20. Hukuk Dairesi 2016/12949 E. , 2019/3326 K.
"İçtihat Metni"......
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar vekili 09.05.2003 havale tarihli dilekçesinde sınırlarını bildirdiği yaklaşık 20.000 m2 yüzölçümündeki taşınmazın zilyetlikle kazanma koşullarının oluştuğunu belirterek taşınmazın müvekkilleri adına tescilini talep etmiştir.
Katılan vekili 08.01.2007 harç tarihli dilekçesi ile aynı taşınmazın davacıların murisi ile birlikte müvekkili tarafından imar ve ihya edildiğini belirterek taşınmazın ½ hissesinin katılan adına tescilini talep etmiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile 9.038,60 m2 yerin ½ hissesinin davacılar adına, ½ hissesinin katılan adına tesciline dair verilen kararın Hazine tarafından temyiz edilmesi üzerine hüküm, Dairemizin 11/06/2009 tarih ve 2009/7529-9757 E.-K. sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; "...Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir. Şöyle ki, uzman orman bilirkişi çekişmeli taşınmazın kesinleşen orman sınırları dışında kaldığını açıklayarak taşınmazın tahdit hattına göre konumunu göstermiştir. Ancak orman bilirkişi tarafından yörede yapılan orman kadastro çalışmalarına ilişkin orman tahdit haritası ile kadastro çapı ölçekleri eşitlenerek haritalar çakıştırılmamıştır. Ayrıca, çekişmeli taşınmazın bitişiğindeki tescil harici taşınmaz yörede 1956 yılında genel kadastro çalışmasında.... olarak tescil harici bırakılmış olup, karşı davacı gerçek kişinin davası yönünden çekişmeli taşınmazın kesinleşen orman sınırları dışında kalması bu taşınmazın zilyetlik ile iktisap edileceği anlamına gelmez, taşınmazın eski ve yeni tarihli resmî belgelerdeki konumu, doğal eğimi, bu belgelerde tasarruf çizgilerinin bulunup bulunmadığı da araştırılmamıştır. Kaldı ki, davalı taşınmaza komşu olan kadastro parsellerine ilişkin kadastro tesbit tutanakları, kadastroca oluşan tapu kayıtları ve varsa dayanakları olan kayıt ve belgeler de getirtilerek çekişmeli taşınmaz yönünü ne olarak gösterdiği de incelenmemiştir. Anılan eksiklikler giderilerek yeniden yapılacak inceleme ve keşifle dava konusu taşınmazın orman sayılan yerlerden olup olmadığının belirlenmesi, orman sayılmayan yerlerden olduğunun saptanması durumunda bu sefer zilyetlikle kazanma koşullarının araştırılması gerekmektedir...” denilmiştir.
Mahkemece, bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucu davanın kısmen kabulü ile ....... kasabasında bulunan 16/05/2012 tarihli rapor ve krokide (A2) harfi ile gösterilen 7.803,93 m²"lik kısmın ½ hissesinin davacılar adına, ½ hissesinin katılan adına tesciline, (A1) harfi ile gösterilen 1234,67 m2’lik kısmın susuz tarla vasfı ile Hazine adına tesciline karar verilmiş, hüküm davalı Hazine tarafından temyiz edilmiş, Dairemizin 12.12.2013 tarih ve 2013/3834 – 11601 E.-K. sayılı ilamı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma ilamında “...Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile ........ kasabasında bulunan 16/05/2012 tarihli rapor ve krokide (A2) harfi ile gösterilen 7.803,93 m²"lik kısmın hisseleri oranında davacılar adına tesciline karar verilmişse de, bozma gerekleri tam olarak
.......
yerine getirilmemiştir. Dava konusu taşınmaza komşu olan kadastro parsellerinin bir kısmı tapu kaydına dayanarak tesbit edildiğine göre, bu taşınmazlara ilişkin kadastro tesbit tutanakları, kadastroca oluşan tapu kayıtları ve varsa dayanakları olan kayıt ve belgeler de getirtilerek çekişmeli taşınmaz yönünü ne olarak gösterdiği incelenmemiş ve keşif sonucu alınan orman bilirkişi raporlarında dava konusu taşınmaza ait kadastro paftası ile memleket haritaları çakıştırılarak yapılan gösterimde dava konusu taşınmaza komşu taşınmaz parsel numara ve sınırları okunaklı şekilde gösterilmemiştir.
O halde; en eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğrafları ile dava tarihinden 20 yıl önce iki ayrı tarihte çekilmiş stereoskopik hava fotoğrafları ve bu fotoğraflara dayanılarak üretilmiş orijinal renkli memleket haritaları bulunduğu yerden getirtildikten sonra, keşfe katılan önceki bilirkişiler dışında bir fen, ve üç orman mühendisi bilirkişileri huzurunda keşif yapılarak dava konusu taşınmazın memleket haritaları ve dayanağı hava fotoğrafları steoreskop aletiyle ve üç boyutlu olarak bilirkişilere incelettirilip, taşınmazın niteliğinin ne şekilde göründüğü, orman ya da 6831 sayılı Kanunun 17/2. maddesinde ifade edilen orman içi açıklık olup olmadığı, dava tarihinden 20 yıl önce taşınmazın kullanılıp kullanılmadığı, fotogometri yöntemiyle düzenlenen kadastro paftasında tasarruf sınırı bulunup bulunmadığı, taşınmaz üzerinde önceki yıllarda ve şimdi bulunan bitki örtüsünün cinsi, sayısı, yaşı ve dağılımı durumunun ne olduğu ve dava konusu taşınmaza komşu olan parsel numaraları ve sınırlarının okunaklı olarak gösterilmesi sureti ile belirlenmeli, yapılan inceleme sonucunda dava konusu taşınmazın eski tarihli belgelerde orman sayılmayan ve zilyetlikle kazanılabilecek yerlerden olduğunun belirlenmesi halinde, dava konusu taşınmaz ve etrafını gösterir ve ilk defa o yerde grafik ya da fotogrametri yöntemiyle düzenlenen 1/5000 ölçekli arazi kadastro paftasının fotokopi örneği ile taşınmaza bitişik ya da yakın komşu parsellerin, kadastro tesbit tutanak örnekleri ve bu parsellere uygulanan tapu ve vergi kayıtları ilk oluşturulduğu günden itibaren tüm gittileri ile istenerek yerel bilirkişiler aracılığı ile keşifte uygulanmalı, dava konusu taşınmazı ne olarak okudukları araştırılmalı, alınacak fen bilirkişi raporunda dava konusu taşınmaza komşu parsellerin yenileme çalışmalarından önceki ve sonraki parsel numaraları da belirtilmek sureti ile gösterilmeli ve toplanan tüm bu deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir...” gereğine değinilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulü ile ... ili, .... ilçesi, ....... kasabasında bulunan 16/05/2012 tarihli rapor ve krokide (A2) harfi ile gösterilen 7.803,93 m²"lik kısmın tamamı 4 hisse kabul edilerek 1/4"er hissesinin davacılar ..... oğlu ..., ... oğlu ..., 2/4 hissesinin .... oğlu ... adına susuz tarla vasfıyla tapuya kayıt ve tesciline, rapor ve krokinin kararın ekinden sayılmasına, fazlaya ilişkin talebin reddine;.......kasabasında bulunan 16/05/2012 tarihli rapor ve krokide (A1) harfi ile gösterilen 1.234,67 m²"lik kısmın susuz tarla vasfıyla davalı Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, rapor ve krokinin kararın ekinden sayılmasına, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hüküm davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medeni Kanunun 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazın tesciline ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tespit tarihinden önce 24.11.1989 tarihinde yapılıp kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Genel arazi kadastrosu işlemi ise 1956 yılında yapılmış ve kesinleşmiştir. Kesinleşme tarihi ile davanın açıldığı tarih arasında 20 yıllık süre geçmiştir.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Kanununun değişik 13/j maddesi gereğince Hazineden harç alınmasına yer olmadığına 09/05/2019 gününde oy birliği ile karar verildi.