vekillikten çekilme dilekçesinin davalı ..."a 02.03.2018 tarihinde tebliğ edildiği ve davalı vekili Av. ... tarafından 08.03.2018 tarihinde yeni bir istinaf dilekçesi verilip, aynı tarihte istinaf harç ve giderlerinin de yatırıldığı, vekillik görevi 16.03.2018 tarihine kadar devam eden Av. ..."a muhtıranın tebliğ tarihinden itibaren verilen 1 haftalık kesin sürenin 26.02.2018 tarihinde dolduğu ve kesin süre içinde istinaf harç ve giderlerinin yatırılmadığı gerekçesiyle, Samsun 1.Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2017/327 Esas, 2017/769 Karar sayılı, 27/07/2018 tarihli ek kararına yönelik davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK"nun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
    Anayasa Mahkemesine göre; adil yargılanma hakkının en temel unsurlarından biri olan mahkemeye erişim hakkı, bir uyuşmazlığı mahkeme önüne taşıyabilmek ve uyuşmazlığın etkili bir şekilde karara bağlanmasını isteyebilmek anlamına gelmektedir. Mahkemeye ulaşmayı aşırı derecede zorlaştıran ya da imkânsız hâle getiren uygulamalar mahkemeye erişim hakkını ihlal edebilir. Bununla birlikte dava açma ya da kanun yollarına başvuru için belli sürelerin öngörülmesi, bu süreler dava açmayı imkânsız kılacak ölçüde kısa olmadıkça hukuki belirlilik ilkesinin bir gereğidir ve mahkemeye erişim hakkına aykırılık oluşturmaz. Ne var ki öngörülen süre koşullarının açıkça hukuka aykırı olarak yanlış uygulanması ya da yanlış hesaplanması nedeniyle kişiler, dava açma ya da kanun yollarına başvurma hakkını kullanamamışsa mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiğini kabul etmek gerekir.Anayasa’nın 40. maddesinin ikinci fıkrasında devletin işlemlerinde ilgili kişilerin hangi kanun yolları ve mercilere başvuracağını ve sürelerini belirtmek zorunda olduğu ifade edilmiştir. Kanun koyucu, devlet organlarının tesis ettiği işlemlere karşı kanun yolları ve hangi mercilere başvuracağı ve başvuru süresi bakımından tarafların doğru bilgi sahibi olmalarını sağlayarak dağınık mevzuat karşısında hangi yola müracaat edeceğini bilmeyen yahut tereddüt eden bireylerin hak arama özgürlüğünü etkin ve sağlıklı bir şekilde kullanmaları amaçlanmıştır. (... Mermer Maden İşletmeleri Sanayi ve Ticaret A.Ş. ve Diğerleri, B. No: 2013/7114, 20/1/2016, § 36, 39, 50).
    Dosyanın incelenmesinde; ilk derece mahkemesinin gerekçeli kararının davalı vekili Av...."a 31.01.2018 tarihinde tebliğ edildiği, davalı vekili tarafından süresi içerisinde 12.02.2018 tarihli dilekçe ile istinaf kanun yoluna başvurulduğu, istinaf harç ve giderleri yatırılmadığından ilk derece mahkemesince istinaf harç ve giderlerinin yatırılması için düzenlenen 15.02.2018 tarihli muhtıranın 19.02.2018 tarihinde Av...."a tebliğ edildiği, bu sırada adı geçen vekilin 16.02.2018 tarihli dilekçe ile müvekkili ile irtibat kurmakta zorlandığını belirterek vekillikten istifa ettiğini bildirdiği ve harçların tamamlanmasına ilişkin muhtıranın asile gönderilmesini talep ettiği, bu talep üzerine ilk
    derece mahkemesince harç tamamlatılmasına ilişkin muhtıra, gerekçeli karar ve vekillikten çekilme dilekçesinin davalı asile 02/03/2018" de tebliğ edildiği, 08/03/2018 tarihinde davalının yeni vekilinin harçlarını yatırarak yeni bir istinaf dilekçesi sunduğu anlaşılmaktadır.
    Davalı asile 02/03/2018 tarihinde tebliğ edilen muhtıra ile; posta giderinin ve harçların muhtıranın tebliğ tarihinden itibaren bir haftalık kesin süre içinde yatırılması, aksi halde istinaf isteminden vazgeçmiş sayılacağına karar verileceği hususu ihtar edilmiş, bu süre içinde muhtıra gereği yerine getirilmiştir. Ancak, ilk derece mahkemesince, davalıyı yanıltacak şekilde işlem yapılmış, ardından eski vekilin talebi uygun bulunarak, muhtıranın tebliği ile harç ve posta giderlerinin tamamlanmasına ilişkin süre bu vekile yapılan muhtıraya göre değerlendirilmiştir.
    Yukarıda açıklanan mevzuat hükümleri ve Anayasa Mahkemesi’nin kararı ışığında Anayasa’nın 36. maddesinde yer alan adil yargılama hakkının en temel unsurlarından biri olan mahkemeye erişim hakkını göz önüne alındığında, davalının istinaf talebinin süresinde olduğunun kabulü gerekir.
    Hal böyle olunca, bölge adliye mahkemesince; ilk derece mahkemesinin ek kararı kaldırılarak, istinaf isteminin süresinde olduğu gözetilip işin esasına girilmek suretiyle hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde ek kararına yönelik davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK"nun 371. maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harçlarının istek halinde temyiz edene iadesine, dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 06/02/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.













    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi