3. Hukuk Dairesi 2019/5108 E. , 2020/992 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; 19/07/2015 tarihinde davalı ... şirketinin sorumluluğunda bulunan elektrik direğinin yanması sonucu kendisine ait 3 adet gebe, 2 adet sütlü olmak üzere 5 adet semental cinsi ineğin telef olduğunu ileri sürerek, 40.000 TL maddi zararının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı; ağaç direğin bilinmeyen bir nedenle yanması sonucu tepe traversi ve iletkenlerin yere yaklaştığını ve başı boş bırakılan hayvanların telef olduğunu, yangın sonucu iletkenlerin yere yaklaşmasında kendilerinin herhangi bir kusur veya ihmalinin bulunmadığını, kendilerine ihbar geldiği anda alınması gerekli tedbirlerin zamanında alınarak tellerin onarımının yapıldığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile, 32.500 TL maddi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilmiş; hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. Dairemiz 24.09.2018 T. ve 2016/21139 E. 2018/8934 K. sayılı ilamında; “davacının zararın meydana gelmesinde kusurunun bulunup bulunmadığı hususu araştırılarak davacının müterafik kusuru var ise TBK"nın 52/1.maddesi gereğince hesaplanan tazminat miktarından müterafik kusur indirimi yapılarak, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, bu hususlar göz ardı edilerek, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.” gerekçesi ile hükmü bozmuştur.
Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde; davacının kusurunun çok hafif olduğu gerekçesi ile bilirkişi raporunda tespit edilen 45.000TL üzerinde 1/9 kusur indirimi yaparak davanın kabulüne, 40.000TL maddi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Dava, elektrik şirketinin sorumluluğunda bulunan elektrik direğinin yanması neticesinde davacıya ait hayvanlara temas etmesi sonucu telef olmalarından kaynaklı maddi tazminat istemine ilişkindir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve bozma dışında kalan hususların kesinleşmiş olmasına göre; davalı vekilinin aşağıdaki bentler dışında kalan tüm temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- 04.02.1959 tarih 13/5 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararında vurgulandığı üzere; bozma kararına mahkemece uyulmuş olması taraflardan biri lehine usuli kazanılmış hak meydana getirir. Bu hakkı ne mahkeme ne de temyiz mahkemesi halele uğratabilir. Müktesep hakkın tanınması kamu düzeni düşüncesiyle kabul edilmiştir.
Belirtilmelidir ki; bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlanan bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir
Yukarıda açıklanan ilkeler çerçevesinde; davada, ilk kararın davacı tarafından temyiz edilmemesi ve bozma kararına uyulması ile davalı taraf lehine usuli kazanılmış hak doğduğunun kabulü gerekir.
Somut uyuşmazlıkta; mahkemece verilen ilk kararda 32.500TL yönünden maddi tazminat isteği kabul edilerek hüküm kurulmuştur. Kararın davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin yukarıda gün, esas ve karar sayısı belirtilen ilamı ile karar bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda alınan bilirkişi raporu doğrultusunda, kusur indirimi de yapılarak 40.000TL maddi tazminata hükmetmiştir. Oysa; Bozma öncesi verilen ilk karar, sadece davalı tarafından temyiz edilmekle kabul edilen miktar davalı yönünden usuli kazanılmış hak oluşturur ve bozma sonrası verilen ikinci kararda bu miktardan daha fazlasına hükmedilemez.
Bu itibarla; yukarıda açıklanan ilkeler gözetilerek mahkemece, bozma öncesi hükmedilen miktardan daha fazlasına karar verilemeyeceği gözetilerek, 32.500TL üzerinden hüküm tesisi gerekirken, bozma sonrası ilk kararda belirtilen miktardan fazlasına hükmedilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nın 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 6100 sayılı HMK"nın Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık üzere, 06.02.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.